Gözaltındayken, belediye başkanlığından istifa kararını açıklayan ve yeni başkanın belediye meclisi içinden seçilmesini öneren Bilgen, partisine daha önce bu yönde defalarca talepte bulunduğunu, 'Kars modelini' yönetime taşımayı amaçladığını ancak HDP yönetiminin irade ortaya koymadığı için başarısız olunduğunu vurguladı.
6-8 Ekim Kobani eylemleri nedeniyle başlatılan ilk soruşturma kapsamında 31 Ocak 2017'de tutuklanan ancak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği "hak ihlali" kararı üzerine tahliye edilen Ayhan Bilgen, 2 Ekim'de aynı dosyadan yeniden tutuklandı.
Tutuklandıktan hemen sonra görevinden uzaklaştırılması ve yerine kayyum atanması ile HDP, 31 Mart 2019 seçimlerinde kazandığı son il belediyesini de kaybetti.
Ayhan Bilgen ise gözaltındayken, "Keyfi gözaltılarla bir şehrin iradesi ile oynanmasına izin vermem. İster tutuklayın, ister serbest bırakın, gözaltı sürem bitene kadar kayyum atanmamış olursa, belediye başkanlığı görevimden istifa edeceğim" açıklaması yapması, HDP için de sürpriz olmuştu.
Bilgen'in bu süreçte dikkat çeken diğer çıkışını ise 12 Ekim'de sosyal medya hesabından yaptı ve "HDP tersine Türkiyelileşme yaşıyor" başlığıyla partisine yönelik eleştiriler yöneltti.
Ayhan Bilgen, HDP'nin aday belirleme süreçlerine yönelik de eleştirilerde bulunmuştu.
Parti içi demokrasi konusunda handikapları olduğunu belirten Bilgen, eleştirisinin devamında, "Kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine HDP'nin genişleme sorunları Kandil, İmralı ya da geçmişte sanıldığı gibi cezaevlerinden müdahaleden çok, kendi yönetiliş biçiminden kaynaklanmaktadır. Sadece son iki kongre süreci ve aday belirleme süreçlerine kimin, neden, hangi dayatmalarla müdahale ettiğine bakılırsa sorunun tam da benim 'tersine Türkiyelileşme' diye tarif ettiğim kişisel hesaplarla bir siyasi mücadeleyi kontrol altında tutma eğiliminden kaynaklandığı görülecektir" değerlendirmesini dile getirdi.
Partisiyle yollarını ayırıp ayırmayacağı da merak edilen Ayhan Bilgen, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi'nden, BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Parti yöneticileriniz, milletvekilleriniz ve sizi de kapsayan 6-8 Ekim Kobani eylemleri dosyası kapsamında ikinci kez tutuklandınız. Son operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz, nasıl sonuçlar doğurabilir?
6-8 Ekim Kobani eylemleri ile ilgili etkin bir soruşturmanın yapılması, özellikle kaybedilenlerle ilgili, balistik incelemeyle suçluların cezalandırılması, hem adaletin gereği, hem de bir dönemin aydınlatılması açısından önemli ve gereklidir. Ancak bu sürecin hukuki boyutundan çok siyasi boyutunun öne çıktığı çok açıktır. HDP'ye yönelik kapatma değil, ama muhtemelen seçime girme ve mali yardım almayı engelleyecek yeni yasal düzenlemeler için zemin oluşturulduğu kanaatindeyim. Bu dosyadan yargılanan eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile ilgili karara gitme, usul eksikliklerini azaltmak için de MYK üyelerini sürece dahil ederek "odak olma" pozisyonunu öne çıkarma eğilimi gözükmektedir. Ben süreci "derenin taşı ile derenin kuşunu vurma" olarak değerlendiriyorum. Demokratik mücadele zeminlerine olan inanca darbe vuruluyor.
