DEM Parti'den Kobani mahkumiyetlerine tepki
Kobani davasında çıkan mahkumiyet kararları, TBMM’de CHP ve DEM partililer tarafından protesto edilirken, karar sonrası açıklama yapan DEM Parti Eş Genel Başkanları karara tepki gösterdi.
Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kobani davasında, aralarında HDP’nin eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu isimlere ağır cezalar verilmesi tepkilere neden oldu.
Meclis’te protesto edildi: Sırrı Süreyya Önder birleşimi kapattı
Kararın açıklanmaya başladığı saatlerde TBMM Genel Kurulu çalışmalarını sürdürüyordu. İlk kararlar gelmeye başladığında, CHP ve DEM Parti milletvekilleri kararı sıra kapaklarına vurarak protesto etti.
DEM Parti milletvekilleri, Demirtaş, Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu yargılanan siyasetçilerin fotoğraflarını kaldırarak, kararı protesto etti.
Kararların açıklandığı sırada Genel Kurul’daki birleşimi Kobani davasından yargılanan DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder yönetiyordu.
Verilen aradan sonra yeniden birleşimi açan Önder, “38 kez ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılanıyorum. Hakkımızdaki ferman yarım saat bir saat içinde açıklanmış olacak” dedi.
Kobani davasında verilen ağır hapis cezalarından üzüntü duyduğunu belirten Önder, "Olan memleketin barış ve birlikte yaşam umuduna yöneliktir. AK Parti cenahı bunun farkına varmadı ama günbegün ortaya çıkan şeylerle görüyoruz. Bu da AK Parti’nin ilerideki yargılanmasının ön iddianamesidir. Zindandaki bütün arkadaşlarımı selamlıyorum” dedi.
Önder, Başkanlık Divanı oluşmadığı gerekçesiyle Salı gününe kadar Meclis’i kapattı. Daha sonra Kobani davasından Önder hakkında beraat kararı açıklandı.
Bu makalede Twitter içeriği bulunmaktadır. Çerez ve diğer teknolojileri kullanıyor olabilirler, bilgisayarınıza herhangi bir şey yüklenmeden önce sizin rızanızı alırız. İzin vermeden önce çerez politikasını okumak ve gizlilik politikasına göz atmak isteyebilirsiniz. Bu içeriğe ulaşmak için lütfen "kabul et ve devam et" seçeneğine tıklayın.
Bakırhan: Yumuşama mesajları verildiği süreçte Kürt siyaseti silinmeye çalışılmıştır
Mahkemenin kararını açıklanmasından sonra DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğlu Oruç, Sincan Cezaevi kampüsü önünde açıklama yaptı.
Bakırhan, “Çetelerin, kent meydanlarında çakarlı araçlarla insanları katledenlerin serbest dolaştığı, Kürtleri asit kuyularında katleden JİTEM davalarının aklandığı bir süreçte Kürtler ve devrimciler bugün cezalandırıldı. Biz bu cezaları tanımıyoruz. Bugün Sincan’da İstiklal Mahkemeleri’nin ruhu, 12 Eylül yargılamalarının ruhu tekrar hortlamıştır” dedi.
Siyasette “normalleşme, yumuşama” mesajlarının verildiği bir süreçte bu kararların çıktığına işaret eden Bakırhan, mahkemenin verdiği kararla “HDP, Kürt siyaseti, devrimci ve demokratların siyaset sahnesinden silinmeye çalışıldığını” söyledi.
İktidarın, 31 Mart seçimlerinde halkın verdiği cevabı anlamadığını kaydeden Bakırhan, “Biz Kürtler, emekçiler, yoksullar, her zaman olduğu gibi dayanışarak bu kirli kararları boşa çıkaracağız. Arkadaşlarımızı bir gün muhakkak özgürleştireceğiz. Bu kararı verenler çok iyi bilsin, o günler uzak değil. Bu kara günde bu kararı verenleri lanetliyor, kararlarını tanımadığını belirtiyoruz” ifadelerini kullandı.
