Bahçeli: 2005'te 'bir gece görünmekte yarar var' demiştim

Bahçeli: 2005'te 'bir gece görünmekte yarar var' demiştim

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Şengal ve Karaçok bombardımanları ile ilgili yaptığı değerlendirmede, "15 Aralık 2005'te 'gerekirse Kandil dağında bir gece görünmekte yarar var' demiştim.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, FETÖ’yle mücadelede ‘siyasi ayak’ konusunda adım atılmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ sözünü de hatırlatan Bahçeli şunları söyledi: 2005’te “gerekirse Kandil dağında bir gece görünmekte yarar var” demiştim. 12 yıl sonra sayın Cumhurbaşkanı da TÜMSİAD genel kurulunda “Bir gece ansızın gelebiliriz” kararlılığını seslendirmiştir…

Konuşmasının ardından çıkışta yaptığı açıklamada ise Bahçeli, hükümete girmek için 5 şart öne sürdükleri yönündeki haberleri ise yalanladı. Bahçeli, “Hükümette değişiklik kanaati tamamen AK Parti’ye aittir. Kimsenin eksiğini tamamlayacak parti değiliz” dedi. Bahçeli gazetecilerin, ‘Hükümette MHP’liler olacak mı?’ sorusuna şu yanıtı verdi: “MHP’nin koalisyon ortağı olacağı ifade edilmektedir. Bu tamamen yanlış bir kanaattir. Bu arkadaşlarımızı basın olarak görevlerini yaparken saygı duruyorum ama biraz da uyarıyorum.  Şu an için 65. Hükümet görevinin başındadır. Hükümette değişiklik kanaati AK Parti’lilere aittir. Bu onların işidir.  Sayın Cumhurbaşkanı partisine tekrar dönmektedir. Ve 21 Mayıs’ta da büyük kurultaylarını toplayacaklardır. Bu onların işidir. Kamuoyu olarak bütünü siyasi partilerin gelişmeleri saygıyla takip etmesi gerekmektedir. MHP’nin hükümette görev alınacağına dair şeyler yoktur. MHP güçlü bir partidir. Özgül ağırlığımız çok çok yüksektir. Gün gelir, MHP’ye de tek başına iktidar nasip olur. MHP bir başkalarının eksiğini tamamlamak için yama kurmaya hazır bir parti midir? Buna ihtiyaç yoktur. Kim davet ederse etsin söylediklerim geçerlidir.”

ERDOĞAN’IN UÇAĞINDAKİ MHP’Lİ VEKİL

MHP Milletvekili Saffet Sancaklı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hindistan ziyaretinde yer almasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Bahçeli şöyle konuştu: “Yine gazetelerde koalisyonla ilişkilendirdiler. Sayın Cumhurbaşkanı yurtdışına giderken partilerden katılma arzusu taşıdığı milletvekillerini belirtmektedir. 1 veya 2. Bizim diğer arkadaşlarımız da Afganistan’a giderken de öyle oldu, Pakistan’a giderken de öyle oldu. Hindistan’a giderken de öyle olacak. Önümüzdeki hafta Çin’e giderken de öyle olacak. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletvekillerinin bu tür seyahatlere katılmalarına müsaade ediyorum. Arkadaşlarımız da katılıyorlar.”

Bahçeli’nin grup konuşmasından satır başları şöyle:

