DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Van'ı ziyaret etti. Mevcut sistemin seçimlerin normal tarihi olan Haziran 2023'e kadar sürdürülemeyeceğini söyleyen Babacan, hükümetin güven oluşturmasının da mümkün olmadığını söyledi.
Hafta sonu partisinin Diyarbakır, Batman ve Bitlis il örgütlerinin kongrelerine katılan Babacan'ın bir sonraki durağı Van oldu. Akşam saatlerinde kente ulaşıp, geceyi otelde geçiren Babacan, bu sabah partilileri ile kahvaltıda bir araya geldi.
Yeni bir parti olmalarına rağmen bu ziyaretlerinde coşkulu bir şekilde karşılandıklarını ifade eden Babacan, şu ana kadar 81 ilin 75’ine kurucu heyet görevlendiklerini ve bu illerde de hızlıca örgütlendiklerini söyledi.
Sonrasında Van’ın jeopolitik ve tarihi önemi üzerinde duran Babacan, “Van’ın henüz kullanılmamış önemli bir sanayi potansiyeli var. Projelerin çoğalması gerekir. Türkiye’nin güven ve istikrar ortamı son derece önemlidir. İşsizlik ülkemizin en büyük sorunudur. Özellikle genç nüfusun olduğu Van’da, işsizlik en önemli sorundur. Gelir dağılımındaki düzensizlik. Bunların düzelmesi ve hızla refah seviyesinin artması için Van’a daha fazla yatırım yapılması gerekir” dedi.
Türkiye’nin şu andaki en önemli ihtiyacının güven ve istikrar ortamı olduğunu vurgulayan Babacan, devamında şunları dile getirdi: “Şu andaki mevcut hükümetin Türkiye’de yeniden bir güven ortamını oluşturmasını mümkün olmadığını düşünüyoruz. Bunun için de yeni bir siyasi hareket başlattık. Sistemin 2023 Haziran ayına kadar dayanamayacağını düşünüyoruz. Ekonomik ve finansal altyapı çok örselendi. Devletin bütün cepleri şu an boşalmış durumda. Kara gün parası olarak sağda solda biriktirdiğimiz yedek akçeler tüketilmiş durumda. Gerçekten sıkıntı büyük. Ancak doğru bir yönetimle Türkiye’deki durum düzeltilebilinir.”
Gazeteciler Babacan’a kentte iki yurttaşın işkence ile gözaltına alınıp helikopterden atılması ve bu olayı belgeleyen meslektaşlarının tutuklanmasını sordu. Babacan, yöneltilen bu soruya şu yanıtı verdi:
“Soruşturma dosyası gizli bir dosya. Sonuçta biz dosyanın detaylarına hakim değiliz. Ama böyle bir olayın olabileceğinin insanların aklına gelebilmesi, ‘ya yaparlar mı, belki de yapmışlardır’ diye düşünebilmeleri bile felaket bir durumdur. Normalde böyle bir haber çıktığında vatandaşların ‘olur mu böyle bir şey, devlet böyle bir şey yapar mı?’ diyerek böyle bir şeye inanmaması lazım. Ama şu an öyle bir iklimdeyiz ki maalesef hak ihlallerinin çok olduğu bir iklimdeyiz. Bu iklimde maalesef böyle bir şey duyulduğunda insanlar, buna inanmaya ve kabul etmeye eğilimlidir. Hükümetin iki elini başına arasına alıp, biz nerede hata yaptık diye düşünmesi lazım. Eğer insanlar bunun ihtimal olarak olabileceğini değerlendirebiliyorsa, bu bile başlı başına felaket bir durumdur. Türkiye’nin 90’lı yıllara dönmesini asla arzu etmeyiz. Faili meçhullerin, işkencelerin olduğu döneme Türkiye’nin dönmesini asla kabul etmeyiz. Kim olursa olsun, hangi parti olursa olsun, insan insandır. İnsan hakkı ihlali varsa biz mazlumun yanında, hakkı ihlal edilenin yanında dimdik dururuz ve desteğimizi de açık bir şekilde veririz."
Babacan partililerle yaptığı kahvaltının ardından kentin Cumhuriyet Caddesi üzerindeki esnafları ziyaret etti. Babacan, bu ziyaretlerinin Ferit Melen Havaalanı’na geçip, uçakla Ankara’ya hareket etti.