İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, çocuklarının dağa kaçırıldığını iddia ederek polisin yönlendirmesiyle HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan ailelerle ilgili yazılı açıklama yaptı. O annelerin feryadının çözüm adresi, bir partinin kapısı değil, devletin kapısı olduğunu hatırlatan Akşener, “Devletin görevi çaresizlikten propaganda üretmek değildir” dedi.
‘DEVLETİN ÇÖZÜM BULMASI GEREKİR’
Akşener yazılı açıklamasında, evlatları terör örgütü tarafından kaçırılan annelerin Diyarbakır’daki bir parti binası önünde gözyaşı ve hasretle nöbet tuttuğunu, bunun 82 milyonun feryadı olduğunu belirtti. “Bu gerçeğin ışığında, bir anne olmanın yanında, Türkiye Cumhuriyeti’nde İçişleri Bakanlığı yapmış bir siyasetçi olarak uyarıyorum” diyen Akşener, şunları ifade etti: “O annelerin feryadının çözüm adresi, bir partinin kapısı değil, devletin kapısıdır. Eğer bu ülkenin anneleri, devletin çözüm bulması gereken bir acıya, bir parti kapısında derman aramak durumunda kalıyorsa, iktidar da, borazan medyası da düşünmek ve şu soruya cevap vermek zorundadır. ‘Liyakatle yönetilen bir ülkede, bir anne, evladının geleceğini, bir partiden mi yoksa devletten mi talep eder?’
DEVLETİN GÖREVİ PROPAGANDA ÜRETMEK DEĞİL
Devletin görevi, bu çaresizlikten propaganda üretmek değil, hukuken gereğini yapmak ve anneleri evlatlarına kavuşturmaktır. Evlatlarımızı korumak ve kollamakla görevli bir devlet varken, vatandaşı bir siyasi partiden talepte bulunmak zorunda bırakmak ciddiyetsizliktir, yönetim zafiyetidir. O annelerin vicdanı üzerinden kurgu yapanları uyarıyorum; annelerimiz, devletin kapısı yerine, parti kapısına gittikçe, o partiye ‘Devlet’ misyonu biçiyorsunuz. Türkiye böylesine sahipsiz, insanımız böylesine çaresiz duruma düşürülemez. Devlet kapısından beklenmesi gerekenler, bir parti kapısında çaresizlik feryadına dönüşemez.
Annelerin acısı üzerinden değer inşa etmeye çalışanlara sesleniyorum. O anneleri o kapılara mahkum etmeyi iyi bir şey gibi sunarsanız, terör örgütü yandaşlarına paye verirsiniz. Devr-i iktidarınızda devletimizin ne özgül ağırlığı kaldı, ne de dünya kamuoyu önünde itibarınız. Türkiye’yi bu çaresizliğe teslim edenlere sesleniyorum. Artık bırakıp gidin! Milletimize de, devletimize de daha fazla zarar vermeyin.”