Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na katılmak üzere gittiği ABD'de PBS kanalından Amna Nawaz'ın sorularını yanıtladı.
Amna Nawaz, röportajın başında Erdoğan'a Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden vazgeçilebileceğine ilişkin açıklamasını sordu. Erdoğan, AB üyeliğinden vazgeçmeye hazır olup olmadığıyla ilgili soruya, "Biz bu konuda AB'nin kararlarına önem veriyoruz. AB olumlu bir karar verirse bunu memnuniyetle karşılarız. Türkiye son 50 yıldır AB'nin kapısında oyalandırılıyor. Biz her zaman kendi kendine yeten bir ülke olduk. Hiçbir zaman AB'nin katkılarına ya da desteğine muhtaç olmadık, buna ihtiyacımız yok" yanıtını verdi.
'İSVEÇ'İN NATO'YA KATILIMI TBMM'NİN GÜNDEMİNİN BİR PARÇASI'
Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliğiyle İsveç'in NATO üyeliğinin bağlantılı oluğunu düşünüp düşünmediğine ilişkin soruya yanıtında ise 'İsveç'in konumu ile Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerindeki mevcut konumumu'nun birbirinden farklı olduğuna işaret etti. İsveç'in 'terörle ilgili sözlerini tutması gerektiğini' ifade eden Erdoğan, "Hâlâ Stockholm sokaklarında teröristlerin gezdiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İsveç'in NATO'ya katılım teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından değerlendirileceğini ve en sonunda onaylanacak yerin burası olduğunu belirterek, "Bu TBMM'nin gündeminin bir parçasıdır. Meclis kendi takvimi çerçevesinde durumu değerlendirecek. Bu öneri milletvekillerinin oylamasına sunulacak" dedi.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Bunun gerçekleşmesi için İsveç'in elbette verdiği sözleri tutması gerekiyor. Terör örgütlerinin Stockholm sokaklarındaki gösterilerini ve faaliyetlerini derhal durdurmaları gerekmektedir. Çünkü bunun gerçekten gerçekleştiğini görmek Türk halkı için çok önemli olacaktır. İsveç mevzuatta değişiklik yapmış gibi görünüyor ama bu yeterli değil."
ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışı ile İsveç'in NATO'ya üyeliğinin birbiriyle bağlantılı olduğunu düşünüp düşünmediğine ilişkin Erdoğan, "Bana göre bağlantı olmamalı. Başkan (Joe) Biden, bu konuda kararı Kongre'nin vereceğini söyledi. Biz de her zaman diyoruz ki bizim de Türkiye Büyük Millet Meclisimiz var. Yani bu konulara parlamento karar verir. Parlamento bu konuda olumlu bir karar vermezse o zaman bu hususta yapacak bir şey yok" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Kongresi'nde Senatör Bob Menendez gibi isimlerin Yunanistan'ın güvenliği gibi bir dizi konuya işaret ederek Türkiye'ye F-16 satışına karşı olumsuz yaklaşım sergilemesiyle ilgili ise "Bob Menendez, Türkiye'yi tanımıyor. Öyle görünüyor ki Bob Menendez, Tayyip Erdoğan'ı da tanımıyor" diye konuştu.
Türkiye'de Sedef Kabaş, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş gibi üst düzey tutuklamalar bulunduğunu hatırlatan gazeteci Nawaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Bu kişileri susturmaya mı çalışıyorsunuz? Söz konusu kişilerden tehdit algılıyor musunuz?" sorusunu yöneltti.
Erdoğan, bu soruyu şöyle yanıtladı: "Sizi bu niye bu kadar ilgilendiriyor? Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde bu tür kararları yargı verir. Eğer yargı bu yönde bir karar vermişse, o zaman yargının verdiği bu karara saygı duyalım. Ben yargı adına konuşacak durumda değilim. Bahsettiğiniz bu kişi protestoların finansörüydü."
"Osman Kavala'dan bahsediyorsunuz, değil mi?" sorusuna yanıt veren Erdoğan, "Evet, Osman Kavala'dan bahsediyorum" ifadelerini kullandı. Nawaz'ın "Peki ya Sedef Kabaş? Birileri size twit'leriyle hakaret ettiği için tutuklanmalı mı?" sorusuna Erdoğan, "Ben onlarla uğraşacak değilim" diyerek, kararların yargı tarafından verildiğini söyledi.
'Selahattin Demirtaş'ın terörist olduğunu ve 200'den fazla kişinin ölümüne yol açtığını, bu nedenle yargının bir karar verdiğini' savunan Erdoğan, Nawaz'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bu değerlendirmeyle hemfikir olmadığını ifade ederek araya girmesinin ardından, "Saygı duymanız lazım. Kesmeye hakkın yok. Kesmeyeceksin. Saygı duyacaksın, yargının verdiği karara saygı duyacaksın" sözleriyle tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerikan yargısı yargı da Türkiye'nin yargısı yargı değil mi? Türkiye'nin yargısına da saygı duymaya mecbursunuz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin en çok gazetecinin tutuklu olduğu dördüncü ülke olduğuna işaret edilerek sorulan soruya da Erdoğan, "Eğer teröre destek verdiyseler, onlar terörü destekliyorlarsa, dünyanın neresinde özgürce yaşayabilir veya dolaşabilirler? Bu insanlar terörü destekliyor ve bu kişiler hakkında yargı kararını veriyor" şeklinde cevap verdi.