Hakkari hangi kelimelerle hakkıyla anlatılabilir ki?
Hakkari hangi kelimelerle hakkıyla anlatılabilir ki… Tarihim, şerefim, şiirim mi demeli, Zap Suyu’nun akışına, kiliminin nakışına ölürüm mü demeli?
Ben Ayşegül Yumukgöz. Damla Projesi'ne ikinci kez katıldım. İlkinde ülkenin batısına gittim, oradaki insanları tanıdık, gönül bağları kurduk damla damla…
Bir yıl sonra tekrar projenin ilanını gördüm. Hiç tereddüt etmeden hep televizyonlarda duyup gördüğümüz Hakkari'yi ilk sıraya yazarak başvurdum ve katılımcı olarak seçilmeyi çok istedim. Seçildiğimi öğrendiğimde çok mutlu oldum ve bu güzel haberi aileme, arkadaşlarıma verdiğimde olumsuz tepkilerle karşılaştım. Onlara birilerinin Hakkari'ye gitmesi gerektiğini ve benim gitmeyi çok istediğimi söyledim. ve 24 Temmuz 2017de Hakkari serüvenim başladı.
Hakkari hangi kelimelerle hakkıyla anlatılabilir ki… Tarihim, şerefim, şiirim mi demeli, Zap Suyu’nun akışına, kiliminin nakışına ölürüm mü demeli? Vatanımın bir ucu, ciğerimin köşesi…
Necip Fazıl demiş ki;
“ Şemdinli dağlarının içtim nur çeşmesinden,
Kurtuldum akreplerin ruhumu deşmesinden”
Ben nasıl anlatırım ki şelalelerinden içilen bir yudum suyun saatlerce içimde bıraktığı o ferahlığı… İç de yakar Hakkari, yanar ciğerimizin köşesi Şemdinli’de, Çukurca’da, Yüksekova’da…
Hakkari savaşı değil huzuru hakediyor. Onca güzellik görülmeli, bilinmeli. Hiçkimselere bırakılamayacak kadar güzel Hakkari’min yaylaları, ovaları, şelaleleri… Berçelan’daki dağ lavantalarının, çeşit çeşit kır çiçeklerinin kokusunu duymayı hak ediyor…
Ege’deki efem. Korkmamalı benim insanım, çünkü korkma diyor Akif! Şimdi o huzurun korunması için bizim de bir şeyler yapmamız gerek. Korkmamakla başlamalı işe! Aslında korkacak bir şey de yok..
Hakkari yerlisi de o kadar saf, o kadar temiz ki. Gelen misafire çay verirken şekerliğin üstüne şekerleme koyuyor, çünkü misafir kesme şeker yerine şekerleme yemek isteyebilir veya şeker kullanmaması gerekiyordur, şekerlikten kuru üzüm alır, yer. Bunu düşünecek kadar değer veriyor misafirine. Sadece bayramda değil, her misafir geldiğinde kolonya tutuyor. Limonun keskin kokusunu yumuşatmak için şişenin dibine karanfil koymayı bile düşünüyor hırçın dağların pamuk yürekli insanları…
Sabah Yüksekova’daydım, şimdi memleketime, Çukurova’ma gidiyorum, nasıl kıyaslarım hangisi daha pamuk kalpli?
Mesela Hakkari insanı öğretmene çok değer veriyor, çünkü öğretmen onu cehaletten kurtaracak, biliyor bunu. Hakkari yerlisi hakediyor huzuru. Huzurun gelmesi için şehrin gelişmesi gerekiyor. Bunu hep birlikte başaracağız. Araştırarak, öğrenerek, dinleyerek. Siz bilir misiniz Hakkari’nin kilimlerini? Ben bilirim ve içim yanar o kilimlerin hepsinin yurtdışına gidişine, burada değerinin değil adının dahi bilinmeyişine… Siz bilir misiniz Hakkari balının tadını, hasretin dağları Ciloların eteklerinde, yüksek yerlerde açan çiçeklerin özünden yapılan balın değerini, o tadını bilmediğiniz balın Anzer balına eşdeğer olduğunu?
Siz bilir misiniz Hakkari’deki cevizin, hatta ceviz reçelinin tadını? Hayır, bu şehir okey salonlarıyla dolmayı haketmiyor! Bu kadar güzellik bir köşede unutulmayı haketmiyor. Gelin Haziran’da kayak yapın, baharda gelin, dünyada sadece burada doğal olarak yetişen hatta kutsal sayıldığı için veya ilaç yapımı için Avrupa’ya kaçırılan bir endemik türü, ters laleleri görün, binbir çeşit kır çiçeklerini hele bir de Berçelan gelinliğini giymişken görün, 4000 metreden yüksek Cilolarda dağcılık yapın, doyamazsınız o zirvelerin tadına. En basitinden biz Berçelan Yaylası’nda Seyithan Gölü’ne yürüyüş yaptık, manzaranın tadına doyamadık yahu. Hele Hakkari merkezde bir tepede yaptığımız, mahallede bizi gören çocukların koşup geldiği uçurtma şenliğinde çocuklar gibi şendik. 21 yaşındaki çocuk Ali’yi tutamadık, Sümbül Dağı’na çıkaracağım diyerek 11 makara iple uçurdu uçurtmayı. O uçurtmalar belki de mahallenin bütün çocuklarına umut oldu, güzel günler göreceklerine inandılar. İlk kez uçurtma gördü birçoğu. Yine gelin, dediler bize. Gel bizde kal, dedi çocuk yürekleri. Yalnız bırakmayalım onları, yalnız bırakmayalım umutları, vurmasınlar uçurtmaları. Siz de gelin!