Van’ın Hacıbekir Mahallesi’nde (Xaçort) yaşayan 65 yaşındaki Xeme Şahin, 15 yaşında annesinden öğrendiği heybe, kanaviçe, duvar ve beşik süsü birçok el sanatını gelenek haline getirerek, günümüzde hala sürdürüyor. Şahin, teknolojinin gelişimiyle birçok el sanatı gibi unutulmaya yüz tutulan sanatını 50 yıldır ara vermeden ilmek ilmek işliyor. Evinin bahçe merdivenlerinde oturarak etrafına çocukları toplayan Şahin, bir yandan gençlik dönemlerini anlatırken, diğer yandan da el sanatını anlatıyor.
DEĞERSİZLEŞTİRİLEN SANAT
Rengarenk ipleri nakşettiği beşiğe son dokunuşları yapan Şahin, bitirdikten sonra büyük bir mutlulukla torununa hediye ediyor. Günümüzde el emeğinin değersizleştiğini anlatırken hüzünlenen Şahin, yaşamı boyunca bu geleneği sürdüreceğini belirtiyor. Tahta çubukları birleştirerek yaptığı beşiği birbirine uyumlu renkli iplerle süsleyen Şahin, eskiden koyun yününü nasıl ip haline getirdiğini, renk için ise bitkilerden nasıl faydalandığını uzun uzun anlatıyor.
Yaptığı beşiğin boyutunun eskiye göre biraz daha küçük olduğunu ifade eden Şahin, şimdilerde büyük beşiklerin tercih edilmediğini söylüyor. Eskiden kısıtlı imkanlarla yaptığı beşiklerin altına bir torba bırakıp çocuklarını onun içinde büyüttüğünü kaydeden Şahin, şimdilerde annelerin üretimden ziyade hazırı tüketmeyi tercih ettiğini dile getiriyor. Şahin, el emeği ürünlerin değer kazanması gerektiğini kaydederek, sadece beşik süsü değil duvar, heybe (parzin) ve kanaviçe de yaparak, bir kültürü günümüze taşıyor.
ÇEVRESİNE ÖĞRETİYOR
Yaptığı sanatı çevresindekilere de anlatan Şahin, şöyle diyor: “Benim yaptığım ürünleri insanlara anlatıyorum. Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sonra yaptığımız ürünleri karşılaştırıp yarışma tarzı etkinlikler düzenliyoruz. Şuan bu geleneği gelinime öğretmeye çalışıyorum ama öğrenmiyor. Herkese öğretmeyi istiyorum ama öğrenmek istemiyorlar. Eskiden yapılan ürünlerin şimdi de yapılmasını istiyorum. Eskiden her şey başkaydı ve daha güzeldi. Her şeyi kendimiz yapıyorduk. Giydiğimiz kıyafetleri bile elimizle dikiyorduk. Günümüzde her şey hazır.”