FETÖ’DE HATIRLI İSİMLERE DOKUNULMADI

 Türkiye Cumhuriyeti’ne kefen biçenler, suçlayanlar, HDP’li ortaklarını da yanlarına almış Haçlı sürüsüyle ittifak yapmaktadır. Ar damarları çatlamış, şeref ve haysiyet ölçüleri kaybolmuştur. Türkiye’yi aşağılamak, suçlamak terörist sevicilerin asla hakkı değildir, olamayacaktır. Avrupa diye yazılır yazılmasına, ama çifte standart diye okunacaktır. Nefret salgını, ırkçılık denecektir. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstünlerin değil, hukukun üstünlüğü esas ve bağlayıcıdır. Hukuk dışın çıkmamak, delet olmanın kaçınılmaz sonucu. Şu an Türkiye terörle mücadele sürecindedir. Buna rağmen adalet ve hukuktan taviz verilmemesi, ecdadımıza karşı borcumuzdur. Bir yanda FETÖ, diğer yandan PKK/PYD/YPG ve IŞİD Türkiye’nin başını ezmesi gereken, haklarından gelmesinin kaçınılmaz olduğu zehirli birer yılandır. Türk devleti, darbe girişiminden sonra reflekse geçmiştir. Hakkı teslim etmek adına diyebilirim ki, epey mesafe alınmıştır. Ancak FETÖ ile mücadelenin tatmin edici seviyeye ulaşamadığı son gelişmelerden belli olmaktadır. 689 ve 690 sayılı KHK’larla çok önemli adımlar atılmış, 3 bin kamu görevlisi ihraç edilmiştir. FETÖ ile irtibatını bulunan bazı kurum ve kuruluşlar da kapatılmıştır. Bir kez daha hükümete sesleniyorum. FETÖ’nün ucu nereye dayanıyorsa oraya kadar gidilmeli ve kökü kazınmalıdır. Bu katillerin, bu Türkiye düşmanı yapılanmanın bulundukları her alandan sökülüp atılması milli beka meselesidir. Bu yapılırken adalete dudak bükülmemelidir. Kim suçlu, kim suçsuz bunun ayrımı iyi yapılmalıdır. Vebali hepimizin omzundadır. henüz tabandan tavana çıkılmamıştır.. Hâlâ hatırlı ve imtiyazlı isimlere dokunulmamıştır.

SİYASETE GELİNCE AĞIRDAN ALINIYORSA…

Mevzi başarılarla, stratejik sonuçlar ulaşmak hayaldir. Ata bindiysek, ayağımız hala yerdeyse bir sorun var demektir. Öküz altında buzağı aramak akla hayale yatkın değildir. İrtibatlı olduğu çevrelere bakıldığında buruşturulup atılacak isimler maalesef yerli yerindedir. Kriptolar kendilerini emniyete almışlardır. FETÖ ile irtibatı olanlar arasında soruyorum, memur var da meşhur siyasetçi ve bürokrat yok mudur? Cebinde 1 dolar taşıyan, bankada milyon dolarları bulunan çürümüşler nerededir? Sıradan insanlara hukuk işliyor da, varsa devlet yönetimindeki kişilere sıra geldiğinde neden sessizlik, tepkisizlik oluyor? Neye yorumlamalıdır? TSK, emniyet, medya ayaklarında temizlik yapılıyor, ancak siyasete gelince duruluyor, ağırdan alınıyorsa bir bit yeniği var demektir. FETÖ ile mücadele dümen kırmakta, sabote edilmektedir. Mahrem imamlar bulunuyor, devletin mahremlerinde bulunan tanıdık simalar neden ortaya çıkarılmıyor? Sosyal medyada herkes birbirini suçlamaktadır. Mücadelenin tadı tuzu kaçmaktadır. Siyasi İslamcılık cenahında kutuplaşma üst seviyededir. Onu bunu suçlayan yazar ve gazeteci, anlaşmazlıkların karşılıklı suçlamaların göbeğindedir. Toplumsal güven aşınmaktadır. Birisi diyor ki TSK içinde 40-50 bin FETÖ ile irtibatlı isim var. Bir diğeri diyor ki MİT’te 400 FETÖ bağlantılı kişi var.

CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANA ÇAĞRI

FETÖ hâlâ faaliyettedir. Türkiye bu kamburla daha fazla mesafe alamayacaktır. Türkiye bu soysuz örgütün gizli ve açık üyelerine daha fazla tahammül gösteremeyecektir. Eğer ip inceldiyse kopsun diyoruz. Yüzleşelim, hesaplaşalım iradesindeyiz. FETÖ’nün son mensubu, en son ferdi yakalanıp adalete teslim edilinceye kadar… Sayın Cumhurbaşkanı’na, sayın Başbakan’a buradan çağrı yapıyorum. “Dün yanımızdaydı, yakınımızdaydı, vefaydı, şuydu buydu” demek haramdır. Bunlarla mücadele sonuna kadar helaldir.

