Kürtçe’de 4 anlamına gelen “Çar” ve Arapça’da kadın anlamına gelen “Mara” sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşan “Çar û Mar” grubu kadınların seslerini duyurmak için bu projeyi başlattıklarını söyledi.
Çar û Mar grubunun üyelerinden Arap sanatçı Yeliz Güzel, bu projeye 3 kadın olarak şiir, müzik ve hikâye alanında eserler çıkararak başladıklarını söyledi. Biri Kürt, biri Arap ve diğeri de Türk olan 3 kadınla başladıkları projeye genç bir kadının katılmasıyla birlikte; 4 kadın, 4 dil, dört hikaye olarak çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Kendi bilincinde olan ve bağımsızlığını elinde tutan kadınlar olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dikkat çekmek amacıyla böyle bir proje başlattıklarını kaydeden Güzel, “Biz şiddetle mücadele ederek bugünlere gelen kadınlarız. Hep psikolojik şiddetle hem de ailelerimiz içinde yaşadığımız kimi görünür kimi görünmez şiddetlerle baş etmeye çalışıp gelmeye çalışan kadınlarız" dedi.
Grup üyelerinden Kürt şair Jana Med İnanç de kendi anadilini daha sonra öğrendiğini söyledi. “Farklı diller bizler için zenginliktir” diyen İnanç, “Yaşadığımız coğrafyada farklılıklar ötekileştirilmek için kullanılıyor. Örneğin kadın olmak, farklı bir dil kullanmak bunların hepsi bir ötekileştirilmek için kullanılıyor. Biz bunun tam aksini düşünüyoruz. Ben Kürtçe şarkı söylerken veya şiir okurken etkileniyorlar. Ya da Türkçe okununca da etkileniyoruz. Farklı dilleri kullanarak bütünleştirici birlik oluşturuyoruz. Her birimizin kendi dilinde kendini ifade etmesi daha kolay oluyor. Sanatın da bütünleştirici ruhunu düşünerek 4 dili bir araya getirip güzel bir şey ortaya çıkarmak istedik” diye konuştu.
Duygu ve ruhu birlikte buluşturduklarını aktaran İnanç, “Sanatın birleştirici gücünü kullandık. Kendini ifade etmek için sanat güzel bir ifadedir. Farsça, Türkçe, Kürtçe ve Arapça dillerinde eserler seslendiriyoruz. Bu şekilde farklılıklarımızın zenginlik olduğuna dikkat çekiyoruz. Dile, kadına ve sanata karşı var olan baskının bir araya gelerek yıkılabileceğini göstermek istedik” ifadelerini dile getirdi.
Çar û Mar grubunun Türk kökenli üyesi olan Dilek İder de, dil, din, ırk ve mezhep ayırımı yapmadan yaşamaya çalıştıklarının altının çizerek, “Kadınlar bu ülkede ötekileştiriliyor. Bizde sesimizi duyurmak için sanata başvurmayı tercih ettik. Sanat yoluyla sesimizi duyurmayı, kadının gücünü göstermeyi tercih ettik. Şarkı, şiir ve hikâye 3 ayrı anlatım biçimidir. Her türlü yolla kendimizi ifade etme yolunu tercih ettik. Ayrıca her kadın bir hikâyedir. Herkes hikâyesini bir şekilde anlatır ve kendini ifade eder” şeklinde konuştu.
Grubun en genç üyesi olan ve etnik köken olarak Melez olan Melisa Tura ise bir üniversite öğrencisi. Kadınların kimliklerinden dolayı daha çok ötekileştirildiğini ifade eden Tura, “Kimi kadınlar dillerinden kimileri dış görünüşlerinden dolayı ötekileştiriliyor. Bunların aslında bir araya gelerek kırılabileceğini ve birçok şeyinde başarılabileceğini göstermeye çalışıyoruz. Bunu sanatımızla birlikte yapmaya çalışıyoruz. Coğrafyamızda birçok kültür var ve bunları ötekileştirmek yerine birleştirmek bizim elimizde. Kadınlar olarak bizler çok güçlüyüz ve herkesin bunu bilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kadınların bu ülkede artık sesinin duyulması gerekiyor” diyen Tura, “Kadına şiddetin çok fazla arttığı bir dönemdeyiz.Sanatımızla burada olduğumuzu ve her zaman dik duracağımızı dile getirmek göstermek istiyoruz” dedi. (MA)