'Yeniden tutuklanmam kayyum atanmasına gerekçe yapıldı'
Kobani eylemleri nedeniyle daha önce de tutuklandınız ancak Anayasa Mahkemesi, bunu "hak ihlali" gördü ve cezaevinden tahliye oldunuz. Şimdi yeniden tutuklanmanız için gösterilen yeni deliller ve suçlamalar nedir?
Aynı fiilden dolayı iki kez ve ayrı mahkemelerde yargılanmak elbette hukukun en temel ilkelerine aykırıdır . Yeni ek deliller diye dosyaya konulan benimle ilgisi olmayan bir itirafçı beyanı ile basın ve sosyal medya haberleri. Karartılabilecek yeni bir delil olmadığı gibi görevimin başındayken kaçma ihtimali yokken, Anayasa Mahkemesi'nin tahliye kararına rağmen yeniden tutuklanmam Kars Belediyesi'ne kayyum atamanın bir gerekçesi yapılmıştır. Sosyal medya mesajları ve bağlamından koparılan haberler dışında parti sözcüsü olarak yaptığım basın açıklamaları, ifade özgürlüğü bağlamında ele alınması gereken eleştirel düşüncelerimdir. Suriye'de IŞİD'in verdiği ve o dönemin Suriye politikalarındaki yanlışların Türkiye'nin güvenliğini de tehdit edeceğine yönelik uyarılarımdır. Hiçbiri kimsenin talimatlarıyla yapılmamış, partinin ya da kişisel görüşlerimin paylaşımıdır.
Başta CHP olmak üzere, DEVA Partisi, Gelecek Partisi dahil, muhalefet partileri ilk kez sizin de tutuklandığınız soruşturmayı "siyasi operasyon" olarak nitelendirerek, ortak tepki gösterdi. Muhalefetin bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
HDP'yi kriminalize etmeye yönelik her algı operasyonu, aynı zamanda tüm muhalefete yönelik mesaj içermektedir. Muhalefet partileri, hem gözaltı uygulaması, hem Kars belediyesine kayyum atanması karşısında demokratik duyarlılıkla hareket etmiştir. Bu beni, arkadaşlarımı ya da HDP'yi savunmaktan önce, hukuk ve demokrasiyi savunmaktır. Demokratik değişim savunmaktır.
Gözaltındayken, belediye başkanlığından istifa kararı aldığınızı açıkladınız. Neden partinizde de şaşkınlık yaratan öyle bir kararı alma gereği duydunuz?
Milletvekilliğimin bitişinden sonra hakkımda açılan çok sayıda dava dolayısıyla benden dolayı Kars'ın cezalandırılmasını önlemek için istifa ederek Meclis'te uzlaşan partilerle yeni başkan seçilmesi talebimi, daha önce de defalarca genel merkez yöneticilerine ilettim. Ne yazık ki bu konuda bir irade ve karar gelişmediği için bunu geç de olsa tek taraflı irade beyanı olarak sergilemek zorunda kaldım. Kayyum atanmamamış tek il belediyesi olan Kars'ta, 1.5 yıl boyunca yakaladığımız uzlaşma tavrı, yeni bir formülle meclisten başkan seçilmesini sağlayabilirdi, ama başaramadık.
'Kars'taki model Türkiye'ye örnek olabilecek nitelikte'
Sırrı Süreyya Önder de Bilgen ile aynı operasyonda gözaltına alınmıştı
Bu süreçle ilgili HDP'ye, partililerinize ve Kars halkına ne gibi mesaj ve önerileriniz olur?
Kars halkı, kazanımlarına sahip çıkmalı, şeffaf katılımcı yönetim modelinden geri adım atılmaması için duyarlı davranmalıdır. Aksi taktirde kaybeden biz yöneticiler ya da HDP değil, tüm şehir olur. Kars'ta oluşan siyasi uzlaşma kültürü ve fanatizmi kıran toplumsal barış atmosferi tüm Türkiye için örnek olabilecek niteliktedir. Meclisi 5 partiden oluştuğu halde, kararlarının çoğunu oybirliği ile almayı başarmış başka bir şehir yoktur. Yerel demokrasinin inşası, bireyler ya da partilerden bağımsız olarak şehrin ortak çıkarları etrafından kenetlenmeyi gerektirir. Kimse inanç ve umudunu kaybetmemelidir.
