Hayallerinin peşinden giderek çiftliğini kurdu

Hayallerinin peşinden giderek çiftliğini kurdu

Kent yaşantısı ve biçilen toplumsal kodları reddederek kiraladığı köy arazisinde küçük bir çiftlik kuran Deniz Demirtaşoğlu, ayaklarının üzerinde durmak isteyen kadınların güçlerine inanmasını istedi. 

Ankara’nın Yenimahalle ilçesine bağlı Memlik köyünde yaşayan 37 yaşındaki Deniz Demirtaşoğlu, azmiyle hayatına dair karar almak isteyen tüm hemcinslerine örnek oldu. İki çocuğu olan Demirtaşoğlu, bir avukatın yanında çalıştığı sırada hamileliğinden dolayı ayrılmak zorunda kaldı. Doğumun ardından ise biçilen toplumsal kodları ret ederek, hayallerinin peşinden gitmeyi tercih etti.
 
Yaptığı 7 aylık araştırmadan sonra köyde kiraladığı arazide tavuk beslemeye başlayan Demirtaşoğlu, böylece doğayla barışık yaşamın ilk adımını attı. Köydeki komşularından tavuk beslemeyi öğrenen Demirtaşoğlu, organik yumurta pazarlamasıyla birlikte sürt ürünlerine gelen talep üzerine “neden olmasın” sorusundan yola çıkarak kendi küçük çiftliğini kurdu. İlk başlarda Ankara ile köy arasında mekik dokuyan Demirtaşoğlu, bir buçuk yıl sonra tamamıyla köye taşınmaya karar verdi. 
 
Hayalleri peşinden giden Demirtaşoğlu, bu süreci şöyle anlattı: “İkiye bölünmüştüm hem ailemle hem de hayvanlarımdan ayrı kalmamak için hep birlikte köye taşındık. Son bir buçuk yıldır da köyde yaşıyoruz. Başta zorluk yaşadık, çocuklarım doğal hayatta yaşamamış, hiç böyle şeyler deneyimlememişti. Ama şu anki hayatımızdan çok memnunuz. Her gün sabah kahvaltıda, akşam yemekte çocuklarımlayım ve onlara, sanayide üretilen yiyecekleri değil; kendi ürettiğim peyniri, tereyağını, sütü, yumurtayı yediriyorum. Arada çocuklarımın arkadaşlarına hayvanlarımızdan bahsederken, ‘bizim kazımız var, ineğimiz var’ şeklinde konuştuklarını işitiyorum. Bu inanılmaz hoşuma gidiyor.”
 
Köy hayatıyla birlikte bazı alışılmış kalıpların da yıkıldığını söyleyen Demirtaşoğlu, “Eskiden şehirdeki evlerin genişliğini ve betonarmeliğini ‘lüks’ ve ‘konforlu’ olarak görürdüm ama şimdi böyle düşünmüyorum. Bugün evimizde doğalgaz yok, bulaşıkları yıkarken ellerimiz üşüyor ve kışın soba kuruyoruz ama bugün ‘eski hayatına dönmek ister misin?’ diye sorsalar, hayır derim” ifadelerini kullandı. 
 
Köye ilk geldiğinde insanların “Tüm bunları bir kadın mı yapacak?” şeklinde sorular sorduğunu belirten Demirtaşoğlu, kadınlara seslenerek, şunları söyledi: “50 kiloluk çuvalı sırtıma almak istediğimde ‘taşıyamazsın’ diyorlardı. Hepsine cevabım ‘yapabilirim’ oldu. Ben kadının gücüne inanıyorum ve biliyorum ki kadınların isteyip de yapamayacağı hiçbir şey yok. Bu işi yapmak isteyen kadınlar varsa gözleri kapalı yapabilirler. Kabul ediyorum ki, ilk başta çok zorlanacaklar, inek tepecek, vücutlarında morluklar olacak, canları çok fazla yanacak ama o hayvanlara bakıp sarıldığınızda bu işi sevmeye başlayacaksınız. O yüzden bu işe başlamak isteyen kadınlar varsa eğer tereddütsüz başlasınlar.”
 
Doğada üretim yapmanın mutluluğunu yaşayan Demirtaşoğlu, birçok çiftlik sahibi gibi kendisinin de ekonomik krizden nasibini aldığını söyledi. Hem kendi hem de köyde yaşayan diğer yurttaşların sıkıntılarını aktaran Demirtaşoğlu, “Geçen sene arpayı bir lira, samanı 45 kuruştan alabiliyorken, bu sene fiyatlar 2 katına çıktı. ‘Yüzde 50 zam’ diyorlar ama nereden baksanız zamlar yüzde 100. Bu insanlar ne kadar dayanabilir inanın bilmiyorum. Bu şekilde çalışan küçük işletmeler buna dayanamaz. Bugün insanlar hayvanlarını dahi besleyemeyecek duruma geldi. Hayvanlarına dışarıda buldukları sebze artıklarını yedirmeye başladılar. Bunun da geri dönüşü çok kötü olabiliyor. Hayvanlarda hastalığa sebep oluyor, bazı hayvanlar telef oluyor. Telef olur korkusuyla hayvan sahibi hayvanını kestirmek zorunda kalıyor. Bunları görünce insanın içi sızlıyor” diye belirtti. 
 
Yem firmalarına yapılan zamlardan yakınan Demirtaşoğlu, bu duruma çare bulunmasını istedi. “Her hafta zamlı ürün almaktan bıktık” diyen Demirtaşoğlu, “3-5 kuruş biriktirip yem almaya gidiyoruz ve her gittiğimizde 3-5 torba yemi eksik alıp gelmek zorunda kalıyoruz. Yem desteği alabilmemiz için Süt Birliği’ne üye olmamız lazım ama üye olmak için oraya süt yetiştirmemiz gerekiyor ve bizim birliğe yetiştirebilecek sütümüz yok. Kredi çekmek istediğimizde ise ipoteğinizin olması lazım. Benim gibi insanların ipoteğinin olması mümkün değil. Yerimiz kira, kıt kanaat geçinebiliyoruz. ‘Destek var’ diyorlar evet var ama kime? Zengine, yüzlerce hayvanı olana var. Bizim gibilere yok. Kendi çabalarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz” dedi.  (MA / Ceylan Şahinli)
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.