Dengbêj Gazin kitaplara konu oldu
Yazar Leyla Mihrinaz Engin, Dengbêj Gazin’in yaşamını kitaplaştırdı: “Bizim coğrafyamızda kadın sesinin dinlenmesi halen günah görülüyor. Halen cinsiyet ayrımcılığı var. Gazin de böyle bir ortamda dengbêjliğe başlıyor...
Dengbêj Gazin adıyla bilinen Raziye Kızıl’ın yaşamı, ‘Kadın Dengbêj Gazin’ ismiyle kitap haline geldi.
Van’ın ilk kadın dengbêji olan Gazin, 2012’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Bianet’ten Çiçek Tahaoğlu’na verdiği söyleşisinde “Aslında sanat kadından gelmiş. Dengbêjlik kadından gelmiş. Kadınlar söylemiş erkeklere mahal olmuş” demişti.
Dengbêjlik geleneği toplum tarafından sadece erkeklerin sürdürdüğü bir kültür olarak bilinirken Gazin, bu alışılmış bilgiye karşı son nefesine kadar klam söylemeye devam etti. Hayat hikayesinden kısaca birkaç şey eklemek gerekirse, ‘Onun dengbêjlik aşkı, yaşadığı evde daha o çocukken filizlenmeye başlamıştı’ yorumunu yapmak yerinde olacaktır. Amcası ve amcasının eşi de onun gibi dengbêjdi.
Meryem Xan, Karapêtê Xaço, Ayşe Şan, Şakiro gibi dengbêjlerden etkilendi. Erivan Radyosunun yayınları da onun yaşamında önemli bir yere sahip oldu. Elbette Gazin, söylediği Kürtçe şarkılar yüzünden defalarca yargılandı.
Van’da kurduğu Kadın Dengbej Evi’nde onlarca genç dengbêj de yetiştirdi. Kürt kültürü için yaşamını adayan Gazin’in hikayesini, ‘Kadın Dengbêj Gazin’ ismiyle,
Yazar Leyla Mihrinaz Engin yazdı. Engin kitabın satır aralarını ve Gazin’i Serhat News’ten Dıldar Güler'e anlattı.
‘Kadın sesinin halen günah olduğu topraklarda kadın dengbêj olmak’
Kitabın her kelimesini Dengbêj Gazin’e okuyarak onu, kitap hazırlama sürecine dahil eden Engin, o dönemde onunla büyük bir dostluk da kurdu. Gazin şahsında dengbêjlik kültürüne de geniş yer veren yazar; “Bizim coğrafyamızda kadın sesinin dinlenmesi halen günah görülüyor. Halen cinsiyet ayrımcılığı var. Gazin de böyle bir ortamda dengbêjliğe başlıyor. Ben de bu yaşananları kayıt altına alarak geleceğe taşımak istedim” diya konuştu.
‘Sesine hayranlık duyduğum biriydi.’
Engin, kitap hazırlık sürecinde Gazin ile beraber çalıştıklarını aktardı: “Gazin yaşarken böyle bir esere sahip olsun diye bu kitabı yazmaya başladım. Ne var ki ben bunlarla uğraşırken ve kendisiyle diyaloglarım sürerken Gazin kitabı görmeden vefat etti. Ama kitabı hazırlarken kendisine teker teker kelime kelime okumuştum. Çok mutlu olmuştu. Gerçekten bunun içerisindeki ‘Ben miyim?’ diye sormuştu. ‘Evet sensin’ demiştim,” diyor. Hazırladığı kitapta Gazin’in hayat mücadelesinden büyük parçalar olduğunu, sözlerine ekledi, Engin. Gazin’in hem Kürt hem de kadın olmasının Dengbejlik geleneğine büyük kazanımlar sağladığını söyledi: “Okuyan bütün insanlar o mücadeleci kadın ruhuna, o bilgi stoğuna hayranlık duyacaktır. Kitap okuyucularından şu ana kadar çok güzel dönüşler aldım.”
‘Sanatına aşık biri’
Kitabı hazırlarken Gazin ile ilgili çok detay öğrendiğini de belirten Engin, şunları söylüyor: “Biz bu süreçte Gazin ile bir aile olduk. Ondan çok şey öğrendim. Hem kitaba aktardıklarım var hem de aktaramadıklarım var. Dengbej Gazin, Erivan Radyosu’nda dengbêjleri dinlerken insanların radyonun içinde olduğunu sanmış. ‘keşke ben de onlar gibi orada olsam’ diye düşünmüş. Radyonun çalışma biçimini sonradan öğrenir. Hayali saz çalmak olan Gazin, bir gün elinde saz varmış gibi hayal ederek kendini ve ellerini ona göre konumlandırmış. Kayınpederi onu öyle görünce delirdiğini düşünür, kayınvalidesine şikayette bulunur. Tüm zorluklara rağmen yaşama, sanata, Kürt kültürüne olan düşkünlüğünden ödün vermeden tarihe ismini büyük bir Dengbêj olarak yazdırdı ve aramızdan ayrıldı.”
‘Duvarlar sesiyle yankılanıyordu.’
Gazin’i anlatırken, “O bazen evde misafirleri unutup, yüksek sesle klamlarını haykıran biriydi. ” diyerek anlatmaya devam eden Engin, Gazin yaşamını yitirdikten sonra kitabı hemen basamadığını aktarıyor. “İçimden gelmedi” diyor “Neden basamadınız?” diye sorduğumuzda da, Engin, kitabı bastırdıktan sonra kendi ellerimle teslim etmeyi istiyordum, onsuz bu sürecin öksüz kaldığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Dosyam uzun süre başka bir yayınevinde beklerken Gazin’in vefat haberi beni çok üzdü. Uzun bir süre içimden basmak gelmedi. Tepki olarak yayınevi açtım ve kendi yayınevimde kitabı hayata geçirdim. Gazin’in hayat hikayesinin yanısıra dengbejlik geleneğini de inceledim. Gayem Kürt tarihine ve dengbejlik geleneğine bir not düşmekti. Kısa sürede okuyanlardan çok olumlu dönüşler aldım. İlgiyi gördükçe mutlu oldum. Bu kültürün yayılarak devam etmesi çok güzel bir duygudur.”