Şanlıurfa ve Diyarbakır arasında bulunan Karacadağ’da yıllardan bu yana büyük bir emek ve zorluklarla yapılan pirinç ekimi, hasadı ve çiftçilerin yaşadığı zorluklar belgesel filme taşındı.

Yapımcılığı ve yönetmenliğini Sedat Kıran’ın yaptığı ‘Mirkut’ adlı belgesel filmin çekimleri ve kurgu aşaması iki yıla yakın bir süredir devam ediyor. Halen çalışmaları süren belgeselde binlerce yıllık geçmişi olan Karacadağ pirincinin ekimi ve hasadı anlatılıyor.

Çeltik üretimi ve hasadını konu ediniyor

Karacadağ’da çeltik üretimi ve hasadını konu edinen filmde, binlerce yıldır ekimi yapılan pirincin, her aşamasında yaşanan zorluklar bölgedeki üreticilerin kendi ifadelerinden yola çıkılarak filme aktarıldı. Mirkut, pirinç üretiminin ekim aşamasından hasada kadar tüm evrelerini, bu süreçte yaşanan zorlukları, üreticilerin kimi zaman seyirciyi derinden etkileyen kimi zaman da gülümseten, son derece renkli ve bölgenin kültürel dokusunu da yansıtarak üreticilerin zahmet ve coşkularını konu edinen uzun metrajlı bir belgesel film olma özelliğine sahip.

Karacadağ’ın tarihi ve kültürel yapısı

Belgeselin Yönetmeni Sedat Kıran, Karacadağ’ın tarihi ve kültürel yapısına dikkat çekerek, "Karacadağ Bölgesi, tarih sürecinde derin bir kültürün mirasçısıdır. Göbeklitepe’deki buluntular ve buradaki veriler yabani baklagillerin (buğday, mercimek, nohut, pirinç vb.) kültürel ıslahının ilk olarak bu topraklarda yapıldığını, avcı toplayıcı formdan tarım toplumuna geçiş ile yerleşik hayatın şekillendiğini ve modern toplumun ortaya çıktığını bizlere göstermiştir. Yine aynı verilerle rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki; ilkel avcı ve toplayıcı insanoğlu, tarım ile yeni bir form ve ara geçiş ile bugünkü modern toplumun şekillenmesini sağlamıştır" dedi.

‘Kültürel doku giderek yok olmakta’

Sedat Kıran, "Bununla beraber bazı tarihçilerin 'Bereketli Hilal' bazılarının ise 'Altın Üçgen' olarak tabir ettikleri toprakların Karacadağ, Fırat ve Göbekli tepe olduğu ortaya çıkmaktadır. Dünya insanlık tarihine yeni bir dönem açan bu kadim toprakların; derin kültürlerin, inançların, ritüellerin merkezi olduğu kesinlik kazanmaktadır. 21. yüzyılda giderek sanayileşen ve globalleşen dünya düzeninde derin kültürlere sahip olan bu tip yerlerde maalesef kültürel doku giderek yok olmaktadır. Küresel global kapital sistem yazık ki beraberinde dünya tarihine derin izler bırakan bu kültür dokusunu yok olmakla karşı karşıya bırakmaktadır" ifadelerini kullandı.

Belgesel, kaybolmaya yüz tutan kültürel dokuya dikkat çekiyor

Karacadağ bölgesini çok iyi tanıyan ve bilen Kıran, bu son belgeseliyle de bölgenin kaybolmaya yüz tutan kültürel dokusunu, yaşam biçimlerini ve yaşanan zorlukları orada yaşayan, çalışan, üreten insanların dilinden belgesel film olarak sinemaya, beyaz perdeye yansıtmaya çalışıyor. Kıran, 2019’ da Karacadağ Bölgesi’nde binlerce yıldır göçebe yaşam biçimini sürdüren 'Koçerlerin' yaşamını ve kültürlerini konu edinen 'Abur' adlı belgesel filmi ile yurt dışında prestijli bir çok film festivalinde gösterim ve çeşitli ödüller aldı.

Üretim aşamalarını kültürel boyutuyla harmanladı

Karacadağ pirincinin üretim aşamalarını kültürel boyutuyla harmanlayarak Mirkut belgeselinde konu edinen yapımcı ve yönetmen Kıran, yüzlerce yıllık pirinç üretim mirasını devam ettiren bölge köylüsünün yaşadığı zorlukları, umutlarını ve coşkusunu filminde ustalıkla anlatıyor. Filmde yüzlerce yıllık tarım toplumun ritüellerini, üreticinin ekim sürecinde yaşadığı zorlukları, çekilen zahmetleri ve hasat zamanı yaşanan coşkularını filminde işleyen usta yönetmen, zamansal olarak klasik yöntemlerle yapılan ilkel tarım hikâyeleriyle beraber aynı zamanda günümüzde yapılan modern tarımı da farklı bir çalışma ile izleyicisinin beğenisine sunuyor.

Gala ile seyirci ile buluşacak

Yönetmenin bol ödüllü ‘Abur’ filmi kadar, Mirkut belgesel filminin de ses getireceği beklentisi hakim. Mirkut belgeseli ayrıca "Toprak sahibi egemen erklere karşı, ezilen emekçi çiftçilerin yenen hakları ve emekleri" gibi toplumsal mesajlarıyla yakın bir zamanda sürpriz bir gala ile seyircileri ile buluşmaya hazırlanıyor.