Urartular ve Abbasiler döneminde inşa edilen Mir kalesi, Hakkari'nin şehir merkezinin kuzey-güney doğrultusunda, 100-200 metre yükseklikteki bir tepeye konumlanıyor. Kale, tarih boyunca bölgenin önemli bir yönetim merkezi olmuştur.
1967'de Başlayan Değişim: Kale İmara Açıldı
1967 yılında Hakkari’ye vali olarak atanan Celal Kayacan, Mir Kalesi'nin tarihi surlarını iş makineleriyle yıkarak, kaleyi şehirleşmeye açtı. Kayacan’ın öncülüğünde yapılan bu değişim, kalenin eski yapısının büyük oranda yok olmasına neden oldu. Yıkılan surların yerine betonarme yapılar yükseldi. Kale, 1980'lere kadar dinlenme alanı ve çay bahçesi olarak kullanıldı, fakat zamanla askeri bir alan haline dönüştü. 20. yüzyıldan kalan eski fotoğraflarda, kalenin toprak damlı evlerinin sıralı şekilde yükseldiği görülürken, günümüzde bu yerleşimlerin yerine beton yapılar inşa edilmiştir.
37 Mir'in Hükümet Merkezi: Tarihi Miras
Mir Kalesi, 1263 yılından itibaren Hakkari beylerinden 37 mirin yönetim merkezi olmuştur. Kale, özellikle stratejik alanı ve zindanlarıyla ünlüdür. Hakkari beylerine ait tapu kayıtlarında, bu yapının bir arazi olarak tanımlandığı görülmektedir. 1980'lerin ortalarından itibaren kalenin büyük kısmı askeri alan olarak kullanılmaya başlanmış ve ziyarete kapalı olmuştur.
Kazılarla Ortaya Çıkan Geçmiş: Arkeolojik Değer
2024 yılında başlatılan kazılar, Mir Kalesi’nin tarihi yapısını yeniden gün yüzüne çıkarma amacını taşımaktadır. Van Müze Başkanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, Hakkari Valiliği’nin himayesinde yürütülen bu kazılar, kalenin bir arkeopark olarak halkın ziyaretine açılmasını hedeflemektedir. Kazılar sırasında ilk temizlik çalışmaları tamamlanmış ve bu süreç, bölgenin turizm potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.
Mimari ve Kültürel Yansımalar
Mir Kalesi’nin 20. yüzyıldan kalan fotoğrafları, kale surlarının sağlamlığını ve sıralı yerleşim biçimini gözler önüne seriyor. Fotoğrafta, kalenin İran’ın Hewraman Bölgesi mimarisiyle benzer yapılar taşıdığı, İzzeddin Bey Medresesi ve tarihi hamam gibi yapılarla birlikte görülebileceği dikkat çekiyor. Ayrıca, kalenin kapı kuleleri ve nöbet kulübeleri de bu tarihi görüntüde öne çıkıyor.
Hakkari Üniversitesi’nden Değerlendirme
Gazeteci Mimar Kaya’ya tarihi fotoğra ilişkin açıklamada bulunan Hakkari Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Kaplan, Mir Kalesi’nin sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda tarihi bağlamda büyük bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. Kaplan, kalenin kültürel mirasının bölge için ne kadar önemli olduğunu belirterek, bu fotoğrafın, Hakkari’nin tarihi derinliğini yeniden keşfetme fırsatını sunduğunu ifade ediyor.
Kaplan,” Çölemerik Kalesi, 13. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Hakkâri Beylerinin yönetim merkezi oldu ve bu vasfını 19. yüzyılın yarısına kadar devam ettirdi. Antik dönemlerden kalma bir kale üzerine yeniden inşa edildiği anlaşılıyor. Tanzimat döneminde Hakkari emirlerinin sürgün edilmesiyle beraber, yeniden bir savunma ve sığınma alanı olmaması için yıkılmaya terk edildi. Ayakta kalan bölümler de 70’li yıllarda ortadan kaldırıldı. 1998’de kale eteklerinde yapılan arkeolojik kazılarda on biri erkek savaşçı ve ikisi kadın olmak üzere 13 adet stelin bulunması arkeoloji dünyasında heyecan yaratmıştı. Ortaçağ’da Fadlullah el- Ömeri (ö.1348), Kalkaşandi (ö. 1418) gibi Memlüklü yazarlar kaleden ve kalenin yöneticilerinden sıklıkla bahsetmekte. Osmanlılar döneminde Katib Çelebi (ö. 1657) ve Evliya Çelebi (ö. 1682) de kale hakkında bilgiler vermektedir. Kalenin Batılı ziyaretçileri de oldu. İngiliz coğrafyacı William Francis Ainsworth 1838 tarihinde Hakkâri bölgesini ziyaret etti ve Çölemerik Kalesi’nin bir çizimini 1842’de yayınladı. Amerikalı misyoner Asahel Grant’ın da 1841’de Hakkari’ye gerçekleştirdiği ziyareti 1853’te yayınlandı ve Dr. Grant Çölemerik Kalesi’nde ziyaret ettiği Hakkari emiri Nurullah Bey ile olan görüşmesinden bahsederken kalenin içerisini tarif eder. Girit’te sürgünde bulunan son Hakkâri Beyi Nurullah Bey’in Çölemerik’teki konaklarının yıkılması ile ilgili 1859-1860 yılında Bab-ı Ali’ye sunduğu bir yazısından kale üzerinde çeşitli konakların var olduğunu ve bunların yıkıldığı anlaşılmaktadır”
Çölemerik Kalesi: Tarihin İzleri
Kalede hala İzzeddin Şîr Bey Camii ve Medresesi ile Kırnıkan Camii’nin kalıntılarının fotoğrafta bulunduğunu anımsatan Kaplan,” İsmini öğrenemediğimiz bir Ermeni tarafından 20. yüzyılın başlarına ait çekilen fotoğraftan anlaşıldığı kadarıyla kale burçlarının önemli ölçüde ayakta kaldığı ve yerleşim yeri olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. 1967’li yıllarda kalenin üzerine iş makineleri çıkarılmak suretiyle önemli ölçüde tahribat gerçekleştirilmiş ve alan düzleştirilerek belediye çay bahçesi olarak kullanılmıştır. 1980’li yıllarda güvenlik üssü olarak kullanıldı. Kale o tarihten beri ziyarete kapalıdır.
Gelecek İçin Umut: Arkeopark Projesi
Mir Kalesi’nin geleceği, Hakkari Valiliği’nin 2023-2024’te başlattığı kazı çalışmaları ile şekilleniyor diyen Kaplan Bu projeyle, kalenin halkın ziyaretine açılması ve restorasyon çalışmalarının tamamlanması hedefleniyor. Eğer bu çalışmalar başarılı olursa, bölgenin tarihi ve kültürel dokusunun korunması sağlanacak ve turizm açısından önemli bir cazibe merkezi haline gelecektir. Bu, Hakkari'nin tarihi mirasına sahip çıkılması ve kültürel değerlerinin korunması açısından büyük bir adım olacaktır” diye konuştu.