Mankenlikten ajanlığa uzanan bir hayat
1930’ların ‘Toto’ lakaplı ünlü mankeni Catherina Koopman’ın diktatör Hitler’e karşı ajanlık yaparak mücadele etmesi yeni çıkan bir kitaba konu oldu. Chanel’in gözde mankeniyken, dergi kapaklarını süsleyen Toto ajanlığa başladı.
İngiliz gazeteci Alan Frame’in 1908 doğumlu Hollandalı manken Catherina Koopman’ın hayatını anlattığı “Toto & Coco” adlı kitap önceki gün yayımlandı. Büyük ilgi gören kitap, “Toto” lakaplı Koopman’ın filmlere konu olacak hayat hikayesini gün yüzüne çıkardı.
Kitaba göre, 1930’lu yılların ünlü mankeni Toto, Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan moda devi Chanel’in en gözde modeliydi. Chanel’in sahibi Coco Chanel’in el üstünde tuttuğu, dünyaca ünlü moda dergisi Vogue’un kapaklarını süsleyen mankenin hayatı, Londra sosyetesine girmesiyle değişti. Hem erkeklerle hem kadınlarla ilişki yaşayan Toto, basın baronu ve savaş zamanı kabine bakanı olan, “Lord Beaverbrook” adıyla bilinen William Maxwell Aitken ile Londra’da tanışınca siyasilerle aynı ortamda yer aldı. Toto bu çevre içinde Alman diktatör Adolf Hitler ve yükselen faşizme karşı mücadele etme ihtiyacı duyarak ajanlığa başladı.
Toto, Avrupa sosyetesindeki gücünü ve cazibesini kullanarak Hitler Almanyası ile ilgili edindiği gizli bilgileri Lord Beaverbrook aracılığıyla İngiliz Dış İstihbarat Servisi MI6’e sızdırmaya başladı. Lord ile ilişkisi 10 ay sonra bittiğinde de ajanlığa devam etti. Üstelik ajanlığı o kadar iyi başardı ki dönemin İngiltere Kralı Edward’ın Hitler’e yakınlaştığını bile doğrulattı. Lord Beaverbrook’un oğlu Max Aitken ile birliktelik yaşayan Toto, İtalya’daki Faşist Kara Gömlekliler’den de İngiltere’ye bilgi sızdırdı. Lüks hayatını bırakıp İtalya’da Toskana Dağları’nda mağaralarda yaşayarak İtalya’daki faşizme karşı da savaşan Toto, İtalyan Yahudilerinin güvenli bölgeye kaçmasına yardım etti. İtalya’da 1941’de tutuklanan manken, 1943’e kadar cezaevinde kaldı, sürekli sorgulandı ve cinsel tacize uğradı.
İtalya’nın Almanya’ya teslim olmasının ardından hapishaneden çıkabilen Toto, özgür olmak yerine tekrar Almanlara karşı faaliyet göstermek için ajanlığa döndü. Ama İtalya’da Belçikalı bir baron kılığında bilgi toplarken, bir Nazi subayı tarafından yakalandı ve Almanya’daki Ravensbrück Toplama Kampı’na gönderildi. Toplama kampında ölümüne çalıştırılan, aç bırakılan mankenin tecavüze uğradığı ve anestezi yapılmadan kısırlaştırıldığı da kitapta yer aldı. Toto acı çekmektense ölmeyi dilediği bir anda, Nisan 1945’te, İsveç Kızıl Haçı’nın Ravensbrück mahkumlarını kurtarmak için düzenlediği operasyonda kurtuldu. 2. Dünya Savaşı’nda tarafsız olan İsviçre’ye götürüldüğünde sadece 30 kilo olan manken, 1991’de öldü.