Hakkari İHD Şubesi'nin 'Dünya İnsan Hakları Günü’ açıklaması
10 Aralık İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 76 yılı dolayısıyla basın açıklaması düzenleyen İHD Hakkari Şubesi eşitlik ve onur temeline dayalı hakların savunulmasının önemine dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi öncülüğünde 10 Aralık İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 76 yılı dolayısıyla Yüksekova Sanat Sokağı’nda basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı okuyan İHD Hakkari Şube Eş Başkanı Sibel Çapraz İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu’nda kabul ve ilan edildiğini söyleyerek, İkinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı ağır insani yıkımın bir daha asla yaşanmaması için, barış, insan hakları ve demokrasi ideallerine dayalı uluslararası bir sistem oluşturma hedefiyle inşa edilmiştir. Evrensel Bildirge de bu sitemin kurumsallaştırılmasında, insanlığın haysiyet, eşitlik ve adalet arayışında temel ve vazgeçilmez bir yere sahiptir” dedi.
“BUGÜN TÜM DÜNYADA YAŞANAN AĞIR KRİZ KARŞISINDA İNSAN HAKLARINI SAVUNMAK ASLİ GÖREVİMİZDİR”
Ukrayna, Gazze ve bugünlerde Suriye’deki savaşta yaşanan hak ihlallerine dikkat çeken Çapraz, “Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın dünyanın her yerinde halklar özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltmektedirler. Devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtı ise şiddetin her türünü sistematikleştirip yaygınlaştırma ve hayatın tek gerçeği olarak toplumlara dayatma şeklinde olmaktadır. Bugün tüm dünyada yaşanan ağır kriz karşısında insan haklarını savunmak ve kurucu rolünü yeniden etkin kılmak en asli görevimizdir” diye belirtti.
“KÜRT SORUNU, TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİKLEŞMESİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL”
Çapraz, Siyasal iktidarın Kürt sorununun çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getirdiğini belirterek, “2024 yılında da yoğun yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Çok faklı toplumsal kesimlerden insanlar ya doğrudan kolluk güçlerinin şiddeti ya da devletin, “önleme ve koruma” yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu yapısal şiddetin ve/veya üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddetin sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir. Kürt sorunu, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en temel engellerden biri olarak varlığını korumaktadır. Sorunun barışçıl, demokratik ve adil çözümüne yönelik esas olarak iktidar tarafından içtenlikli, bütünlüklü adımların atılmaması, yanı sıra Ortadoğu’daki gelişmelerin de etkisi ile 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinin hemen ardından başlayan silahlı çatışma ortamı halen sürmekte ve başta yaşam hakkı olmak üzere ağır ve ciddi insan hakları ihlallerine yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN ÇEKİLME KARARI YÜZLERCE KADININ ÖLDÜRÜLMESİNE NEDEN OLDU”
Açıklamada İstanbul sözleşmesine de değinen çapraz,” İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının kadınlar ve LGBTİ+’lar için ne anlama geldiğini 2024 yılında yüzlerce kadının erkekler tarafından öldürülmesi; LGBTİ+’ların ayrımcı, fobik ve nefret içerikli saldırılara maruz kalması; kadın ve LGBTİ+ hakları için yapılan barışçıl toplantı ve gösterilerin yasaklanması, şiddet uygulanarak müdahale edilmesi; yüzlerce kadın ve LGBTİ+’nın işkence ve diğer kötü muamele ile gözaltına alınması; yetkililerin bizzat desteği ile LGBTİ+ karşıtı nefret mitinglerinin yapılması ve her bakımdan derinleşen ayrımcılık ile çok iyi anlamış olduk” diye konuştu.
“MÜLTECİLER TÜRKİYE’DE NEFRET SÖYLEMİNE MARUZ KALIYOR”
Türkiye’de yaşayan mültecilerin ayrımcılığa, istismara, nefret söylemine ve ekonomik sömürüye yoğun bir şekilde maruz kaldığını ifade eden Çapraz, mültecilerin ülkede gözden çıkarıldığını aktardı.
“TÜRKİYE EN AĞIREKONOMİK KRİZİ YAŞIYOR”
Türkiye’de Cumhuriyet Döneminden bu yana en ağır ekonomik krizin yaşandığını hatırlatan Çapraz, “Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürülebilmelerini tümüyle imkânsız kılan ağır insan hakları ihlalidir. şçi ve emekçilerin kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, sendikalaşma, grev ve toplu eylem hakkı güvenceye alınmalıdır ”şeklinde konuştu.
Çapraz son olarak hak ihlallerinin son bulduğu, adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünya için ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarının korumaya devam edeceklerini belirtti.
Çapraz’dan sonra söz alan Hakkâri Barosu Ergün Canan, son yıllarda Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine değinerek ihlallere karşı mücadele edeceklerini kaydetti.