Sanatıyla sınırları aşıyor
Farklı nedenlerle ülkelerini terk ederek Türkiye’ye gelen birçok İran ve Afganistan vatandaşı, yaşamlarına sınır kenti olan Van’da devam ediyor. Şehre yerleşen ressam Cevad Gaffari de bunlar arasında yer alıyor.
İran İslam Cumhuriyeti ile 295 kilometrelik sınır hattı bulunan Van üzerinden Türkiye’ye, Ortadoğu ve Asya’nın farklı bölgelerinden her yıl çok sayıda göçmen giriş yapıyor. Tahminlere göre, Van’ın sınırdaki ilçelerinden her yıl 500 bin insan Türkiye’ye geçiyor. Bu göçmenlerden bir kısmı batıya doğru yolculuklarını sürdürürken bazıları da Van’da yaşıyor.
Çatışmalı ortam, yönetimsel sorunlar, ekonomi ve baskı gibi genel sebeplerden iltica edenlerin yanı sıra özel nedenlerle kente yerleşen önemli bir İranlı nüfus da bulunuyor.
İranlı ressam Cevad Gaffari de Van’ a yerleşen sanatçılardan biri. Bir yıl önce kente gelen Gaffari, daha önce İstanbul’da yaşamış. Tebriz’li olan Gaffari aynı kentte sanat okulunu bitirdikten sonra Tahran’da yüksek lisans yapmış ve yine İran’da 10 ayrı kişisel sergi açmış.
Dokuz Eylül Gazetesi'nden Hacer Baykara'nın haberine göre,11 sene boyunca Tahran’daki bir üniversitede eğitmenlik yapan Gaffari, resim sanatındaki anlayışını, "Çok tarzlar denedim. Daha çok nostaljik hikayeler üzerine yoğunlaşıyorum ve anneler benim için önemli bir figür. İmaj olarak annelerin portrelerinden ve ellerinden etkileniyorum" sözleriyle anlatmaya başladı.
Kullandığı şırınga yöntemini resim yapmak için bir ilk olarak kendisinin pratik olarak denediğini belirten Gaffari, “İran’da ‘şorre’ diyoruz, Türkçede şırınga. Bu teknikle boyayı direkt tuvalin üzerine sıkıyorum. Böylece renk daha canlı görünüyor. Empresyonist sanatçılardan etkilenerek yola çıktım. Boyayı nokta nokta tuvale bıraktığında renk kendini daha şık gösterir. Bu fikirden hareketle şırınga ile yapmayı buldum” dedi.
İstanbul’da yaşadığı dönemde orada da sergiler açtığını belirten Gaffari, daha sonra, Van’da yaşayan tanıdıklarının tavsiyeleri üzerine kente geldiğini anlattı. Van’da ilk sergisini açtığını belirten Gaffari, “Pandemi sürecinde çok sorun yaşadım. İstanbul’dan Van’a geldim. Arkadaşların burasının sakin ve insanlarının samimi olduğunu söyledi. Ben de İran’a gitmek yerine Van’a geldim. Burayı çok sevdim. Şu an ailemle beraber burada yaşıyorum ve bir senelik ikametgah aldım. Buradaki ilk sergimi açtım” diye konuştu.
İran ile Türkiye’nin kültür olarak yakın olduğunu söyleyen Gaffari, “İki ülke arasında çok küçük farklar var. Din ve mitoloji konusunda çok benziyorlar. İki ülkede İslam ülkesi. Mitolojiler birbirine yakın. Çünkü çok eskiden bu iki ülke birbirine akraba ve komşuydu. Sonradan sınırlar farklı oldu ve ülkeler ayrıldı. Onun için özellikle kültürel olarak çok fark hissetmiyorum. Yabancılık çekmemem de bundan kaynaklı" dedi.
Sanatını icra ederken İran’da zorlanıp zorlanmadığı sorusunu yanıtlayan Gaffari, “Çalıştığım konu bana hiç sıkıntı olmadı. Ben resmesanatsal bakıyorum. Resmi resim için yapıyorum. Siyasetle beraber düşünmüyorum. Evet bazı sanatçı ve şairler çok zorlandı ama ben sanat ile siyasetin yollarının ayrı olduğunu düşünüyorum. Her devlet geçip gidecek ama sanata konu olan figürler hiçbir zaman bitmeyecek. Benim seçtiğim ve üzerine çalıştığım anne figürü de bunlardan biri" diye konuştu.