Merhaba değerli Hakkari Objektif haber okuyucuları
Bugün biraz dert dökmek istedi bu kardeşiniz. Konumuzun başlığı gönül kazanmak. Peki gönül kazanmayı nasıl başarıyoruz? Gönüllü olabilmek için ne yapıyoruz? Öncelikle bunu başarabilmemiz için gönüllü olmalıyız. Bugün ki toplumumuza baktığımızda ciddi problemlerin olduğunu düşünüyorum. Gerek günlük yaşantımızda gerek okulda gerekse evde ailemizle sıkıntı içerisinde olduğumuz bir konudur. İnsanların kusurlarını çok çabuk bulmada tecrübeli, ama tamir etmede bir çırak gibiyiz. Bazen kardeşten öte belirlediğimiz dostumuzun bize anlatmış olduğu dert döktüğü bir sırrı bir hatasını gördüğümüzde sinsi bir şekilde açığa çıkarabiliyor ve gönlünü kırabiliyoruz. Nitekim Mevlana hazretlerinin ‘’ kusur arıyorsan tüm aynalar senindir’’ sözü her şeyi anlatıyor. Oysaki güzel bir davranış sergilediğimizde veya güzel bir söz söylediğimizde karşındaki kişinin gönlünü kolayca fethedebiliyor, bir demet çiçekle bir kadının gönlünü kazanabiliyoruz.
Peki bir kişinin gönlüne nasıl girebiliyoruz?
Toplum içindeki insanların hatalarını gördüğümüz zaman bir kenara atarak o kişinin yaşam tarzını kınıyor, iç görünüşüne bakılmaksızın dış görünüşüyle kolayca yargılıyoruz. Birini gördüğümüz zaman kendi içimizde bak bak nasıl giyinmiş, bak bak saçına ne yapmış, bak şunu bunu yapıyor diyerek önyargılı davranıyor, onun haberi olmadan gönlünü kırmış oluyoruz. Bunu yaparken de farkında olmadan gıybet ediyoruz. Zaten arkasından yaptığımız gıybet eğer doğru değilse iftira etmiş oluyoruz. Oysa ki yanlış yaptığımızı biz kendimizde farkediyoruz; ama bunu başarmada geri durmuyor gönül kırmaya devam ediyoruz. Belki yanlış giyindiğini görüyoruz yalnız şurada hata yapıyoruz onlara bu kusurlarını söylerken güzel bir şekilde değil de gönül kıracak şekilde söylüyoruz. Yüzüne açık bir şekilde gözüne batıra batıra söylüyoruz. İnsanların gönlünü kırmakta çok kolay insanları kapıdan kovmak bize çok basit geliyor. Ama şunu unutmamak gerekir ki bir gün Mevla o kusuru bize de yaptırabilir. Empati kurarak insanların kusurlarını örtmede Hz. Mevlana’nın dediği gibi gece gibi olmalıyız. Gönül kazanmak ben diyen nefsini kendi yenmekle, hayır ve fedakarlıklarla salih amellerle kısacası gönül insanı olmakla başarılmaktadır. Nitekim tekkelerde iki soru sorulurmuş; 1- Bugün gönül kırdın mı? 2- Namazını kıldın mı? Birinciye cevap evet ise, ikinci soru sorulmazmış! Ne garip kazanmak bize yetmiyor diğerlerini kaybetmek için adeta bir yarış içerisine giriyoruz. Oysa bir gönül kazanmak bütün dünyayı kazanmak kadar değerlidir. Gönüllülük baktığımız şey de değil, bakışımızda olmalıdır. Gönül kazanmanın yollarına sevgi tohumları eklemeli ve yeşermesi için tüm inancımızla seferber olmalıyız. Yaşam şartlarımız düşüncelerimiz farklı olabilir ama gönül kazanmada her zaman tek ses olmalıyız. Birlik beraberlik içerisinde kusurlarımızı örtmede dost, gönül kazanmada kardeş olmalıyız. Yazımın sonuna doğru gelirken Nevzat Taşkının gönülleri fetheden şiiri ile bitirmek istiyorum;
Gönlü rahatlatır güzel söz çıkarsa ağızdan
Ölçü ile ölçülmez ne parayla ne malınan
Güzel söylerse ne kayıp eder hayadan ardan
Kalp kırmak kin tutmak ne sağlar ki ademoğluna
Yıkılan gönlü zordur yapıp da tamir eylemek
Önemli olan yıkmadan gönlü koruyabilmek
Budur gereken insan olarak düşünebilmek
Kalp kırmak kin tutmak ne sağlar ki ademoğluna
Hazreti Mevlamız vermiş bizlere rızkımızı
Yazmıştır yaratmadan kader alın yazımızı
Silelim kötülük,dargınlık, dar yapımızı
Kalp kırmak, kin tutmak ne sağlar ki ademoğluna
Yüreklerimizi dolduralım sevgi şefkatle
Kuluna Tanrı’nın verdiği o merhametiyle
Utanma karşısına çıkınca var güzellikle
Kalp kırmak, kin tutmak ne sağlar ki ademoğluna
Güzel yaşasan da alemi devri olan mülkte
Bunun, yine sana hayrı olmaz misafirlikte
Bir gün elin ayağın çekersin fahri alemde
Kalp kırmak, kin tutmak ne sağlar ki ademoğluna
Nevzat hoş bir sedanın bulunmaz asla değeri
Yıkılmasın gönüller,hoş görü olsun misali
Hayat kısa,seçersin taşkın olmayan güzeli
Kalp kırmak, kin tutmak ne sağlar ki ademoğluna