Kocaeli’nin Derince ilçesinde 10 yıldır avukatlık yapan görme engelli Mehmet Emre Kalaycı (32), müvekkillerinin ilk bakışta kendisine ön yargılı davrandığını, daha sonra kendisini tanıttıkça güvendiklerini söyledi.
Doğuştan konjenital kornea bozukluğu hastalığı nedeniyle yüzde 90 oranında görme engelli olan Mehmet Emre Kalaycı, 2005 yılında Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Görme engeline karşın derslerine azimle çalışan Kalaycı, 5 yıllık hukuk fakültesini 4 yılda bitirdi. 2009 yılından Beri Kocaeli Barosu'na kayıtlı avukatlık yapmaya başlayan Kalaycı, müvekkillerinin davalarına giriyor.
Bazı adliye binalarında görme engelliler için işaret levhaları olmaması nedeniyle sorunlar yaşadığını ifade eden Mehmet Emre Kalaycı, “En başından bu yana zorlu bir eğitim hayatım oldu, diğer öğrenci arkadaşlarımız bir emek verirken, ben üç emek verdim. İlk başta yatılı körler okulunda eğitim aldıktan sonra, eğitimci bir aileden geldiğim için annemin görev yaptığı bir okulda kaynaştırmalı eğitime katıldım. Orada ilköğretimi tamamladıktan sonra lise sürecini tamamladım. Daha sonra üniversite sınavına girdim bu sınavda engelli ek yerleştirme puanı almaksızın Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni birincilikle kazandım. Bu fakülteyi 4 yılda bitiren sınırlı sayıda öğrenciden biri oldum ve 10 yıldır da mesleğin içerisindeyim“ dedi.
Kocaeli Barosu Engelli Hakları Komisyonu olarak adliyenin içerisini engelsiz hale getirmek için çalışmalar yaptıklarını belirten Kalaycı, "Bundan 2-3 sene öncesine kadar elbette bir yeri bulmakta zorlanıyordum, şu an burada bu sorun düzeldi. Ama Türkiye’deki birçok adliyede bu sistem yok. İlimizdeki Gebze Adliyesi’nde bile bu sistem yok. Sesli veya kabartmalı bir uyaran olmadığı için oralarda tek başıma bir yeri bulmakta çok zorluk çekiyorum. Yetkililerin daha dikkatli olması gerekiyor" diye konuştu.
Kalaycı adliyede yaşadığı sorunların yanında bazı müvekkillerinin kendisine ön yargıyla yaklaştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Mahkeme dosyalarını maalesef tamamen elektronik ortamda okumak zorundayım, görsel sıkıntılar yaşadığım durumlar oluyor, ama elimden geldiğince en iyisini yapmaya çalışıyorum. Müvekkillerim beni ilk gördüklerinde ‘Avukat kim?’, ‘Avukata siz mi yönlendireceksiniz?’ ya da ‘Avukata anlatsam daha iyi olur’ şeklinde beni avukat olarak görmeme ya da anlatmak istememe tarzında bir tavırları oluyor. Sonrasında ben onları dinleyip, çözüm bulduğumda daha da anlatmak istiyorlar, hatta akraba, eş ve dostlarına öneriyorlar. Tanımadığım birçok insana bu şekilde dokunmuş, yardım etmiş oluyorum."
Girdiği birçok davada hakimlerin tereddütle yaklaştığını belirten Kalaycı, “Bir davada keşif yapmaya gitmiştik ve hakim, keşifte saptanan hususları ‘Size nasıl ifade edebiliriz? Görmeden nasıl anlayacaksınız?’ dediğinde ben de hakime hayatı bu şekilde yaşadığımı, hayatımdaki birçok şeyi algılayabildiğimi anlatmıştım. O da bu duruma şaşırmıştı. Genelde mahkemede bu tür durumlar yaşıyorum. Önce şaşırıyorlar, sonra alışıyorlar" şeklinde konuştu.
Engelli bireylerin topluma katılması için çağrıda bulunan Kalaycı, hiçbir eksikliğin hayattan küsmeye neden olmaması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
"Engelliler eve kapanırsalar, depresyona girerler kendilerini bitirirler. Bir insan üretmediği zaman ölür. Yaşamak istiyorlarsa, yaşam dışarıdan, beyaz baston bizim dışarıya açılan kapımız ve hiç kimse başaramayacağı bir sınav ile bu dünyaya gönderilmez. Ben herkesi okumaya, yaşamaya, çalışmaya davet ediyorum." (DHA)