Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV'de gazeteci Suat Toktaş'ın sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırının videosunu izletmesini değerlendiren Ali Babacan, son dönemde siyasal şiddetin arttığını belirtti.
“Özellikle son dönemdeki bu siyasal şiddet, yeniden 1990'ların o kötü ve karanlık günlerine Türkiye'nin dönmekte olduğunu gösteriyor” diyen Babacan, “Siyasal şiddet yaygın. Siyasi partilerin genel başkanlarına dönük bazı teşebbüsler olabiliyor. Genel başkan yardımcılarıyla ilgili vakalar yaşadık. Gazeteciler ki Levent Gültekin bu stüdyodan çıkışta saldırıya uğradı. Siyasetçilere ve gazetecilere dönük bu siyasal şiddet, ülkemiz adına kaygı verici” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın saldırılara karşı açıklamalar yapmadığını söyleyen Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırıyı hatırlattı ve şunları söyledi:
“Sayın Erdoğan'ın bugüne kadar, bu siyasal şiddet olaylarıyla ilgili kınama ya da kolluk kuvvetleri ve yargının durması gerektiği noktayla ilgili bir beyanatını duymadık. Her konuda topa giren, bir köşe yazarına bile cevap vermeyen üşenmeyen Cumhurbaşkanı maalesef bu siyasal şiddet konusunda sağlam bir duruş ortaya koymadı, koymuyor. Hatta bir partinin genel başkan yardımcısı, Selçuk Özdağ'dan bahsediyorum, adeta ölesiye şiddet görmesinden sonra, o işi yapanlar derhal serbest bırakıldı, o işin başındaki kişi de iktidarın küçük ortağıyla ilişkili bir örgütün başkanlığına getirildi, ödüllendirildi.”
Yaşananları kaygı verici olarak değerlendiren Babacan, “Siyasi şiddetin artıyor olması, göz yumulması, sessiz kalınarak bu ortamın beslenmesi kaygı verici. Bu biraz da çaresizlikten de meydana geliyor. Şunu herkes görüyor ki, artık bu ülkenin başındaki iktidarı, iki ortak ülkenin sorunlarına çözüm üretemiyor” dedi.
İktidarın yeniden seçilme oranının düşük olduğunu belirten Ali Babacan, “İktidarın kaybedilme oranı büyük. Bugün bir seçim olsa, bugünkü iktidarın yeniden seçilme olasılığı oldukça düşük. Bunu görüyorlar. Siyasal açından zemin kaybedince bunun hırsı, bunun getirdiği huzursuzluk şiddete dönmemeli. Maalesef kaba güçle, şiddetle siyaset yapmaya elverişli bir zemin var ve bu zemin ara ara kullanıyor. Buna da Sayın Erdoğan, karşı durmuyor” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e Rize'de uğradığı saldırıdan sonra Erdoğan'a saldırıya karşı duruş sergileme çağrısı yaptığını hatırlatan Babacan, şöyle devam etti:
“O olaydan sonraki ifade son derece tehlikeli, 'Daha neler olacak gör bakalım, bunlar daha iyi günleriniz'. Bu tür ifadeler aslında Cumhurbaşkanlığı kanunla korunmuş bir makam olmasa, tehditle ilgili yasal süreçlerin başlatılması gereken konular. Bunu sıradan bir vatandaş söylese yasaların tehdit etme maddelerini herhalde savcılıklar çalıştırır. Erdoğan konuşurken hatalar da yapabilir ama bunun telafisi, hangi konuda olursa olsun, sağlam bir duruş ortaya koyarak mümkündür. Siyasal şiddetle ilgili Sayın Erdoğan'ın yapması gereken hem kolluk kuvvetlerine hem de yargıya 'Bu ülkeden böyle şeyler istemiyorum, buna göz yummam, herkes ayağını denk alsın' sinyalini vermesidir. Bunu ülkenin gerçeklerinden yola çıkarak söylüyorum.”