Ekonomistler anlattı: Borsa düşer mi?
Son birkaç yılın rekortmeni borsada bir türlü alınamayan dipten dönüş sinyalleri yeni olasılıkları gündeme taşıdı. İşte analistlerin uyarılarıyla Borsa İstanbul için olası yeni alım seviyeleri.
Uzmanlar, yüzde 16 değer kaybeden borsada bir sonraki test için 7.000 altını işaret ediyor. Yabancılar, ekonomik toparlanmanın açık ve sürdürülebilir olduğuna dair net sinyaller beklerken, yerli yatırımcının gücü endeksi tutmaya yetmiyor. Borsanın şu anda bir “panik ve depresyon” döngüsünde olduğunu savunanlar, yeni dip seviyeleri konusunda yatırımcıları uyarıyor.
BIST-100 endeksi seçim sonrası girdiği dört aylık ralliyi ekim ayının hemen başındaki 8.562 zirvesiyle sona erdirdi. Geçen hafta pazartesi gününe kadar gerileyen endeks, 7.208 seviyesine çekilerek yaklaşık yüzde 16 değer kaybetti. Buna rağmen hisse senedi piyasasındaki aşağı yönlü riskler hâlâ yerinde duruyor. Piyasa uzmanları bir sonraki test için endekste 7.000’in altını işaret ediyor.
İşin kötü tarafı, inatla düşmeyen enflasyon gibi beklenenden daha kötü makro haberler ve muhtemel durgunluğun bulaşıcı etkilerinin piyasalardaki depresyonu destekleyebileceğine dair bir takım endişeler söz konusu. Belki de çok yıllı durgunluk ve deflasyon…
Ekonomim'den Serap Sürmeli'nin haberine göre, olumlu tarafı, ekonomi yönetiminin agresif politika teşvikleriyle beklenenden daha hızlı ve sürdürülebilir bir ekonomik ve finansal piyasa toparlanmasına yol açabileceğini düşünenler de var. Ancak bu yükseliş argümanı da-oldukça gerçekçi bir şekilde- ikinci ve üçüncü çeyrekte bir toparlanma senaryosunun gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu tartışıyor.
Bu iddianın sorunu şu ki, hisse senedi fiyatları ileriye dönüktür; genellikle durgunluğun sona ermesinden altı ila dokuz ay önce dibe vurma eğilimindedir. Şayet mevcut seviyeler bir dip ise sorun yok, ancak 7 binin altında yeni bir dip testi, sürdürülebilir toparlanmada takvim değişikliğine yol açabilir.
SEKTÖR ROTASYONU İÇİN İYİ BİR YIL
Ancak olay şu ki: Bir piyasa çöküşü, özellikle deneyimli yatırımcılar için her zaman fırsat yaratır. Gözünüze kestirdiğiniz hisse senetlerine büyük iskontolarla para harcayabilir veya uzun vadeli yatırım programınızda hisse ağırlığını artırabilirsiniz. Satmadığınız sürece kaybetmiş sayılmazsınız. Piyasa çalkantılı olduğunda, alımlarınızı kademeli bir şekilde dağıtmak hisse fiyatlarındaki iniş ve çıkışları yumuşatır ve genellikle uzun vadede düşürür. Piyasadaki gerilemelerle başa çıkmak için geleneksel bir strateji, sektör rotasyonuyla ilgilidir. Parayı bir sektörden diğerine taşımak, piyasayı zamanlamanın başka bir şeklidir. Uzmanlar, 2024’ü sektör rotasyonu için iyi bir yıl olarak tanımlıyor. Enflasyon muhasebesiyle birlikte şirketlerin rasyolarının değişebileceğini, yeni bir fırtınaya tutulmadan önce planlarınızı gözden geçirmeniz gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.
UZMANLAR NE DEDİ?
İNFO YATIRIM ARAŞTIRMA STRATEJİSTİ ÇAĞLAR TOROS:
7.300 altındaki kapanışlarda 200 günlük hareketli ortalamanın geçtiği 6.845 seviyesi ana destek olarak ön plana çıkıyor. Teknik açıdan 7.300 seviyesinin üstünde kalınması durumunda ise 7.500 ve 7.800 seviyeleri hedef haline gelebilir. Kısa vadeli 7.300 seviyesi üstünde endekste yukarı yönlü hareket görülebilir. Endeksin tabir-i caizse daha sağlam adımlarla yukarı yönlü gidebileceğine dair sinyalin 7.800 seviyesi olduğunu düşünüyoruz. Elbette, her dönemin ayrı bir hikâyesi var. Bu hikâyelerden olumlu ya da olumsuz etkilenebilecek birçok hisse senedi ve sektör var. Burada hisse senetlerinde temel ve teknik analizde potansiyel görülebileceği durumlarda portföylere dâhil etmek daha doğru olacaktır. Potansiyel olarak 2024 yılında özel bankaların, kamu bankalarına kıyasla bir miktar öne çıkmasını bekliyoruz. Bankaların değerleme çarpanları ve öz sermaye kârlılık beklentileri birbirlerine çok yakın olmakla birlikte; Garanti Bankası’nın kredi-mevduat faiz makas yönetimi ve TÜFE endeksli kâğıt ağırlığının azlığı ile Akbank ve Yapı Kredi’nin ise al-sat getirilerindeki düşüşün telafi si tarafındaki güçlü politikaları nedeniyle ön plana çıkmasını bekliyoruz. Yolcu trafik sayıları ile Pegasus’u, yolcu trafik sayılarına ek olarak kargoculuk faaliyetlerinin öne çıkması ile THY’yi, yer hizmetleri gelirleri ve havalimanı doluluk oranları ile TAV Havalimanları’nı takip ediyoruz. Gıda perakendesi tarafında, 2023 yılında güçlü seyreden mağaza trafik sayıları, sepet başına harcama tutarları ve mağaza açılış sayılarının bu yıla yansımasını ve devam etmesini bekliyoruz.
