AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine, "16 yıldan bu yana bu ülkede seçimler yapılıyor. Halkımız kendisine zulmedenlere karşı herhâlde mazoşist değil. Dolayısıyla, ya halkta arıza var ya bu ifadelerle Türkiye'nin tasvirinde bir arıza var, bir problem var" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda 2019 yılı bütçe görüşmeleri yapıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından "Çok ağır sataşmalar var" diyerek söz alan AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı şunları söyledi:
- Bir demokrasiyi demokrasi yapan iktidarla birlikte şüphesiz muhalefetin varlığıdır. Elbette muhalefet iktidara her türlü eleştirisini dile getirecektir, bunlar çok ağır da olabilecektir, biz bütün bunları dinleriz. Sayın Genel Başkan bir saatlik konuşmasının büyük bölümünde aslında AK Parti Grubuna ve sanıyorum AK Parti'ye oy verenlere seslenmek istedi. Daha çok beden dili itibarıyla bu gruba yöneldi. Şunu ifade etmek isterim ki: ‘Sarayın beslemeleri, yürütme ‘organı' ve bu minval üzere birtakım ifadeler aslında Sayın Genel Başkanın kurmak istediği iletişimin önündeki çok ciddi duvarlardır, engellerdir. Emin olun sesi bize ulaştıramaz. Dile dikkat etmek gerekir.
Kılıçdaroğlu'nun çizdiği Türkiye tablosunun gerçekleri yansıtmadığını savunan Bostancı, "Sayın Genel Başkan bir Türkiye tablosu çizdi, çok dramatik bir tablo. Baktığımızda on altı yıldan beri halkı eziyoruz, azınlığı duymuyoruz, ülkeyi batırdık, herkes perişan. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar[!]) Sefalet diz boyu, tefecilere hizmet ediyoruz" dedi.
16 yıldır iktidarda olduklarını hatırlatan Bostancı, şöyle devam etti:
— Sayın Genel Başkanın diliyle söylüyorum: Vallahi de billahi de böyle bir Türkiye olsa kendisi Başbakan olurdu, Cumhurbaşkanı olurdu biz de muhalefetle aynı lafları söylüyor olurduk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Böyle bir Türkiye yok. On altı yıldan bu yana bu ülkede seçimler yapılıyor. Halkımız kendisine zulmedenlere karşı herhâlde mazoşist değil. Dolayısıyla, ya halkta arıza var ya bu ifadelerle Türkiye'nin tasvirinde bir arıza var, bir problem var. Biz halkta arıza olduğu kanaatinde değiliz, halk doğruyu yapıyor.