Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'deki aktif koronavirüs vakalarının yüzde 87'sinin aşısını tamamlamamamış kişiler olduğunu söyledi.
Bakan Koca, aşı çağrılarını tekrarlayarak, bağışıklık kazanılması için 2 doz aşının mutlaka yapılması gerektiğini vurguladı.
"İki doz aşı olunmazsa bağışıklık kazanılmıyor. Bunlar aşılama programımızın başarıya ulaşmasındaki en önemli risk faktörleridir" diyen Koca, kısıtlama günlerine geri dönmek istemediklerini dile getirerek, "Salgını aşı ile durdurmaya çalışırken artan vaka sayılarını unutmak istediğimiz, bir daha dönmek istemediğimiz kısıtlamalarla dolu hayata dönmek. Kısıtlama uygulanan dönemler salgının sosyal hayatımızı en çok etkilediği günlerdi" ifadesini kullandı.
Aşı programımız ile birlikte aktif vakalar içinde 60 yaş üzeri vatandaşlarımızın oranı dramatik şekilde azalmıştı. Ancak aşılamanın üzerinden 4-5 ay geçtikten sonra bu yaş gurubunun aktif vakalar içindeki oranı artmaya başladı. Bunu görür görmez 3. doz uyarısında bulunduk ve 50 yaş üzeri vatandaşlarımızın 3. doz aşılarını olmalarını sağlayan programı başlattık. Bunu bizden daha erken fark eden ve uygulayan olmadı. Ancak hali hazırda bu durumda aşı olması gereken 9 milyona yakın vatandaşımız aşı olmayı bekliyor. Bu vatandaşlarımızı korunmak için bir an evvel 3. doz aşılarını olmaya davet ediyorum.
Salgının seyrini dikkate alarak zorunlu uygulamalar getirilmesi gerektiği çokça dile getiriliyor. Hatta bazı ülkeler bu konuda kanunlar çıkarıyor ya da hazırlıyor. Bizim bu konuya yaklaşımımız bilimsel verilerden elde edilecek sonuçlara bakmadan atılacak adımların eksik olacağı yönündedir.
Birinci önceliğimiz, tüm vatandaşlarımızın sorumluluk alarak ve sorumlu bir birey olarak kendi tedbirlerini alması ve aşı olarak topluma karşı ödevini yerine getirmesidir. Yaptığımız çalışmaların bilime ve kanıta dayalı sonuçları özel tedbirler almayı gerektirirse bunu yapmaktan imtina etmeyiz. Ancak, herkes yapıyor, herkes istiyor diye bir adım atmayacağız. Kısıtlamalarla dolu bir toplumsal hayat hiçbirimizin tercihi ya da önceliği değildir. Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda tedbir alınması gerek bir durum olursa bunu sizlerle paylaşacağım."