Yüksek mağazacılık ve ürün üretimi açısından BİM, ŞOK Marketler ve Migros, finansal olarak kârlılığının pozitif kalmasını beklediğimiz Ülker, takip listemizde yer alan gıda perakende şirketleri olarak ön plana çıkıyor. Giyim perakende sektörde, güçlü marka bilinilirliği, global perakende ve e-ticarette büyüme ve etkin maliyet yönetimi ile Mavi’yi takip ediyoruz.
Otomotiv sektöründe ise elektrikli araç yatırımları ile Ford Otosan ve Karsan’ı, iç pazardaki konumu nedeniyle Tofaş’ı takip ediyoruz. Riski dağıtan çeşitlendirilmiş portföy dağılımları, piyasa değerlerinin net aktif değerlerini yansıtmaması ve piyasa ortalamalarının altında seyreden rasyoları nedeniyle 2024 yılında seçici olmak kaydıyla holding sektöründe potansiyelin olduğunu düşünüyoruz. Özellikle 2024 yılında öne çıkmasını beklediğimiz sektörlerde halka açık şirketleri ve güçlü iştirakleri olan holdingler önümüzdeki sene fark yaratabilir. 2024’te holdinglerden, güçlü ve şeffaf yönetim yapısı, iştiraklerinden gelen güçlü finansallar, riski dağıtan çeşitlendirilmiş portföy dağılımı ile Koç Holding’i, net aktif değerine göre yüksek iskontonsu, iştiraklerinden gelen güçlü karlar ve piyasa ortalamalarının altında seyreden rasyolarıyla Sabancı Holding’i ve faaliyet gösterdikleri sektörlerde 2023 yılındaki güçlü performansları ve 2024 yılında da potansiyelli gördüğümüz perakende, içecek, otomotiv üretim gibi sektörlerdeki güçlü iştirakleriyle Anadolu Grubu’nu ve sadece enerji yatırımları ile faaliyetleri değil, havacılık ve tarım alanına yapılan yatırımlar ile Alarko Holding’i takip edeceğiz.
TUNCAY TURŞUCU ARAŞTIRMA VE DANIŞMANLIK A.Ş. KURUCUSU:
Yatırımcılar trend dönüşlerini tespit edemeyebilirler. Bu gelişme sadece bir seviye olarak değil, aynı zamanda yukarı hareketi destekleyen haberler ile birlikte olur. Yabancı girişlerinin artması, kredi notu ile ilgili gelişmeler, makroekonomik verilerdeki iyileşmenin hızlanması gibi haberler önemli olabilir. Pozitif gelişmelerle birlikte başlayan yukarı hareket bence dönüş habercisi olabilir. Ancak teknik olarak 50 günlük ortalamanın üzerine çıkan ve yerleşen bir endeks trend yönünün yukarı olabileceği sinyalini vermektedir. Şu an bu ortalama 7.750 seviyelerinde bulunuyor.
Orta ve uzun vadeli alımlar için bence mevcut seviye ve 7.300 seviyesinin altı kademeli alımlar için uygun olabilir. Ancak bunun bir strateji ile yapılması gerekir. Bu seviyelerden bir miktar alınıp, 6.500’e doğru bir hareket olması halinde daha fazla alınabilir. Bunun tersi olursa, yukarı yönlü bir hareket halinde 50 günlük ortalamanın üzerine yerleştiğini görmeden alım yapılmamalıdır.
2024 yılı geçen yılların aksine BIST-30 hisselerinin ön planda olacağını gösteriyor. Yabancı girişleri bunda önemli bir faktör olacak. Bu nedenle BIST- 30 hisselerinde düşük f/k ve düşük pd/dd çarpanlarına sahip şirketlerde alım yapmak daha mantıklı olabilir. 2024 için bankacılık, sigorta, perakende, savunma ve gıda içecek sektörlerini ön planda tutuyorum.
DİNAMİK YATIRIM MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA UZMANI CEYHUN YAVAŞ: ENFLASYON MUHASEBESİ RASYOLARI DEĞİŞTİRECEK
Endeks dip seviyesine ulaşmadan önce, bu düşüşün nedenlerine odaklanmak daha yerinde bir yaklaşım olabilir. Borsa İstanbul’daki gerilemenin ilk ve belirgin sebeplerinden biri, yaklaşan yılbaşı ile birlikte hisse senedi taşıma maliyetlerinin artmasıdır. Ayrıca, tatil öncesi ve özellikle çarşamba günleri yaşanan takas sürelerinden kaynaklanan satışlar, son dönemde sıkça karşılaşılan bir durumu oluşturmaktadır. Bu düşüşte etkili olan bir diğer faktör ise kredi yoğunluğundaki pozisyonların çözünmeye başlamasıdır. Ancak bu nedenlerin ötesinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasadan likidite çekme amacıyla finansal enstrümanlara başvurması, özellikle hazine ve depo ihaleleri gibi adımları etkili olmuştur. Aynı zamanda, sıkılaşmanın yarattığı etkiler, borsanın geçmişte olduğu gibi tek alternatif olmaması (mevduat faizi, fiziki altına dayalı kıymetli maden yatırımları gibi enstrümanların tekrar popüler hale gelmesi) ve son bir yıldır uygulanan ortodoks politikalara yönelim, yabancı yatırımcının borsadan çıkan yerli yatırımcının yerini alamamasına neden olmuştur.