Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en uygun ve en ideal asgari ücreti belirlemek için çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, "Biz kesinlikle bu noktada işçimizi zora sokmayacağız. Asgari ücret noktasında da inşallah en uygununu, en ideal olanını gerek brüt gerek net, masaya yatırarak nihai kararımızı vereceğiz" dedi.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin davetlisi olarak Yüksek Stratejik Komitesinin 7. Toplantısı için dün Katar'a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Katar'daki görüşmelerin sonunda Türk Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığını da ziyaret edeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları satır başlarıyla şöyle:
TÜRKİYE'YE GÜVENİN TEZAHÜRÜ: Yılda 50 bin ton üretimle başlayıp ilave yatırımlarla önce 120 bin tona, sonra 250 bin ton kapasiteye kadar çıkacak bu tesis, ülkemizin çinko ihtiyacının yarısına yakınını da karşılayacak. Temelini attığımız kurşun, gümüş ve sülfürik asit fabrikalarının da hizmete girmesiyle toplam 7 bin 500 insanımıza Siirt'te istihdam sağlanacak. Bu yatırımı, Katarlı kardeşlerimizin Türkiye'ye ve Türk ekonomisine güveninin bir tezahürü olarak görüyoruz... Bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla iş birliği yapanların Katar'a ve Katarlı kardeşlerimizin ülkemizdeki yatırımlarına yönelik hazımsızlıklarının sebebi de budur... Yabancı ülke büyükelçiliklerine yazılan şikayet mektuplarında uluslararası basına verilen hezeyan dolu demeçlerde hep bunun işaretlerine şahit oluyoruz.
KÖRFEZLE İLİŞKİLER GÜÇLENECEK: Muhammed bin Zayid Al Nahyan ile Ankara'daki görüşmesi) Her şeyden önce Türk yapısı olarak Türkiye olarak tüm Körfez ülkeleriyle olan birlikteliğimizi, dayanışmamızı bundan sonraki ilişkileri çok daha güçlenerek devam ettirmekten yanayız. Yani bu konuda muhalefetin rahatsızlıklarını zaten biliyoruz. Bu rahatsızlıklara rağmen bu ilişkileri devam ettirmekte kararlıyız. Neticede Katar'a yönelik uygulamaya konulan abluka ve müeyyideler bu yılın başından itibaren biliyorsunuz kaldırıldı. Ve şu anda Körfez ülkeleri arasında da bir birliktelik, bir beraberlik, bir dayanışma yeniden tesis edildi. Ve tüm bölge ülkelerinin de ülkemizin Körfez bölgesinin politikalarına yönelik atacağı adımların bunlar bir işaretidir. Ve Muhammet Bin Zayid'in Türkiye ziyareti bu adımın bir ifadesidir. Nasip olursa Şubat ayı içerisinde benim yine geniş, kapsamlı bir heyet ile Abu Dabi'ye bir ziyaretimiz olacak. Ve şu anda tabii yine bölgenin en güçlü ülkelerinden bir tanesi olan Katar'la zaten attığımız adımlar bunun nişanesidir. Ve rakamlar tabii öyle ufak rakamlar değil, çok ciddi yatırımlarla bunu sürdürüyoruz... Şu an itibariyle Türk iş adamlarına verilen Katar'daki işlerin tutarı yaklaşık 15 milyar dolar civarındadır.
İNŞALLAH EN UYGUNUNU VERECEĞİZ: "Beni köşeye sıkıştırıyorsunuz" diyerek espri yaptıktan sonra şu yanıtı verdi) Sayın Bakan (Vedat Bilgin) heyetiyle beraber gerek işçi kesimi gerek işveren kesimiyle bugün, perşembe bu tür görüşmeleri yapacaklar. Görüşmelerle birlikte de bir yere varacaklar. İnşallah dönünce bizler 'bu görüşmelerde ne yaptılar, tarafların teklifleri nedir' bunları bir görelim. Biz kesinlikle bu noktada işçimizi zora sokmayacağız. Asgari ücret noktasında da inşallah en uygununu, en ideal olanını, gerek brüt gerek net masaya yatırarak ondan sonra inşallah nihai kararımızı vereceğiz. Bu nihai kararla birlikte de temenni ediyorum ki, tabi sadece işçi kesiminin buradaki memnuniyeti değil işverende bu alınan kararla memnun olması lazım. Çünkü hep söylüyoruz ya yatırım istihdam, üretim, ihracat, büyüme. Şimdi bizim burada hem işçinin emeğine, işverenin de bu noktadaki yatırım gücüne ihtiyacımız var. Bu iki gücün ayakta durması bizim için büyük önem arz ediyor. Bütün bunları düşünerek bir karar vereceğiz.
‘Stokçuluk dinimizde haram’
Özellikle benim en çok rahatsız olduğum konu stokçuluk. Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır. Böyle bir şeye gidemezsiniz. Fakat görüyoruz ki stokçuluk yapanlar var, her alanda. Bakın son zamanlarda otomotiv sektöründe bile stokçuluk var. Birçok kapalı otoparklara sıfır otomobiller oralara depolanmak suretiyle onun da stokçuluğunu yapıyor. Hele hele gıdada stokçuluk yenilir yutulur bir şey değil. Onun için şu andaki cezai müeyyide çok düşük. Ben Mehmet (Muş) Bey’e de söyledim, ‘hemen hazırlıklarınızı yapın’. Bu müeyyideyi onları rahatsız edici bir noktaya çıkaralım. Ondan sonra yine yapabiliyorsa yapsın bakalım stokçuluk. Bu işin başka çıkar yolu yok. Sen mi stokçuluk yapıyorsun? Ha bunun bedelini ağır ödeyeceksin. Çünkü vatandaşımıza hele hele gıdada bu tür zulmü yapanlara, biz ‘yoluna devam et’ diyemeyiz.
‘Bay Kemal’e güven olmaz’
TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL: Buradan taviz vermemiz mümkün. Her ne kadar Bay Kemal eğer fırsat bulur da göreve gelirse Kandil’i onların başına yıkmayı vaat ediyorsa buradan bir beklentisi varsa ki yapacağı herhangi bir şey söz konusu değil zaten. Yani bir taraftan terör örgütünün temsilcileriyle yürüyüşler yapacaksın, öbür taraftan işte az önce ismini verdiğiniz terörist başının alkışını alacaksınız. Onun işte ‘bu yaptığınız iş doğrudur, iyi yolda ilerliyorsunuz’ diyecek terörist başı, Kandil’den Bay Kemal’e selam verecek, ‘başarılısınız, iyi gidiyorsunuz diyecek’ ve ondan sonra da Kandil’i yakıp yıkmaktan bahsedecek, buna güven olmaz. Bunlarla da bir yere varılmaz.
KARŞILIKSIZ KALMAZ: Güney Kıbrıs’ta camilerimize yönelik bu operasyon karşılıksız kalmayacak. Bununla ilgili parti sözcümüz Ömer Bey’in, Ersin Tatar Bey’in açıklamaları ve bizim açıklamalarımız, mabetlerimizin üzerinde bu tür sabotajlara gitmeyiniz, bedelini çok ağır olarak ödersiniz, bunun arkasında kimlerin olduğuna dair her türlü arayışın içindeyiz. Bizim Güney Kıbrıs’ta 6 tane camimiz var, onların güvencesi Güney Kıbrıs yönetimindedir. Biz nasıl onlar için güvenceysek, aynı güvenceyi onların da vermesini bekliyorum.