AYM, gizli tanık ifadesiyle verilen mahkumiyeti bozdu
Anayasa Mahkemesi, gizli tanık ifadeleri doğrultusunda 12 yıl 11 ay hapse mahkum edilen Serdar Batur'a verilen cezayı bozdu. Mahkeme, gizli tanık ifadelerinin alınış biçimiyle adil yargılama hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Anayaba Mahkemesi (AYM), Siirt’in Eruh ilçesinde ‘yasa dışı gösteriye katıldığı’ ve ‘AK Parti ilçe teşkilatına molotofkokteyli attığı’ iddiasıyla, gizli tanık ifadeleriyle toplam 12 yıl 11 ay hapis cezası verilen Serdar Batur’un başvurusuyla ilgili kararını açıkladı. AYM, adil yargılanma hakkının ihlali yönünde karar vererek, Batur’un yargılamasının yeniden yapılmasını istedi.
Siirt’in Pervari ilçesinde yaşayan Serdar Batur, 11 Aralık 2009 tarihinde izinsiz gösteriye katıldığı ve AK Parti ilçe teşkilatına taş ve molotofkokteyli attığı iddiasıyla, 3 gizli tanıdığın ifadeleri doğrultusunda Diyarbakır’da kapatılan özel yetkili mahkeme tarafından yargılandı. Mahkeme Batur’a, ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ gerekçesiyle 6 yıl 3 ay, ‘izinsiz olarak tehlikeli madde bulundurma’ suçlamasıyla, 4 yıl 2 ay ve ‘mala zarar verme’ suçundan 2 yıl 6 ay olmak üzere toplam 12 yıl 11 ay hapis cezası verdi.
YARGITAY KARARI ONADI
Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi temyiz başvurusunda yerel mahkemenin verdiği hükmü onayladı.
Sanık Serdar Batur, Yargıtay’ın kararı onaması üzerine avukatı İdris Aydın aracılığı ile AYM’ye başvurdu. AYM verdiği kararda, olayda gizli tanıkların beyanlarının soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından alındığıa dikkat çekti. Yüksek mahkeme, gizli tanıkların celse aralarında ve başvurucu ile müdafiine haber verilmeksizin mahkemece dinlendiğini belirtti.
‘SAVUNMA TARAFI, GİZLİ TANIĞIN GÜVENİRLİĞİNİ TEST EDEMEMİŞTİR’
AK Parti ilçe binasına saldırı ile ilgili gizli tanık beyanları çıkarıldığında bu yönde bir bağ kurmaya yeterli başka delil de bulunmadığı belirtilen AYM kararında şöyle denildi: “Gizli tanık beyanlarının mahkeme kararının dayandığı belirleyici deliller olduğu, bu şekilde tespit edildikten sonra savunma tarafına dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün takip edilip edilmediği de belirlenmelidir. Tanıklar, mahkeme heyeti ve Cumhuriyet savcısı huzurunda dinlendiğinden heyetin tüm üyeleri ve Cumhuriyet savcısı tanığın reaksiyonlarını doğrudan gözlemleyebilmişlerdir. Gizli tanığın beyanlarının tespit edildiği sırada hazır bulunmayan başvurucu ve müdafi, yargılamanın yapıldığı mahkemede ses ve görüntülü aktarma sisteminin mevcut olmaması nedeniyle ses bağlantısı yoluyla da olsa gizli tanığı sorgulayamamış ve gizli tanığa sorulan sorulara gizli tanığın verdiği cevaplar hakkında kişisel izlenim edinme fırsatı bulamamıştır.”
‘ADİL YARGILAMA HAKKI İHLAL EDİLDİ’
Savunma tarafının bu durum nedeniyle sorgulama yoluyla gizli tanığın güvenilirliğini test edemediği belirtilen kararda şu ifadeler yer aldı: “Söz konusu tanık beyanlarının daha sonra sanık (başvurucu) ve müdafinin huzurunda okunmuş olması, tanık beyanına karşı yeterli bir itiraz imkanı olarak değerlendirilemez. Sonuç olarak, tanığın kimliğinin neden gizlendiği hususunda bir gerekçeye yer verilmediği, hükmün belirleyici ölçüde ‘Eruh 56’ kod adlı gizli tanığın anlatımlarına dayandırıldığı ve sanık lehine alınan teminatlar gözetildiğinde tanıkların menfaatleri ile sanığın adil yargılanma kapsamındaki haklarının dengelenmediği görülmüştür. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36’ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”
YENİDEN YARGILANACAK
Anayasa Mahkemesi, Serdar Batur’un güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır’daki mahkemeye gönderilmesine karar verdi. DHA