ABD başkanlık seçimleri doları nasıl etkiler?
ABD başkanlık seçimlerinin sonuçları ve mali teşvik paketiyle ilgili görüşmelerin akıbeti beklenirken, ABD Doları da uluslararası piyasalarda değer kaybediyor.
Piyasa uzmanları, ABD'deki gelişmelerin yanı sıra Avrupa'da koronavirüs salgınının devam etmesi ve vaka sayılarındaki artışın sürmesinin yarattığı kaygıların da yatırım pozisyonu almayı zorlaştırdığına dikkat çekiyor.
ABD Doları'nın altı büyük para birimine karşı değerini ölçen endeks, bu hafta içerisinde son bir ayın en düşük düzeyine geriledi. Euro/dolar paritesi de bir ayın en yükseğini gördü.
Reuters haber ajansına konuşan uluslararası finansal hizmetler şirketi StoneX'in küresel piyasalar stratejisi Yousef Abbasi, dolardaki zayıflığın uzun vadede sürmesinin muhtemel olduğunu söyledi.
Abbasi, koronavirüs salgını nedeniyle ekonomiyi canlandırmayı amaçlayan mali teşvik düzenlemesiyle ilgili görüşmelerin tıkandığını ve piyasanın da dikkatini artık seçimlere odaklamaya başladığını belirtti.
Abbasi, "Teşvik paketiyle ilgili en iyimser senaryo, seçimlerden 'mavi dalganın' çıkması. (Demokrat Parti adayı Joe) Biden'ın Beyaz Saray'ı kazanması ve Senato'nun Demokratlara geçmesi. Bu durumda bir anda 2021 için 4-5 trilyon dolarlık bir teşvik paketi açıklanabilir ve Biden'ın altyapı ile yeşil enerji alanlarındaki planları da hayata geçirilebilir" dedi.
ABD'de koronavirüs salgınının ekonomi üzerindeki etkilerini hafifletmek için yürürlüğe sokulması beklenen teşvik paketi üzerinde yürütülen görüşmelerde ilerleme sağlanamıyor.
Son olarak, Senato Çoğunluk Lideri Kentucky Senatörü Mitch McConnell, Cumhuriyetçi senatörlerle yaptığı toplantıda, Beyaz Saray'a seçim öncesi teşvik paketi üzerinde uzlaşma sağlamamasını tavsiye ettiğini söyledi.
Bu tavsiyenin basına sızması dolar üzerinde baskıyı artıran unsurlar arasında gösteriliyor.
Uzmanlar ve analistler, bu gelişmeler üzerine döviz piyasasının "bekle ve gör" konumuna geçtiğini belirtiyor.
Bloomberg televizyonuna konuşan Saxo Capital Markets Küresel Makro Stratejisti Kay Van-Petersen, 3 Kasım'daki seçimleri "piyasaların 10 yıllardır karşı karşıya olduğu en büyük siyasi risk" olarak nitelendirdi.
Ancak Van-Petersen, seçim sonucu ne olursa olsun önümüzdeki dönemde ABD ekonomisini hem mali hem de finansal gevşetmenin beklediğini, ve bunun sonucunda da faiz indirimleri ile harcamaların artmasıyla doların uzun vadede değer kaybının sürmesinin beklendiğini belirtti.
Stratejistler ve uzmanlar seçim sonrasına ilişkin benzer beklentiler içerisinde olsalar da en fazla kaygı duydukları konunun seçimin ardından belirsizlik ortamının oluşması olduğunu ifade ediyor.
ABD'nin döviz piyasası konusunda önde gelen veri analiz şirketlerinden OANDA'da yayımlanan bir analizde, tarihsel olarak seçimlerin sonucunun belirlenmesinin dolar üzerinde yukarı yönlü bir etki yarattığı vurgulandı.
Analizde, "1980 yılından bu yana yapılan 10 seçimin dokuzunun ardından yeni ya da mevcut yönetimin ilk 100 günü içerisinde dolar güç kazandı. Şaşırtıcı bir şekilde, Demokrat adayın kazandığı seçimlerin ardından dolardaki ortalama değer artışı yüzde 4 olurken, Cumhuriyetçilerin zaferinin ardından bu oran yüzde 2'de kaldı" denildi.
2020 seçimlerinin de doların seyri üzerinde önemli bir etki yaratmasının beklendiği ve bunun iki nedeni olduğu belirtildi.
Analizde, "Bunlardan ilki, pandemi sürecinin devam etmesi nedeniyle postayla kullanılan oyların sayısının artması ve bunun da sayım sürecini uzatarak, kazanan adayın belli olma süresini 2 ile 3 haftaya kadar uzatabilme ihtimali. İkincisi de Başkan Trump'ın, Joe Biden'ın kazanması halinde sonuçları kabul etmemesi ve seçimlerin anayasal bir krize dönüşmesi" yorumu yapıldı.
Seçim sonrası belirsizliğin yarattığı bir diğer risk de ABD'nin kredi notunun olumsuz etkilenmesi.
Dünyanın önde gelen kredi derecelendirme kuruluşları Fitch, Moody's ve Standard & Poor's (S&P), ABD'nin kredi notu açısından seçimleri yakından izlediklerini belirtti ve belirsizliğin artması halinde bunun aşağı yönlü risk yaratabileceği uyarısında bulundu.
ABD'nin kredi notuyla ilgili yaşanabilecek sıkıntılar da dolar üzerinde baskı oluşturacak bir diğer faktör olarak gösteriliyor.
Fitch ve Moody's nezdinde, ABD'nin kredi notu en üst kademe olan AAA seviyesinde bulunuyor. ABD'nin kredi notu, S&P nezdinde ise en yükseğin bir altı olan AA+ düzeyinde.