“İddianame gibi karar da, Saray’da ve MHP Genel Merkezi’nde yazıldı”
Tülay Hatimoğulları Oruç da kararı “hukuk katliamı” olarak nitelendirdi ve şu görüşlere yer verdi:
“Burada sabah söyledik bu bir yol ayrımıdır. Tıpkı iddianame nasıl Saray’da ve MHP Genel Merkezi’nde yazıldıysa bu karar da aynı odaklar tarafından yazılmıştır.
“Türkiye’de yargı diye bir şey kalmamıştır. Şu an bir hukuki darbe, bir siyasi darbe daha gerçekleşmiştir. Yargılanan arkadaşlarımız bütün dünyanın vicdanında beraat etmiştir. Faşizmin kararlarını tanımıyoruz, yok hükmündedir.”
Oruç, akşam da parti genel merkezinde MYK üyeleri ile Halkların Demokratik Kongresi ve bileşenlerini toplantıya çağırdığını duyurdu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da sosyal medya hesabından, “Kobani kumpas davası kararları, bir taraftan Türkiye’nin çağdaş hukuk devletinden ne denli uzaklaştığını diğer taraftan da AKP ve normalleşme sözcüklerinin birbirine mesafesini göstermesi bakımından 'tarihidir'” dedi.
Ahmet Türk: Bir kesim harekete geçti ve normalleşmeyi baltalamaya çalıştı
Kobani davasında 10 yıl hapis cezası verilen Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Halk TV’de kararı değerlendirdi.
Mahkemenin “toplumsal barışı bozmaya yönelik bir karar verdiğini” belirten Türk, şunları söyledi:
“Biz bir vahşet örgütüne karşı düşüncelerimizi ifade ettiğimiz için böyle bir dava açıldı. Aslında bu, bir kesimin toplumsal barışı bozmaya yönelik bir kararıdır. Bu mahkemenin verdiği bir karar değil, siyasilerin verdiği bir karardır.
“Üzüntülerimiz cezalara için değil, bu ülkenin toplumsal barışa ihtiyaca var. Bizler senelerce halkların ortaklaştığı bir sürecin arayışı içerisindeydik, bizim mücadelemiz bu. Ama maalesef bazı kesimler ötekileştirme siyasetini sürdürme anlayışıyla hareket ediyor. Bunu aslında demokratik geleceğe, halkların kardeşliğine vurulan bir darbe olarak değerlendirmek lazım.
“Bizim Kobane olaylarında devlete karşı bir şeyimiz yok, IŞİD'e karşı tepkimiz olmuştu. Elimizden geldiğince bu ülkenin barışı için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu sürecin nasıl yürüyeceğini tahmin ediyorduk. Bir kesimin harekete geçtiğini ve bu normalleşme sürecini baltalamaya çalıştığını görüyoruz.”
Özgür Özel: Bu siyasi bir dava
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV’ye yaptığı konuşmada Kobani davasının siyasi bir dava olduğunu söyledi.
"Olay olduktan beş yıl sonra açıldıysa dava, iddianamesi de doğrudan bir partinin genel başkanı tarafından yıllarca yazıldıysa, sonra da dava açıldıysa bu dava siyasi davadır. Uzamasıyla, zamanlamasıyla, karar duruşmasının seçimden sonraya bırakılmasıyla falan her yönüyle siyasetten kullanılmaya elverişli bir dava" diyen Özel, Selahattin Demirtaş'a ve Fiden Yüksekdağ'a verilen cezaları eleştirdi.
"Yargılama süreci hukuki değil" sözlerini ekledi.
İçişleri Bakan Yardımcısı Turan: Hayırlı olsun
Eski AKP milletvekili ve İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ise kararıyla ilgili “Birilerini memnun etmese de adalet yerini buldu, beraat da var ceza da var. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla kararı değerlendiren Turan, Ekim 2021’de Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı bir konuşmayı alıntılayarak, şu ifadelere yer verdi:
“Hesabı sorulur demiştik! Bugünkü karar; hapishaneden atılan romantik tweetlerle, hukuku ve adaletin sulandırılamayacağını, kimsenin siyasi emelleri için sokağı tahrik edemeyeceğini; kendisi veya bağlı olduğu bir örgütün menfaati için kamu düzenini istismar edemeyeceğini; toplumda infiale, tahribata, can kayıplarına sebep olan bir olayı teşvik etmenin 'kim olursa olsun' bedeli olacağını gösterdi.”