HDP’nin Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, korona virüsü salgınının cezaevlerinde yarattığı tehlike ve Adalet Bakanlığının infaz düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Partisinin sosyal medya hesaplarından açıklama yapan Dede, şunları söyledi:
DAHA FAZLA OLANAK SUNULMALI: Korona virüsü salgını ülkemizde görünmeye başladığı ilk gün Hukuk Komisyonu olarak cezaevlerinde gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etmiştik. Elbette bu alanda çalışma yürüten sivil toplum kuruluşları, meslek örgütlerinin de yaptığı açıklamalar ve ilettiği talepler oldu. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün bazı adımları oldu. Örneğin bizim de talebimiz olan, görüşme imkanları ellerinden alınan mahpuslar için telefon görüşme sürelerinin ve görüşme gün sayısının artırılması konusunda adım atıldı. Ancak yeterli değil, daha fazla olanak sunulması gerekiyor. Bununla birlikte avukatlara da müvekkilleriyle birlikte telefonla görüşme imkanı sağlanmasını talep etmiştik ama bu konuda atılmış bir adım yok. Cezaevlerinde yaşayan mahpuslara ilişkin bir kısım tedbirler alınması gerektiğini söylemiştik. Bunlardan biri hijyen koşullarının sağlanmasıydı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin bu süre zarfında cezaevlerine yaptıkları ziyaretler sonrası açıkladıkları raporlardan şunu öğrendik: Cezaevlerinde ilaçlama yapılmış, belli hijyen tedbirleri alınmış ama yeterli değil. Cezaevlerinde ilaçlamanın gelişigüzel değil, profesyonel ekiplerce yapılması çok önemli.
HAVALANDIRMA AÇIK OLMALI: Özellikle tekli hücrelerde kalan mahkumların havalandırma sürelerinin uzatılması, hatta havalandırma kapılarının tam gün açık kalması gereklidir. Uzmanlar da temiz hava almanın önemine dikkat çekiyorlar. Ayrıca cezaevine sokulan tüm ürünlerin cezaevine girmeden önce dezenfekte edilmesi gerekiyor. Uzun süredir cezaevinde bulunanların bağışıklık sistemlerinin zayıfladığı göz önünde bulundurularak mutlaka daha sağlıklı beslenebilmelerinin sağlanabilmesi, vitamin takviyesinin de yapılması gerekiyor. Hem ülke genelinde hem cezaevlerinde testlerin yapılıp yapılmadığı kamuoyu tarafından çok merak ediliyor. Bu konuda Adalet Bakanlığı’nın mutlaka bir açıklama yapması gerekiyor. Eğer bugüne kadar herhangi bir test yapılmamışsa bir an önce testlerin yapılması gerekiyor. Öncelikle de cezaevlerinde çalışan personelin testlerinin yapılması gerekiyor. Cezaevi personelinin mahpuslarla temas ederken özel kıyafet, eldiven, maske kullanmaları gerekiyor. ÖHD’nin cezaevi ziyaretleri neticesinde aktardıklarına göre belli düzeyde önlemler alınıyor ama bu önlemlerin artırılması gerekiyor. Personele tıbbi uzmanlar tarafından eğitim verilmesi gerekiyor.
BAĞIMSIZ HEYETLER İNCELEMELİ: Bu konuda kamuoyunun kaygısı fazla. Bu kaygının giderilmesi için bağımsız heyetlerin cezaevlerini ziyaret etmesi, hijyenik şartların sağlanıp sağlanmadığı, önlemlerin alınıp alınmadığı konusunda inceleme yapması ve kamuoyunun aydınlatması gerekiyor. Daha önce de ifade etmiştik; koğuşlarda doluluk oranı çok fazla. Virüs yayıldıktan sonra cezaevlerine yapılan ziyaretlerde de bu durumun değişmediği yönünde bilgiler ulaştı. Bu konuda hükümetin derhal adım atması, koğuşların kapasitesi altında mahpusun bir arada kalabileceği şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Mahpuslara virüsün bulaşmaması açısından cezaevleri arası sevklerin durdurulması gerekiyor. Cezaevlerine yakın hastanelerde ya da tevkif evleri kampusları içinde bulunan hastanelerde gerekli tedbirlerin alınması, personel planlamasının buna göre yapılması gerekiyor. Mahpusların sağlık kuruluşlarına sevkinin ring aracıyla değil ambulansla yapılması gerekiyor. Adalet Bakanlığının bu konuda aldığı önlemler var ancak yetersiz. Belirttiğimiz çerçevede diğer STK’ların ifade ettiği taleplerin de hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor.