İstifa kararınızı açıklarken, "demokrasicilik oynayacak yaşı geçtim" dediniz. Bu bir "pes etme" mi protesto mu?
Ben siyasette bırakmayı bilmenin en büyük güç olduğuna inanırım. Özgürlük, eşitlik onur, barış ve kardeşlik mücadelesinde pes etme olmaz. Ancak kişisel hesapların toplumsal çabaların önüne geçmesine de kimsenin sebebiyet verme hakkı yoktur. Demokrasi ya vardır, ya yoktur. Varmış gibi davranmak, toplumu yanıltacak tutumlara girmeye hiçbirimizin hakkı yoktur. Siyasetin öznesi siyasetçiler değil, halktır. Siyasetçiler sorunları çözecek riski alamıyor, inisiyatif ortaya koyamıyorsa, çekilmeyi ve halkın önünü açmayı bilmelidir. Koltuklarımıza yapıştığımız havası veren her tutum, içeride de olsak dışarıda da olsak bizi pratikte siyasi rehine pozisyonuna düşürür. Rutin uygulamalara, rutin tepkiler sadece siyasette çözümsüzlük halinin devamına hizmet ediyor. Siyasette sebat, kararlılık ve inat ilkelere bağlılık ve değerleri savunma açısından önemlidir.
'Yeni siyaset yapma tarzına ihtiyaç var'
Sizin için bundan sonra siyaset defteri kapandı mı, yoksa dışarı çıktığınızda yeni mecralarda devam edecek misiniz?
Siyaset benim için bir meslek değil, doğru bildiklerimi, her koşul ve ortamda savunurum. Siyaset parti ya da şahsi kazanımlar için yapılmaz. Aksine partiler toplumun siyasal mücadeleye katılımını kolaylaştırması için vardır. Türkiye'de partilerin yeni bir anlayış ve siyaset yapma tarzına ihtiyacı var. Bu eksiğin giderilmesi için çaba göstermeye devam edeceğim. İktidarı, muhalefeti ile topyekün siyasete güven bunalımı yaşanıyor. Bunu aşabilmek için herkesin partili ya da partisiz siyasetin yapısal sorunlarını tartışmaya açması gerekiyor. Siyaseti yeniden inşa edemezsek, hukuku ve demokrasiyi savunamayız. Pata (yenen ve yenilenin olmaması) durumunu bozacak olan ezberleri aşacak açılımlardır, hamlelerdir.
Gözaltındayken, tutuklanmanız halinde, 3. kitabınızı yazacağınızı ifade etmiştiniz. Hangi konuda kitap yazmayı düşünüyorsunuz?
Alternatif siyaset yapma yöntemleri ve hak temelli siyaset üzerine çalışıyorum.Türkiye siyasetindeki parçalanma ve kamplaşmanın anlamsızlığını; teşhir ve gelenekten, ahlaktan beslenen ama evrensel değerlerle buluşan bir siyaset tarzının küresel krizlere otoriterleşme, toplumsal çürüme tehditine karşı çözüm arayışının ipuçlarını tarif etmeye çalışıyorum. Çözüm siyasetinin yol haritasını çizmeye çalışıyorum.
HDP yüz yüze görüşecek
HDP yöneticileri, Bilgen'in açıklamalarına kamuoyu önünde yanıt vermiş değil. Parti yönetimi, Cezaevinde Covid-19 nedeniyle uygulanan 14 günlük karantina süresinin bugün dolmasının ardından Bilgen'i ziyaret ederek yüz yüze görüşme yapmayı planlıyor.
Belediye Başkanı seçilmeden önce HDP'de Grup Başkanvekilliği görevi üstlenen Ayhan Bilgen, partisinin "Roboski katliamı" davasıyla ilgili tutumu nedeniyle de istifa kararı almış, bu durum parti içinde krize neden olmuştu.