CHP NE YAPARSA YAPSIN

 YSK 16 Nisan halk oylamasının kesin sonucunu 27 Nisan’da açıklamıştır. “Evet” ile “hayır” arasındaki fark 1 milyon 378 bindir. Seçime katılım yüksektir ve yüzde 85 düzeyindedir. Evet verenler yüzde 51.41, hayır diyenler yüzde 48.49’dur. Tekraren söylemek isterim ki, 16 Nisan’da kazanan Türk milletidir ve Türkiye’dir. Evet diyen vatandaşlarımız kadar, hayır oyu kullanan vatandaşlarımız da bizim için saygındır. CHP’nin freni patlamış kamyon gibi kontrolsüz tavrı kendini küçük düşürmektedir. YSK’nın seçim güvenliğine yönelik bir darbe olduğunu söyleyecek kadar yüzsüzleşmiştir. Sandıkta kaybedenlerin, milletimizin seçimiyle verdiği kararı çarpıtması hezeyandır. CHP havanda su dövmektedir. CHP’nin artık uyanması, girdiği komadan çıkması içten tavsiye ve kararımdır. Altı kaval, üstü şişhane mantık ve anlayışla bir neticeye ulaşmak nafile gayrettir. Heveslerin birer birer güme gideceği failin değil, katilin eseridir. CHP ne yaparsa yapsın, hükümet sistemi değişmiştir. Türkiye mazisiyle uyumlu bir rotada ilerlemeye başlamıştır. Yazıklar olsun ki Atatürk’ün kurduğu parti, can kulağıyla cezaevindeki HDP’linin söylediklerini can kulağıyla dinlemektedir. Bazı sözde araştırma şirketleri, mal bulmuş mağribi gibi 16 Nisan sonuçlarına atlamış, Partimizin üçte birinin evet, üçte ikisinin hayır dediğini uydurmuştur. MHP yarılmaya karşı karşıyaymış. Bunların savurdukları palavradır. MHP’lilerin hangi oranda evet, hangi oranda hayır dediğini ispatlamayan, bunu kamuoyu ile paylaşmayan alçaktır. Şerefsizdir. Bazı yarım gazeteciler, çeyrek aydınlar yüklerini MHP’ye yüklemesin. MHP’liler, mührü evetin çatına basmıştır. Hariçten gazel okumaya gerek yoktur. Yeni sistemle cumhurbaşkanının partisiyle bağı kurulabilecektir. Böylelikle fiili durumun hukuki duruma kavuşması sağlanmış olacaktır. AKP’nin 21 Mayıs’ta yapacağı olağanüstü kongre de beklenen bir sonuçtur ki “Hayırlı olsun” demekten başka bir söylemeyeceğiz. MHP, terörizmin belini kırmak için devleti ve hükümeti ile bir ve beraberdir.

‘KANDİL’DE GÖRÜNMEKTE YARAR VAR’ DEMİŞTİM

 15 Aralık 2005’te “gerekirse Kandil dağında bir gece görünmekte yarar var” demiştim. 12 yıl sonra sayın Cumhurbaşkanı da TÜMSİAD genel kurulunda “Bir gece ansızın gelebiliriz” kararlılığını seslendirmiştir. Nerede kuyumuzu kazmak isteyen canavar bulunuyorsa Türkiye Cumhuriyeti bir gece görünmelidir veya bir gece ansızın gitmelidir. MHP’nin özlediği ruh bundan ibarettir. Terörizmle mücadele halindeyken ABD’nin hem nalına hem mıhına vurması abesle iştigaldir. PYD ve YPG’lilerin yanına koşan ABD’li subayların görüntülenmesi içler acısıdır.

Sayın Erdoğan’ın 16 Mayıs’ta yapacağı ABD ziyareti ile başkan Trump ile Suriye ve Irak’taki durumun konuşması, Türkiye’nin haklarını hatırlatması beklentimizdir. Görünen o ki böyle de olacaktır. PKK, YPG kollanmaktadır. Kan dökmelerinin önü açılmaktadır. 16 Nisan’dan sonra terörle mücadelede şehit olan 15 kardeşimizin kanına kimler girmiştir. Huzurlarınızda şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye’nin güney sınırında açılacak her fitne koridorunu imha etmesi hakkıdır. Uluslararası hukukun gereğidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.