Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın egosundan ne zaman kurtulacağız. Evet, bugün bana dokunmayan yılan yarın komşumu alacak ve bana komşu olacak. Üstelik insan değerlerine, komşu haklarına da riayet eden bir toplumuz.
ÇARŞI MERKEZİMİZ
Bugün çarşı merkezi sigara izmaritlerinden, boş su petlerinden geçilmiyor, hastane lavaboları, Wc’leri kirlerden arınmıyor. Ve biz toplum olarak sessizliğimizi koruyoruz. Aman bana ne, başkası ilgilensin, alanım dışıdır, Sesimi yükseltip sonuç alamazsam herkes bana güler, rencide olurum… Vs. uzayıp giden düşüncelerin esiri olarak bir hayatın serüveninde ömür tüketmekteyiz...
Değil sadece çarşı merkezi, park alanlarımız, işyerimizin önü, hanemizin çevresi, sokak, cadde, piknik alanlarımız kısacası toplum (insan)olarak ayak bastığımız her bir noktadan sorumluyuz. İnsanoğlunun ayak basmadığı, yaşam sürmediği hiçbir alanda çöp görenimiz var mı? Mesela dağ başlarında, uçsuz bucaksız ormanlıklarda, yerleşim alanlarından ırak mekânlarda…
Çarşı merkezimiz maalesef sigara izmaritlerinden, gelişi güzel şutlanan boş su petlerinden geçilmiyor. Her birimizin yanlarına birer zabıta, birer polis, başımıza birer hâkim ve ardımıza birer çevre temizlikçilerini vermek hem imkânsız hem de yakışıksızdır. Bugün talebesine ahlaklı olun ama dilinde en aman küfürleri savuran eğitimciden, temizlik sağlığın başı deyip en berbat abdesthanelere sahip hastanelerden ve sigara sağlığa zararlı deyip sigara tüttüren doktora kim yâda kimler ehemmiyet verir. İnsanlık hayatımızda sözlerimiz çok, icraatlarımız az. Azlarımızı çoğaltmalıyız.
Sabah akşam çocuklarımızın gözleri önünde sigara tüttüren, toplum (çarşı) merkezinde sigaramızı, tükürüğümüzü, balgamımızı fırlatan ebeveynlerimizin hangi doğruluk gerekçeli kararla evlatlarımıza sigaradan uzak durun, ahlaklı erdemli bir birey olun diyeceğiz.
Bizler neden çarşımızda ki hassasiyetin aynısını evimizin ulu ortasında göstermiyoruz?
Hadi sıkıyorsa evimizin ortasında da sigara içelim, çöplerimizi atalım ve balgamımızı gelişi güzel savuralım duvarlara, halılara. Olmaz diyorsak yanlışız. Çünkü fark yok o da evimiz, piknik alanları, park alanları da evimiz kısacası tüm dünya hanemizdir ve hanemize her zaman her yerde sahip çıkalım.
HASTANE DE BULAŞICI HASTALIK
Evet, bütün kurumlarda ki bürokrasilerin abdesthaneleri pırıl pırıl parlıyor olabilir. Lakin vatandaşın hiçte öyle gözükmüyor o güzel hastanemizde… Özellikle halkın çok kullandığı işlek alanlarda ki! Lavaboların kirliliği, Wc’lerin sık sık tıkanıklığı…
VATANDAŞLARIMIZIN ÇEKVALF DUYARLILIĞI
Hepimiz işimiz olsun da komşudan, akrabadan, dosttan bana ne özlemi! Yeni su hattı devreye giren bazı mahallelerin “yeni su hattına da eski su hattına da daima su verilecek” söylemleriyle iki su hattına T yâda yanlış ÇEKVALF bağlamakla; eski su hattı iptal edilmesine rağmen, suyun yeni hattan eski hatta dönüşüm yaparak, eski su hattı borularının şişlenmeyen (delik deşik edilmeyen) yeri kalmadığından ve yeraltında oluşan çatlaklardan yüzeye çıkmadan süzgeç gibi taşlı alanlardan kaybolan suyun Zap vadisiyle buluşması… Yeni su hattında ki su basıncının kırılmasından kaynaklanan hat borusunun geç dolması ve hızlı şişmemesinden bazı vatandaşlarımızın “yeni su hattı da mı böyle akacak?” haklı isyanları…
Bu duruma yetkililerin bir an önce çözüm üretmesi (çekvalflerin bağlanmasını yasaklamak veya yeni hattın devreye girdiği mahalleler de eski hatlara hiçbir şekilde suyun verilmemesi buda insanlar arasında hangi hat acaba tereddüdüne sebebiyet vermemek, veyahut en zor olanı tüm belediye görevlilerinin evleri tek tek dolaşarak abonelerin su hatlarında ki ek bağlantıları bulup kontrol edilerek T veya ÇEKVALF’lerini iptal etmeleri…)
Selam ve dua ile…