Evet Deprem geliyor. Bunu ben değil, uzmanlar söylüyor. En son birkaç gün önce deprem uzman Sayın Prof. Dr. Naci Görür gözyaşları ile dile getirdi.
Malum çok yakın zamanda ülkemizde asrın felaketi denebilecek bir deprem meydana geldi ve resmi rakamlara göre elli bin insan yaşamını yitirdi. Elbette bir insan olarak bu yıkımı ve beklenen Hakkari depremi ile birlikte muhtemel sonuçlarını dile getiren Görür hoca en insani hali ile göz yaşlarına hakim olamadı.
Kahramanmaraş merkezli depremin hemen akabinde bizler de ekip olarak Hakkari den yola çıktık. Hatay İskenderun’a ulaşan ilk kurtarma ekiplerden biri olduğumuz için işin vahametini ve kıyametin provası niteliğindeki yıkımı yerinde gördük.
Deprem çok büyük bir coğrafyayı etkilemişti ve deprem sonrası müdahale de bir o kadar güç olmuştu. Üstelik her yerden şehirlere ve yaşam alanlarına onlarca yollar olmasına rağmen.
Ya Hakkari !
Hakkari de bir deprem olması durumunda ilk 72 saatte Hakkari’ye kimler ulaşabilecek acaba. Ben söyleyeyim. Hiç kimse.
Olası bir deprem durumunda Yeni köprü mevkiinden Hakkari merkeze kadar ki bütün yollar taşlarla, kayalarla dolacak. Depin köprüsünden bahsetmiyorum bile; Yol temizleme çalışmaları yapılamayacak. Yeni köprüden Yüksekova istikametindeki tünel bölgesi ise tamamen yıkılacak hale gelir. Bu da şu demektir. Herhangi büyük bir deprem sonrasında Hakkari ve ilçelerine müdahale, yardım, kurtarma gibi hiçbir eylem gerçekleştirilemeyecek.
Bunlar komplo teorileri değil yaşadığımız coğrafyanın bize gösterdiği gerçeklerdir. Lakin en ufak bir yağmurda bile Hakkari – Van veya Hakkari Yüksekova ile diğer ilçelere giden yollarda onlarca noktada kayalar yollara düşüyor. Bu güne kadar ölümlü olaylar dahil bir çok maddi hasarlı kazalar meydana gelmiştir.
Bu bağlamda Hakkari için hayati önem arz eden Hakkari’den Van’a Berçelan yaylası üzerinden ulaşımı sağlayacak şehirler arası yol standartlarına uygun yolun ivedilikle yapılması gerektiğine inanıyorum. Elbette bu belki biraz daha uzun vadede olabilecek bir çalışmadır.
Şimdi acilen yapılması önem arz eden durumlar da var.
Örneğin son zamanlarda Şehir merkezinde ve ilçelerde özellikle kamu kurumları binalarında yapılan “Deprem Dayanıklılık Testleri” bütün şehre yayılması,
Dayanıksız binaların iyileştirilmesi veya yıkılması ve kentsel dönüşüm çerçevesinde yeniden inşasına geçilmesi,
Ve en önemlisi de Deprem sırası ve sonrasında Hakkari merkez ile birlikte bütün ilçe merkezlerinde AFAD müdahale ve yardım depolarının oluşturulması,
İl ve ilçelerde kurumlar ve STK’lar bünyesinde eğitimlerini tamamlamış, koruma, kurtarma ve ilk yardım ekiplerinin oluşturulması gibi küçük ama etkili birkaç adım atılabilir.
Şunu da unutmamak gerekir ki deprem esnasında bölgedeki her kes afetzede olacağından bölgedeki Arama Kurtarma timlerinin de müdahale durumları çok zor olacaktır.
Herhangi büyük bir depremde bütün ulaşımı sadece 1960 yılında yapılan virajlı yollardan sağlanan yol kapanacağından ve insanı yardımlarla beraber kurtarma ekiplerinin de Hakkari’ye ulaşması güç olacaktır.
Bu sebeple en azından ilk müdahale dönemlerinde insanları himaye edebilecek malzemeleri içeren Konteyner depoların hayat kurtarıcı olacağı aşikârdır.
Hakkari merkeze, Yüksekova, Şemdinli, Derecik ve Çukurca ilçe merkezlerine ve her birinin en az on bin kişilik malzeme içeren depoların yapılması durumunda, herhangi bir afet durumunda bu depolardan sağlanacak destek elbette ki ölüm ve mağduriyet sayısını ciddi anlamda azaltacaktır.
Bu taleplerimizin yerini bulacağını umuyorum ve bu konuda umutluyum.
Lakin geldiği günden beri tam bir devlet adamı edasıyla memleketin her meselesine koşarak, anında ve yerinde derman olmaya çalışan, Hakkari’ye yeniden yaşam umutlarını yeşerten Valimiz Sayın Ali Çelik’ın öncülüğü ve destekleri ile önce kurumlar, STK’lar ve halk olarak hep birlikte elimizden geleni yapmamız gerektiği kanısındayım.
Depremsiz, afetsiz, huzur ve aydınlık günler olması dileğiyle…
HAKKARİ HEPİMİZİN VE HEP BİRLİKTE YAŞANILIR KILALIM