Ali Babacan, partisinin "sosyal eylem planını" düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Babacan, siyasi gündeme ilişkin soruları da yanıtladı.
Babacan'a, son dönemde muhalefet partilerine yaptığı "parlamenter sistem çalışmalarının ortaklaştırılması ve seçimden sonraki geçiş sürecinin planlanması" konusundaki "işbirliği" çağrısının bir seçim ittifakını da içerip içermediği sorusu yöneltildi.
'Tek çalışmaya indirgenmeli'
İşbirliğinin ana çerçevesinin, parlamenter sistem konusunda ortak çalışma yürütülmesi olduğunu anımsatan Babacan, sistem değişikliğinin bir anayasa değişikliği gerektirdiğini söyledi.
Sistem değişikliği için toplumsal mutabakatın da şart olduğunu vurgulayan Babacan, bunun için de seçimden önce yurttaşların önüne somut ilkeler ve değerler bütünün konulması gerektiğini söyledi:
"Şu anda kamuoyu yoklamalarına baktığımızda, toplumumuzun en az yarıdan fazlası parlamenter sistemi tercih edeceğini söylüyor. Bu önemli bir zemin. Bu zemin üzerinde siyasi partilerin bundan sonraki süreçte birbirleriyle yakın diyalog içinde olması lazım. Farklı işbirliği modellerinin de mümkün olduğunca tek bir çalışmaya indirgenmesi ve bu konuda da çaba içinde olunması gerek.
"Aksi halde önümüzdeki seçime giderken parlamenter sistem isteyen 4, 5, 6 parti ayrı sistemleri vatandaşın önüne koyarsa bu kafa karışıklığına neden olabilir. Bu partiler güven oluşturmada eksik kalabilir. Bunun için bu noktada bu çalışmaları bir araya getirmekte büyük fayda görüyoruz. Yöntemi konuşulur, süreç nasıl işletiliyor detayları konuşulur. Önemli olan bu konuda bir siyasi irade olması. 'Parlamenter sistem istiyoruz' diyen siyasi partilerin çalışmalarını ortak bir zeminde buluşturmasıyla ilgili irade ortaya konulmadı."
Biz 9 ay önce hazırladık'
CHP, Gelecek Partisi ve İYİ Parti, parlamenter sistem önerilerini daha önce kamuoyuna açıklamıştı. Ali Babacan, partisinin de geçen yıl Aralık ayında 74 maddelik anayasa değişikliği önerisini tamamladığını belirtirken, bunu neden kamuoyuna açıklamadıklarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Çünkü biliyoruz ki kendi başına açıklanan bir çalışmanın uygulanma ihtimali yüksek değil. Ama bir araya gelinip toplu bir çalışma ortaya konulsa ve tekleştirilmiş çalışma seçimlerden hemen sonra bir anayasa değişikliği ile uygulama aşamasına getirilirse, vatandaşın önüne daha derli toplu seçenek olarak ortaya çıkar.
'Geçiş sürecini de çalışmamız gerekiyor'
Ali Babacan, muhalefetin sadece parlamenter sistemle ilgili model ortaya koymasının yetmeyeceğini, ayrıca seçimden den sonra yeni sisteme geçinceye kadarki sürecin, yani "geçiş sürecinin" de planlanması gerektiğini ifade etti.
Babacan, böylece kafa karışıklıklarının önleneceğine, seçmene de güven verileceğine dikkat çekti:
"Geçiş süreci çok önemli. Bizim sadece parlamenter sistemle ilgili model ortaya koymamız yetmez. Aynı zamanda mevcut sisteme göre yapılacak ilk seçimlerden sonra, yeni sisteme geçinceye kadar ara süreyi nasıl çalıştıracağız, geçiş sürecinde nasıl bir model uygulanacak, süresi ne kadar olacak, hepsinin çalışılması gerekiyor. Ama öncelikle birkaç ay içinde baktığımızda parlamenter sistemin tekleştirilmesi, bir sonraki aşamada da geçiş süreciyle ilgili mümkün olduğunca yine siyasi partiler arasında mutabakat zemini aranmasını biz çok önemli görüyoruz. "
İşbirliği, seçim ittifakına dönüşür mü?
Babacan, işbirliği çağrısının bir ittifak anlamına gelmediği gibi, şu anda partisinin bu yönde alınmış bir kararı olmadığını anımsattı.
Ancak Babacan, bu işbirliğinin seçim ittifakına dönüşebileceği konusunda da açık kapı bıraktı:
"Biz DEVA Partisi olarak ittifaklarla ilgili henüz bir karar almış değiliz. Günü geldiğinde partimizin yetkili organlarında detaylı bir şekilde tartışırız ve nihai kararımızı o gün veririz. Ama şu da unutulmamalıdır ki eğer ileride bir ittifaktan söz edilecekse, bugünden siyasi partiler arasında ilişki zemininin sıcak tutulması önemlidir ve tema bazlı işbirliği alanının genişletilmesi önemlidir. Ki eğer bir ittifak kararı bir gün alınırsa, o gün o ittifak hangi zeminde hangi ilkeler ve değerler etrafında yapılacak o zaman olgunlaşsın. Yoksa olgunlaşmamış bir konuda baştan alınmış kategorik kararı çok gerçekçi de görmüyoruz."