DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ile DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'ten oluşan heyet, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrının ardından yürütülen temaslar kapsamında Meclis’te AK Parti ve MHP'yi ziyaret etti.
Ziyaretlerin ardından DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, DEM Parti grup toplantı salonunda basın açıklaması yaptı.
Bakırhan toplantıda yaptığı konuşmada, partilere yaptıkları ziyaretlerde süreç konusunda istişarelerde bulunduklarını belirterek halktan ve sivil toplum kurumlarından elde ettikleri bilgileri AK Parti ve MHP heyetleriyle paylaştıklarını ifade etti.
“Kürt meselesinin çözümünü, demokratikleşme meselesini ele aldık”
Tuncer Bakırhan, görüşmelerin içeriğine ilişkin şu bilgiyi paylaştı:
“Her iki partide de Sayın Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısını konuştuk. Heyetimizin adaya yapmış olduğu üç görüşmeyi kendileriyle paylaştık, kendi gözlemlerimizi anlattık. Türkiye’nin diğer meselelerini konuştuk. Her iki partiyle de barışın ufkunu konuştuk; barışı nasıl büyütebiliriz, nasıl bu topraklarda mümkün hale getirebiliriz konusunu uzun uzadıya değerlendirdik. Kürt meselesinin çözümünü, demokratikleşme meselesini ele aldık. Her iki meseleye ilişkin düşüncelerimizi, önerilerimizi sunduk. Bugüne kadar 101 büyük merkezde halk toplantıları aldık. Toplumun örgütlü diğer dinamikleriyle görüştük. Bu görüşmelerdeki elde ettiğimiz bilgileri de her iki partideki heyetle paylaştık.”
Tuncer Bakırhan, yaptıkları temaslar ve halkla görüşmeler sonucunda, demokratik ve hukuki adımlara yönelik taleplerin en öncelikli konular olarak öne çıktığını söyledi. Bakırhan, bu talepleri görüştükleri partilere ilettiklerini belirtti.
Bakırhan, "Güvenli bir sürecin ilerleyebilmesi için atılması gereken adımlar konusunda her iki partiyle de görüştük. Bu adımların atılması durumunda, Türkiye’nin küresel ve bölgesel düzeyde karşı karşıya kaldığı risklerden kolaylıkla korunabileceğini belirttik" dedi.
“Sayın Öcalan’ın çalışma ve iletişim koşulları düzenlenebilir”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, sürecin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için Abdullah Öcalan'ın çalışma ve iletişim koşullarının düzenlenebileceğini dile getirdi. Ayrıca, daha önce parlamentoda sunulan kayyum yasağı tasarısının Meclis Başkanı tarafından gündeme alınabileceğini ifade etti.
Türkiye’nin Suriye’de kalıcı barış için etkisini kullanmasının, iç sürece de olumlu katkı sağlayacağını belirten Bakırhan, "Tarihsel bir süreçten geçiyoruz ve hem iktidarın hem muhalefetin yapması gerekenler belli. Hepimiz ev ödevlerimizi yerine getirmeliyiz" dedi.
Kobani saldırısına tepki: "Bu bir katliamdır"
Bakırhan, Kobani'de 7'si çocuk olmak üzere 9 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin de açıklamalarda bulundu.
Bu súldırıyı şidetle kınadıklarını belirten Bakırhan, "Bu ve benzeri saldırıların hem Suriye’de hem de burada yürütülen süreçlere büyük zarar verebileceğini belirtmek istiyoruz" dedi.
Bakırhan, "Sayın Öcalan'la yapılan görüşmelerde ve Sayın Erdoğan'ın da verdiği mesajlarda sabotajlara dikkat çekilmişti. Bu sabotajlar kim tarafından yapıldıysa açığa çıkarılmalı. Saldırının sorumluları ve emri verenler yargı önüne çıkarılmalı" diye konuştu.
“Katliamlar süreci provoke ediyor”
Bakırhan, Kobani'deki súldırının Roboski ve Paris katliamlarıyla benzer bir amaca hizmet ettiğini belirterek, "Bunlar süreci provoke eden yaklaşımlardır ve bundan vazgeçilmelidir" dedi.
Tuncer Bakırhan, "Sayın Erdoğan, ‘Bu süreçte gelebilecek her türlü provokasyona karşı en üst seviyede tedbir alacağız’ demişti. Buradan kendisine çağrıda bulunuyorum: Bu sabotaj bir an önce açığa çıkarılmalı, failler bulunmalı ve yargılanmalıdır. Barış, provokasyonlarla sınanmamalıdır” diye konuştu.
“İktidar sorumluluğunu yerine getirmeli”
Bakırhan, Kobani'deki saldırının iktidarın rolünü azaltmadığını, aksine, uluslararası basın ve bölge halkından gelen bilgiler ışığında olayın aydınlatılması gerektiğini vurguladı.
DEM Parti Eşbaşkanı, "Bu mesele, 85 milyonun umudunu bağladığı bir barış sürecidir. Oyalama devri bitmiştir, artık adım atma zamanıdır. Barış sürecinin herkesin yararına olduğunu belirtiyor, her kesimin sorumluluk alarak barışa sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.