Geçmişten bu yana kültürümüzde var olan düğünlere değinmek istedim.
Bahşiş/ Xelat
Gerek damadın davetlileri gerekse gelinin davetlileri düğünde gelin ve damada xelat adı verilen bir bahşiş verirler. Yakın akrabalar bahşiş olarak geline beyaz eşya, kap kacak, halı, kilim, altın takı; uzak akraba ve durumu elverişli olmayanlar zarfın içine koydukları bir miktar para takdim ederler. Geline gelen bahşişlerden ev eşyası ve altın takılar çeyizine katılarak damat evine gönderilirken, toplanan paralar düğün masrafı olarak harcanır. Damada ise bahşiş olarak bir zarfın içine konulmuş bir miktar para verilir. Düğün bitimine kadar gelen tüm zarflar bir sandıkta toplanır. Akşam, zarfların saklı bulunduğu bu sandık heyecanla açılır ve gelen xelat sayılır. Ailenin maddi durumuna ve sosyal statüsüne göre gelen bu xelat’lar bazen düğünün masraflarını bile karşılayamazken bazen de ciddi bir servetin oluşmasına vesile olur. Çokça xelatın toplandığı düğünler medyada bile konu olmuştur.
Zarf dışında bir başka bahşiş verme yöntemi daha vardır: Düğün günü gelin eve getirilip yemekler yenildikten sonra ortaya bir masa konulur. Başına da sağdıç ve damadın akrabalarından bir iki kişi oturur. Genellikle aşiretin ağası veya aksakallısı ilk bahşişi verir. Bu ilk xelat bazı aşiretlerde üzerine biraz daha para eklenerek ağaya geri verileceğinden biraz fazla olur. Ondan sonra davetliler kendi durumlarına göre bahşişlerini verirler. Bu yöntem bir tür açık arttırmaya benzediğinden ve biraz da zoraki olduğundan toplum tarafından pek de hoş karşılanmaz. Bu adet yavaş yavaş yerini zarf usulüne bırakmaktadır.
Düğün Yemekleri
İki günlük düğün boyunca damadın ailesi bütün davetlilere iki yemek verir. Bunlardan ilki kına günü yani düğünün birinci günü verilen akşam yemeğidir. Diğeri de düğünün ikinci günü yine akşam verilen yemektir. Bu yemeklerin bütün masrafı damadın ailesi tarafından karşılanır. İlk gün verilen yemek genellikle et, mevsim sebzeleri, taze fasulye, tas kebabı ile pilav ve cacıktan oluşur. Konu komşu ve davetlilerin tamamı katılır bu yemeğe. Şiva dawetê diye adlandırılan ikinci gün yemeği düğünün de en önemli yemeğidir. Bu yemekte Hakkâri’nin geleneksel yemeklerinden Doxeba veya Qıris hazırlanır. Bu yemeklerin yanında cacık, ayran veya mevsim salatası da ikram edilir.
Son zamanlarda Qıris ve Doxeba’yı hem zahmetli ve hem de masraflı bulup bunun yerine döner, kavurma, sulu köfte vb. yemek veren aileler de olmaktadır. Düğünün ikinci günü, düğün davetlileri, damadın komşuları ve akrabaları arasında paylaştırılır ve herkes kendi evine aldığı misafire öğle yemeği verir. Bunun başlıca sebebi Hakkâri’de düğün salonlarında düğün yapma âdetinin olmamasıdır. Düğünler mahallede, evlerin avlusunda
Veya okul bahçelerinde yapılır veya okul bahçelerinde yapılır.
Kapı Arkası / Pişteder
Pişteder yani kapı arkası âdeti çok yaygın olmasa da şu veya bu şekilde devam etmektedir. Gelin odasına girilecek iken veya gelin alınıp çıkılacak iken gelinin yakın akrabalarından biri, örneğin kardeşi, ablası, annesi, kız kardeşi veya başka biri kapıyı tutar, kapatır ve gelinin çıkmasına engel olur. Sağdıçtan veya damadın babasından ciddi bir bahşiş almadıkça da kapıya açmaz.
Mehir
Hakkâri’de mehir kadının rızasına ve geçmişten gelen teamüllere göre kararlaştırılır. Çoğunlukla geline alınan ziynet ve takılar mehir olarak gelinin kendisine verilir. Daha önceki bölümlerde de ifade edildiği üzere mehir, kadının rızası olmadan kullanılamaz. Rızası dâhilinde satılsa bile sonradan mutlaka yerine konulur. Bundan dolayı kadınların takıları servetten, evin zenginliğinden sayılmaz.
Hakkâri 'de adetler kişilerin kendi isteğine göre değiştirmeleri birçok aileyi zor duruma sokuyor.
En çokta gereğinden fazla altın alıp gösteriş yapanlar birçok gencin düğün yapmamaya sürüklüyor, kızlarımız özenerek kendilerine de aynısını yapmalarını istiyorlar haklı olarak, fakat bu da başlamadan biten ilişkiler yâda evli olup
İsteyenler kadınlarımız, sadece kendilerine huzursuzluk çıkartıyorlar bunların sebebi gösteriş yapmak isteyen gelin, damat adaylarına seslenelim yapmayın ekonomik durumlar zaten belli Hakkâri 'de iş imkânları dört dörtlük değil maalesef kimi işsiz zar zor evine ekmek götürüyor kimi de çalışıyor fakat aldığı ücret asgari ücretin altında her şey bu kadar pahalıyken birde düğünde takı, para merasimi var çoğu borç ederek gelip takıyor buna bir çare bulunmalı Çukurca’da toplanan aşiret büyükleri Düğünler için yeni adetler çıkardılar. Kendi halkını düşünerek onların güzel günlerinde eylenmeleri yani düğünden sonra sayılan xelatlar borçlara yetsin diye gereksiz olan ne varsa eskide bıraktılar.
Darısı yeni evlenen çiftlere.
Burada da aynısı yapıla bilir, yapılsın evlilik çağına gelip, geçen gençlerimizi ‘de düşünerek yeni örf adetler çıkarıla bilir.
Hakkâri’de bir isteme den başlayan düğüne kadar gereksiz harcamalar yapılıyor.
Gereksiz altın fazlalığı, 2,3 gün yapılan Düğünler vb. örf ve adetleri kimseyi zorlamadan düzenleye bilirler.
Sayın Vali Bey'de evlenen çiftler için bir yardım dokunuşu olabilir.