Independent Türkçe'den Ali Kemal Erdem'in haberine göre, Türkiye'de özellikle sanayi ve el emeğine dayalı sektörlerin yetişmiş kalifiye eleman ihtiyacı tam anlamıyla giderilmiyor.
Aslında bu ihtiyacın karşılanması için mesleki eğitimin güçlendirilmesi için bazı adımlar atıldı.
Bu amaçla 9 Aralık 2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6764 sayılı kanun ile "çıraklık eğitimi, zorunlu eğitim kapsamına alındı ve mesleki ve teknik ortaöğretim kurumu" olarak yapılandırıldı.
Düzenleme bununla da sınırlı kalmadı. 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda 25 Aralık 2021'de mesleki eğitim merkezine devam eden öğrencilere ilişkin önemli bir düzenleme yapıldı.
Daha önce bu merkezlere devam eden öğrencilerin 4 yıl boyunca aldığı asgari ücretin yüzde 30'u işveren tarafından, bir kısmı ise devlet tarafından sübvanse edilmekteydi.
Yeni düzenlemeyle 3'te 1'lik ücretin tamamı da devlet tarafından karşılanmaya başlandı.
410 bin kişiye ulaşıldı, 2022 için 1 milyon hedefi kondu
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Mahmut Özer, 9 Şubat 2022 Çarşamba günü yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "2022 yılında 1 milyon vatandaşı mesleki eğitim merkezleri ile tanıştırma hedefi" koyduğunu ifade etti.
MEB'den 3 Nisan'da yapılan yeni açıklamada düzenlemenin hayata geçtiği Aralık 2021'de 159 bin olan mesleki eğitim merkezlerine kayıtlı öğrenci sayısının 410 bine ulaştığı ve en çok talebin de güzellik ve saç bakım hizmetlerine olduğu belirtildi.
Örgün eğitime dönüş yolu açıldı
Ancak Bakan Özer'in 2022 için 1 milyon hedefine karşın 21 Nisan 2022 Perşembe günü yapılan yönetmelik değişikliğiyle daha önce böyle bir hak olmamasına karşın mesleki eğitim merkezlerindeki öğrencilerin örgün eğitime geçişlerine onay verildi.
Taştan: Projede umulan başarı sağlanamadı
Peki ne oldu da böyle bir düzenleme gerek duyuldu?
Büyük umutlarla başlanan projede umulan başarı elde edilemedi mi?
Eğitim uzmanı Ali Taştan'a göre bu sorunun cevabı "evet". Taştan, projede istenilen sonuç elde edilemediği iddiasında.
16 yaşındaki çocuk da gidebiliyor, 50 yaşındaki insanda
"Çocuk işçiliği özendiriyor" diyen Taştan projedeki süreci anlattı. 4 yıl önce yapılan düzenleme ile eski çıraklık eğitim merkezlerinin mesleki eğitim merkezine çevrildiğini belirten Taştan, "Buraları da ortaöğretim kurumu kapsamına aldılar. Eskiden buralar diploma vermezken şimdi lise gibi diploma veriyor. Buraya yaş sınırı olmadan lise eğitimi alma hakkını almış ortaokulu bitiren herkes gidebiliyor. Yani 16 yaşında çocukta gidiyor, ortaokulu bitirip 50 yaşına gelmiş insanlar da gidebiliyor" dedi.
"Birçok kişiye iş bulanamadı"
Ancak Taştan'ın iddiasına göre iş uygulama aşamasına gelince evdeki hesap çarşıya uymadı.
Taştan'a göre öncelikli olarak mesleki eğitim merkezlerine giden binlerce öğrenciye sanayide veya eğitimini aldıkları sektörlerde çalışabilecek iş bulmada sıkıntı yaşandı.
Taştan, iş bulamayan insanların tekrar örgün eğitime dönmek istemesi üzerine bu sefer de geçiş imkanı sağlamayan yönetmelik engelinin çıktığını belirtti.
Taştan, gelen yoğun taleplerin ardından MEB'in tekrar bir yönetmelik değişikliği yaparak buralarda okuyan çocuklara örgün eğitime ve açık liseye geçiş imkanı tanındığını söyledi.
"Devlet ödeme yapmakta sıkıntı yaşadı"
Taştan, ekonomik krizin projenin uygulanmasında sorun yarattığını öne sürerek, şunları söyledi:
Eskiden işveren öderken yapılan düzenleme ile asgari ücretin yüzde 30'unu devletin ödeyeceği kararlaştırıldı. Ülkenin durumu ortada. Buradaki öğrencilere ödeme yapmakta sıkıntısı çekti devlet. Bir milyon öğrenci hedefi koyduğunuz zaman bir noktada üç milyar lira para yapıyor. Bu da MEB'in şu anki pozisyonuyla ödeyebileceği bir para olmadığı için bu çocukları tekrar diğer alanlara yani açık lise ve örgün eğitime doğru yönlendirdiler. Yani dolayısıyla aslında ekonomik krize takıldı proje.
"Sanayideki ağır koşullardan sıkılan çocuklar okula dönmek istedi"
Kağıthane ilçesine bağlı Gültepe semtinde bir meslek lisesinde uzun yıllardır çalışan ancak görevi nedeniyle ismini vermek istemeyen bir öğretmenle de haber kapsamında görüştük.
Projede iş bulma dışında bulamayanların da sıkıntı yaşandığını ifade ederek, "Sonuçta sanayi sitelerindeki ortamla okullardaki ortam aynı değil. Öğretmenler sabırla öğrencilerine anlatır, dersleri dışında bir talepte bulunmaz. Ama sanayi sitelerinde kimse oturup sana bir şey öğretmek için özel olarak uğraşmayacağı gibi yeri gelir seni çay getirip götürme, temizlik gibi işlerde de kullanmak isteyebilir. Sonuçta günümüzdeki çocuklar geçmişe göre daha naif. Ağır koşulları gören birçok çocuk da çalıştığı halde örgün eğitime dönmek istedi" ifadelerini kullandı.