Basın toplantısında Avrupa Parlamentosu'nun hafta içerisinde kabul ettiği Türkiye raporuna ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, “Avrupa Birliği (AB) Türkiye'den kopmanın gayreti içerisindedir. Bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmeden sonra gerekirse Avrupa Birliği ile yolları ayırabiliriz” dedi.
Avrupa Parlamentosu raporda, Türk Hükümeti tarafından köklü bir rota değişikliği yapılmadığı takdirde Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinin devam edemeyeceğini bildirmişti.
Raporda hangi konulara dikkat çekildi?
Avrupa Parlamentosu, İspanyol raportör Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan ve tavsiye kararı niteliğinde olan 2022 Türkiye raporunu Çarşamba günü kabul etti.
“AB - Türkiye ilişkileri için alternatif ve gerçekçi bir çerçeve oluşturulması” önerilen raporda, Türk Hükümeti tarafından köklü bir rota değişikliği yapılması istendi.
Aksi taktirde Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin sürdürülemeyeceği vurgulandı.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, “Türkiye’nin AB üyeliği, jeopolitik pazarlıklar sonucu değil, Türk yetkilileri ülkedeki temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğündeki gerilemeye son verilmesi için gerçek bir çaba içine girdiğinde gerçekleşecektir” diye konuştu.
Raporda, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinde "tarafların eşit şartlar altında yarışmadığı” dile getirilerek, iktidarın haksız bir avantajla seçim sürecini yürüttüğü belirtildi.
Parlamento raporunda, “sert, kışkırtıcı ve ayrımcı söylemler ile bazı muhalefet partilerinin destekçilerine yönelik sindirme ve tacizin yanı sıra iktidar partilerinin muhalefeti terörizmle ilişkilendirmesinin süreci baltaladığı” savunuldu.
Raporda, “Türkiye’de yargının bağımsız olmaması ve yargı sisteminin siyasete alet edilmesi” kınanarak, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tüm kararlarını tam olarak uygulaması” istendi.
Avrupa Parlamentosu raporunda, Türkiye’de devam eden kovuşturma ve sansürün yanı sıra, gazetecilere ve bağımsız medyaya yönelik baskılar da kınandı.
Raporda, Türkiye’de kadın haklarının kötüleştiği, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kadın cinayetlerinin yanı sıra, LGBTI+ toplumuna yönelik yaygın nefret söylemi ve ayrımcılığın da arttığı vurgulandı.
Parlamento, “Kürt sorunu konusunda son derece endişeli olduğunu” belirterek, ilgili tüm tarafların katılımıyla güvenilir bir siyasi sürecin acilen yeniden başlatılmasını istedi.
Türkiye'yi, İsveç'in NATO üyeliğini daha fazla gecikmeden onaylamaya çağıran raporda, “Bir ülkenin NATO'ya katılım süreci, hiçbir şekilde başka bir ülkenin AB'ye katılım süreciyle ilişkilendirilemez” görüşüne yer verildi.
Raporda, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesi dışındaki Rusya’ya yönelik yaptırımları desteklememesinin üzüntü verici olduğu kaydedildi.
“Türkiye'nin BM Genel Kurulu'nda, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırgan savaşını kınama yönünde oy kullanması ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığı” ise memnuniyet verici olarak değerlendirildi.
Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon kişiyle, dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etme çabalarındansa övgüyle söz edildi.
Parlamento, 6 Şubat 2023'te yaşanan deprem nedeniyle başsağlığı dileğinde bulunurken, AB’ye Türkiye'nin insani ihtiyaçlarına ve yeniden inşa çabalarına destek vermeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'den tepkiler
Avrupa Parlamentosu’nun yıllık Türkiye raporuna, hem Dışişleri Bakanlığı hem de üst düzey hükümet yetkililerinden sert tepkiler geldi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı rapora, “Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve önyargılarla dolu bu rapor, AP’nin gerek ülkemizle ilişkiler gerek AB’nin geleceğine ilişkin her zamanki sığ ve vizyonsuz yaklaşımının bir yansımasıdır” ifadeleriyle tepki gösterdi.
Ankara özellikle raporun Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başlatılmasını öngören adımların atıldığı dönemde gelmesine tepkili.
Dışişleri açıklamasında bu durum, “Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılması için bir fırsat penceresinin açıldığı, kıtamızın istikrarı ve güvenliği açısından böylesi kritik bir dönemde, AP’nin ilişkilerimizin belkemiği olan katılım müzakereleri yerine farklı arayışları gündeme getirmesini akıl dışı buluyoruz” ifadeleriyle aktarıldı.
Cumhurbaşkanlığı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada bu noktaya değindi.
“Avrupa Parlamentosunda kabul edilen rapor ön yargılı, art niyetli ve kabul edilemezdir. AB ile yeni bir döneme girildiği günlerde bu raporun kabul edilmesi manidardır,” diyen Kılıç, Avrupa Parlamentosu üyelerini popülist siyasetten vazgeçmeye de çağırdı.