Son zamanlarda Çin’in Vuhan kentinde başlayıp bütün dünyayı etkisi altına alan coronavirüs diğer ismi ile covid-19 tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini göstermiştir. Bu salgın sebebiyle herkes tedirgin bir şekilde evde kalarak hayatına devam ediyor. Virüsün bulaşma tehlikesi baş gösterdiğinden beri kaygı endişemiz bir hayli artmış durumda olsa da ülke olarak hep birlikte ALLAH’IN izniyle bununda üstesinden geleceğiz. Toplum olarak devletimizin 14 maddelik kuralına uyup üzerimize düşeni yaparak, kendi hijyenimize özen gösterip bir an önce bu salgından kurtulacağız inşallah. Bu süre zarfında evde kalıp hem kendi hayatımızı hem de başkalarının hayatını kurtarabiliriz. Bu ev de kal kuralına uyup başkasının hakkına girmemeli, tedbirlere uymalı ve uymayanları uyarmalıyız. Unutmayalım ki coruna virüs alacağımız tedbirlerden daha güçlü değildir.
Gözle görülmeyen tüm dünyaya korku salan bu salgın, ülkemizde de 11 mart tarihinden itibaren görülmeye başlanmış ve nitekim başta sağlık bakanlığı olmak üzere devletimizin tüm kamu kuruluşları seferber olmuş ve daha büyük felaketlerin önüne geçilmiştir. Bu salgın karşısında herkes eşit. Coruna virüs zengin-fakir – güçlü-zayıf demeden herkese eşit mesafede korku endişe ve kaygıya sebep olmuştu ve buna mahal bırakmıştır. Öyle bir salgın ki somut olmayıp gözle görülmediği için nice bilim adamlarının elleri kolları bağlanmıştır. Geçmiş ile yüzleşip tedbirler almalıyız.
Peki biz bu salgın karşısında üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Devletimiz tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla vakanın çıktığı ilk günden bu yana büyük bir özverili ve çalışma ile alanda olmuş, vaka sayısını azaltmak için tüm seferberliğini ortaya koymuştur. Bu salgından bir an önce kurtulmak için 81 il vilayetleri ve 922 ilçe kaymakamlıkları ile gece gündüz demeden alanda çalışırken ,öte yandan canları pahasına fedakarca çalışan sağlık çalışanlarımız fedakarca hizmet vermeye devam ediyor, en büyük alkışı hakediyorlardı. Emeğinize yüreğinize sağlık.
Biz birey olarak üzerimize düşeni yapmalı, onlar sahada ve alanda çalışırken bizlerde kurallara uyup onlara yardımcı olmalıyız. Herkes üzerine düşeni yaptığında galip olan corona virüs değil biz olacağız inşallah. Ben gencim bana bir şey olmaz? Dememek lazım tedbiri elden bırakmamalı risk grubunda olan yaşlılarımıza her türlü konuda sağduyulu olmalıyız. Özellikle evdekal kuralı ihmal edilmemeli ve vurduymaz bir şekilde günlük yaşantı gibi mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalıyız. Çünkü bu vurdum duymazlık sayesinde vaka sayısı her geçen gün artmakta ne yazık ki vefat eden kardeşlerimizin sayısı da buna bağlı olarak artmaktadır. Rabbim bir an önce bu salgından kurtulmayı nasip eylesin inşallah. Sevdiklerimizin sağlığı için ümmeti muhammed için evdekal birlikte aşalım bu salgını.
Nazım Hikmetin dediği gibi;
Hastalar
Kardeşlerim
İyileşeceksiniz.
Ağrılar, sızılar dinecek
Yumuşak, ılık.
Bir yaz akşamı gibi inecek
Ağır, yeşil dalların ardından rahatlık.
Hastalar, kardeşlerim,
Biraz daha sabır, biraz daha inat.
Kapının arkasında bekleyen ölüm değil, hayat.
Kapının arkasında dünya, dünya cıvıl cıvıl
Kalkacaksınız yatağınızdan,gideceksiniz.
Tuzun, ekmeğin, güneşin tadını
yeni baştan keşfedeceksiniz.
Sararmak limon gibi, mum gibi erimek,
devrilmek kof bir çınar gibi ansızdan,
kardeşler, hastalar,
biz ne limonuz, ne mum, ne çınar.
Biz insanız çok şükür
çok şükür biliriz,
ilacımıza
umudu katmasını
yaşamak gerek diyerek
ayak direyip
dayatmasını.
Hastalar,
kardeşlerim
iyileşeceksiniz
Ağrılar, sızılar dinecek,
Yumuşak, ılık bir yaz akşamı inecek,
ağır yeşil dalların ardından rahatlık.