Dünya nüfusu artıyor, yer gittikçe daralıyor
Yeni yıla girerken dünya üzerinde yaşayan insan sayısı yedi buçuk milyarı aşmış olacak. Dünya nüfusu geçen yıldan bu yana 83 milyon kişi artmış durumda.
Alman Dünya Nüfusu Vakfı’nın (DSW) tahminlerine göre, 1 Ocak 2019 itibariyle dünya nüfusu yedi buçuk milyarı aşacak. Derneğin değerlendirmesine göre dünya üzerinde yaşayan insan sayısı yeni yıla girerken 7 milyar 674 milyon 575 bin olacak.
Ölüm ve doğum verilerini dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre, dünya nüfusu her geçen saniye ortalama 2,6 insan artıyor. Bu nedenle dünya nüfusu aslında giderek gençleşiyor. Dünyada yaşayan insanların dörtte birinden fazlası 15 yaşın altında. İnsanların yüzde 65'i ise 15-64 yaş arasında. 64 yaşın üzerinde olanların toplam nüfustaki oranıysa yüzde 9.
1804 yılında bir milyarı ilk kez aşan dünya nüfusu, 1927'de iki, 1959'da üç milyarı aştı. Nüfus bilimciler, dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyar, 2100 yılında da yaklaşık 11,2 milyar kişi olacağı öngörüsünde bulunuyor.
BM ve DSW'nin tahminlerine göre nüfus artışı özellikle de Afrika kıtasında yaşanacak. BM'nin güncel tahminlerine göre bugün 1,3 milyar dolayında olan Afrika nüfusu, 2050 yılına kadar neredeyse iki katına çıkarak 2,5 milyarı bulacak.
Dünya 100 kişilik bir köy olsaydı...
DSW dünya üzerindeki insan dağılımını kıtalar özelinde şu şekilde özetliyor: Eğer dünya 100 kişinin yaşadığı bir köy olsaydı, bunlardan 59'u Asyalı, 17'si Afrikalı, 10'u Avrupalı, 8'i Latin Amerikalı, 5'i Kuzey Amerikalı ve 1'i Okyanusyalı olurdu.
"Nüfus artışı herhangi bir doğa kuralına göre işlemiyor" diyen DSW Genel Müdürü Renate Bähr, söz konusu artışın büyük oranda planlanmamış gebeliklerden kaynaklandığını söylüyor.
Afrika ülkeleri ve diğer gelişmekte olan ülkelerin toplumlarında daha fazla cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bähr, bu bölgelerde yaşayan her dört kadından birinin istemesine rağmen doğum kontrolü yapamadığını dile getiriyor.
Bähr, bu nedenle nüfus araştırmacıları ve yardım örgütlerinin eğitim ve aile planlaması noktasında bu bölgelerde yaşayan insanlara daha iyi hizmetler sunulması talebinde bulunduğunu belirtiyor. Bähr, kadınlar çocuk isteyip istemediklerine özgür biçimde karar verebildikleri takdirde dünya nüfusunun 21'inci yüzyılın sonuna kadar tahmin edilenden yüzde 30 daha az olacağını söylüyor.