Türkiye’de her yıl şubat ayında yeni ilaç fiyatlandırması nedeniyle yaşanan tedarik sorununun bu sene kurdaki artış nedeniyle daha erken yaşanması, ilaç krizinin derinleşmesine yol açtı.
Eczacılık meslek örgütleri, kur güncellemesi öncesinde 850'nin üzerinde ilacın temininde ciddi sorunlar yaşandığını söylerken, bazı firmaların ve dağıtım şirketlerinin piyasaya ilaç tedariki yapmak için ilaç fiyatlandırmasını beklediklerini ifade etti.
Bu yıl 20 Şubat’ta uygulamaya konulacak kur güncellemesinin yüzde 35-40 civarında olacağına dikkat çeken önceki dönem Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, bu güncelleme sonrasında vatandaşın cebinden ilaca bağlı olarak daha fazla para çıkacağını ifade etti.
Söz konusu fiyat artışlarından sonra bazı ucuz ilaçlar ile muadillerini piyasa bulmanın da zorlaşacağını belirten Çolak, “Zaman zaman ilaçların bir kısmı ödeme listesinden çıkartılıyor. Dolayısıyla vatandaş bu ilaçları parayla alıyor. Diğer reçeteye giren ilaçlarda da ucuz ilacın yüzde 5 fazlasını devlet ödeyebiliyor. Ama fiyatlar arasında ciddi farklılıklar var. Dolayısıyla vatandaş kendi ilacı veya hekimin yazdığı ilacı almaya çalıştığında o farkı ödüyor ve fark da gittikçe açılıyor. Yüzde 35-40 civarında bir artış olacak. Bu da vatandaşın cebinden ilaca bağlı olarak daha çok para çıkmasına neden olacak. Bu fiyat artışlarından sonra bazı ilaçların ucuz olan muadillerini veya fiyat almayanlarını bulmak daha da zorlaşacak” dedi.
Hali hazırda piyasada bulunmayan ilaç sayısının her geçen gün arttığını belirten Erdoğan Çolak, şu anda 900 civarında ilacın tedarik edilemediğini vurguladı.
Hastalara hekimler tarafından yazılan reçetelerin yarısının geri döndüğünü kaydeden Çolak, “Mevcutta öksürük şurubu, diyabet, hipertansiyon, bazı ağrı kesici ve antibiyotikler, onkoloji ilaçlarının bir kısmı piyasada bulunamıyor şu anda. Bu da birçok vatandaşın düzenli kullandığı ilaçlara ulaşamaması sebebiyle sağlık sorunları yaşamasına yol açabilir” ifadelerine yer verdi.
Erdoğan Çolak, “İlaç yokluğunun sorumlusu eczaneler değil, ilaç firmaları ve Sağlık Bakanlığı” diyerek, bu durumun nedenlerini ise şu şekilde açıkladı:
“Eczaneler ilaç stoku yapamaz. Bugün hangi eczaneye giderseniz gidin bir aylık veya bir buçuk aylık ilacının dışında ekstradan bir ilaç bulundurma şansı yok. Biz sermaye kuruluşları, kar odaklı müessesler değiliz; biz kendi emeğimizi o ürüne yansıtarak hayatımızı idame ettiren insanlarız. Biz Türkiye olarak dünyada ucuz ilaç olgusunu hayata geçiren önemli bir atraksiyon yaptık. Yani ilaca fiyat vermiyoruz aslında. Yurtdışında bir ilaç 100 Euro ise bu ilaç Türkiye’ye geldiğinde biz 60 Euro veriyoruz. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu, SGK’ya giren ilaçlar için de ekstra yüzde 50’ye kadar iskonto alıyor. Kurda yaşanan oynama nedeniyle de ilaç firmaları, kâr elde edemedikleri için ilaç getirmemeye, piyasaya sürmemeye başlıyor. Türkiye de ilaçta dışa bağımlı olduğu için yokluk baş gösteriyor.”
Erdoğan Çolak’a göre ilaç krizi bu güncelleme sonrası kısmen çözülse de uzun vadede ilaç temininde yaşanan sorunlar devam edecek. Piyasayı sadece fiyat üzerinden domino etmeye çalışmanın şu an için yanlış bir politika olduğunu söyleyen Çolak, “Bir dönem başarılı olunsa da şu an TL ile Euro arasındaki makas çok açıldığı için başarı grafiği tersine dönüyor, ilaç yokluğu baş gösteriyor. Sağlık Bakanlığı aralık ayında bin 300 kaleme yüzde 16 zam, ocak ayında da 110 civarında kaleme yüzde 30 zam verdi. Bunlara rağmen piyasayı rahatlatamadı. Şimdi Şubat’ın 20’sinde uygulanmak üzere bir kur güncellemesi yapacak. Bu güncellemeden sonra bir zaman rahatlama olur; ancak bu rahatlama tamamen sorunu ortadan kaldırmaz. İstikrarsız bir ekonomi ve ilaç politikasıyla bu rahatlamanın uzun sürmeyeceği ortada” şeklinde konuştu.