MECLİS’TEKİ PARTİLER ORTAKLAŞMALI: Gündemde olan ‘kısmi af’ olarak değerlendirilen ve bir kısım TMK-CMK-TCK ve infaz kanununda değişiklik yapılmasını öngören çalışmaya da değinmek gerekiyor. Bu konuda uzun süre önce partimizin başlattığı, STK’larla, toplumsal kesimlerle, meslek örgütleriyle yürüttüğü bir çalışma var. Partimiz bu konuda ciddi bir birikimi söz konusu. Bu süreç işletilirken de partimiz tüm bu birikimiyle bu sürece dahil olacaktır. Bugün de AKP Grup Sözcüsünün yaptığı bir açıklama vardı. Bu konudaki çalışmanın bitmek üzere olduğu ve Meclis’e getirileceği yönünde. Biz HDP olarak taslağın daha Meclis’e getirilmeden Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler ile, STK’larla, meslek örgütleriyle mutlaka paylaşılması, onların görüş ve önerileri alındıktan sonra Meclis’e getirilmesinin bu çalışmanın daha sağlıklı olması ve toplumu daha fazla tatmin edecek bir sonucun açığa çıkması açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.
KAPSAM DIŞI BIRAKILMASINLAR: 2018’den bu yana yürütülen tartışmalarda en çok üzerinde durulan konulardan biri siyasi tutuklu ve hükümlülerin bu düzenlemeden faydalanıp faydalanmayacağı konusudur. Böyle bir kapsam dışı bırakmanın kesinlikle bu yasadan beklenen toplumsal yararı açığa çıkarmayacağını ifade etmek istiyoruz. Altını çizmek gerekir ki DGM’lerden başlayarak Özel Yetkili Mahkemeler ve son olarak da Özel İhtisas Mahkemeleri’nin evrensel hukuk kurallarına, yine AİHM ve AYM içtihatlarına uygun olmayan, yargı eliyle iktidara muhalif kesimleri adil olmayan bir yargılama neticesinde tutuklamaları ve adil olmayan bir yargılama neticesinde haklarında hüküm kurduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla yapılacak olan düzenlemede siyasi tutsakların, kapsam dışı bırakılması bir yana, öncelikli olarak ele alınması, öncelikli olarak tahliye edilmesi; hükümlü olanlar açısından infazlarının öncelikli olarak ertelenmesi gereken kesimlerdir.
YAŞAM HAKKI GÖZETİLMELİ: Bu af 2018’de ilk gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemi vardı. “Devlet ancak kendisine karşı işlenen suçlar açısından affetme yetkisine sahiptir. Kişiler açısından gerçekleşen suçları devletin affetme yetkisi yoktur” demişti. Fakat günümüz koşullarında korona virüsü salgını da göz önünde bulundurulduğunda insan yaşamını önceleyerek hasta, yaşlı tutsaklar, çocuklu tutsakların özellikle tahliye edilmesi veya infazlarının ertelenmesi gerekiyor. Bunu yaşam hakkını göz önünde bulundurarak ifade ediyoruz. Ama diğer taraftan kısmi af olarak nitelendirilen çalışma yürütülürken Erdoğan’ın 2018’de ifade ettiği gibi devletin kendisine karşı suç işlediğini iddia ettiği kişilere dair bir düzenleme yapılması ve muhalif duruşları sebebiyle tutuklanmış ve hüküm giymiş kişilerin öncelikle olarak serbest bırakılması gerektiği kanaatindeyiz.
HÜKÜMETLE ORTAKLAŞMAYA HAZIRIZ: İfade ettiğim gibi partimizin yetkili kurullarının, özelde de Hukuk Komisyonumuzun gündemde olan kısmi af tasarısına ilişkin çalışmaları bulunmaktadır. Bu konunun gündeme gelmesinden itibaren de hükümetle temasımız söz konusu. Bu konuda tüm sürece hakim olduğumuzu ve çalışmalarımızı güçlü bir şekilde yürüttüğümüzü, hükümetle ortaklaşmaya hazır olduğumuz bir kez daha ifade etmek istiyorum.