HDP'den açlık grevlerine ilişkin açıklama

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, açlık grevleri ile ilgili olarak tüm siyasi partilerin söz söylemeleri gerektiğini söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 110 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin partinin Genel Merkez binası önünde basın açıklaması düzenledi.

Açıklamaya, Eş Genel Başkan Sezai Temelli ile HDP’li milletvekilleri de katıldı. Buldan, bugün Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Meclis Grubu ile ortak bir toplantı yapacaklarını belirterek, toplantıda açlık grevlerine ilişkin ne yapacaklarına dair planlama çıkaracaklarını söyledi.

Buldan, “Hepinizin bildiği gibi uzun süredir cezaevleri başta olmak üzere dışarıda da devam eden açlık grevleri süreci var. Özellikle cezaevindeyken Hakkari Milletvekilimiz ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevleri birçok cezaevinde, Strazburg, Hêwler ve Galler gibi yerlerde de arkadaşlarımızın başlattığı bir açlık grevleri sürmektedir” ifadelerini kullandı.

Güven’in eyleminin kritik aşamayı aştığını hatırlatan Buldan, “Tüm ses çıkarma ve dikkat çekme eylemlerimize rağmen bastırmaktan başka bir yol izlemeyen bir iktidar var karşımızda. Milletvekili arkadaşlarımızın kendi kentlerinden Diyarbakır’a, ayrıca İstanbul’da yapmak istediğimiz yürüyüşler İçişleri Bakanı talimatıyla engellenmeye çalışıldı. Ancak bütün bunlara rağmen milletvekili arkadaşlarımız kendi kentlerinden Diyarbakır’a gelebildiler bu barikatları aşabildiler” şeklinde konuştu.

Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii ki burada özellikle tecridin sadece bir HDP sorunu ya da tecridin sadece Kürt halkının sorunu olmadığını ifade etmek isterim. O yüzden sadece bizimle sınırlı kalmamalı, tecridin kaldırılmasına yönelik açıklamalar sadece HDP tarafından yapılmamalı. Biz bugün buradan hem Meclis’e hem hükümete tüm kamuoyuna bir çağrı yapmak istiyoruz; tecrit mutlaka kaldırılmalıdır, açlık grevinde olan arkadaşlarımızın bir can kaybı olmadan tecrit sonlandırılmalıdır. Hükümet mutlaka gereğini yapmalıdır. Adalet Bakanı kendi çıkardığı yasaları hayata geçirmelidir. Meclis’te ve Meclis dışındaki tüm siyasi partilerin içinde bulunduğu tecrit meselesine duyarlı olmalı ve bir söz söylemelidir.

‘ŞENTOP’UN İLK İŞİ LEYLA GÜVEN İÇİN ADIM ATMAK'

Tüm Türkiye halklarının tecrit altında olduğunu vurgulayan Buldan, "Çünkü tecrit sadece İmralı cezaevinde Sayın Öcalan’a uygulanmıyor” diyerek, yeni seçilen Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a, “Dün meclis başkanı seçildi. Sayın Şentop’un bugün itibariyle başladığı bu göreve yapacağı ilk iş Leyla Güven’in talebini dikkate alacak şekilde adım atmak olmalıdır. Çünkü Leyla Güven bugün yemin etmeyen ve faaliyetlerine başlamayan tek milletvekili olarak kalmıştır. En son Deniz Baykal’ın da yemin etmesiyle birlikte bugün mecliste olmayan tek kişi Leyla Güven kalmıştır” diye seslendi.

Buldan, “ Öcalan’ın avukatları ve ailesi ile düzenli görüşmelerini gerçekleştirmesidir. Açlık grevinde olan tüm arkadaşlarımın tek talebi vardır: Bu görüşmelerin sağlanması. Hukuksuz ya da hayata geçirilmeyecek bir talebi ifade etmiyor arkadaşlarımız. Çıkarılmış yasaların hayata geçmesi konusunda bir adım atması bekleniyor, talep sadece budur. Cezaevinde olan her insanın kendi ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkı varken bu tecrit sadece İmralı’ya sadece Öcalan’a uygulanamaz. Sayın Öcalan da cezaevlerindeki bütün insanlar gibi bu haklara sahiptir. Bu hakları engellemek, bunları kısıtlamak ifade ettiğimiz gibi mutlak tecrit anlamına gelmektedir. O yüzden bu mutlak tecridin bir an önce kaldırılması ve Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşme yapmasının önü mutlaka açılmalıdır.”

Buldan, yaşanacak olumsuzluklardan ve can kaybından hükümeti sorumlu tutarak, “Bedenlerin her gün eridiği, insanların göz göre ölüme gittiği bir süreçte AKP buna sessiz kalmamalı ve tecrit mutlaka kaldırılmalıdır. Bu anlamda bugün yaptığımız bu çağrıyla bir kez daha başta Meclis Başkanı, Adalet Bakanı ve diğer siyasi partiler ile kamuoyu Türkiye’de barışın demokrasinin ve adaletin yanında olan her insan tecride karşı ses çıkarmalıdır” ifadelerini kullandı.

Buldan, ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “HDP eşittir PKK ise gereğini yapın” şeklindeki açıklamaları sonrası parti kapatmanın gündeme geldiği yönündeki soruya, Buldan şu yanıtı verdi: “Bugün AKP hükümetinin elinde herhangi bir malzeme yok. Seçim çalışmalarını yürütecek olan seçim meydanlarında Türkiye’nin geleceği açısından herhangi bir vaatleri yok. HDP’yi kriminalize etmekten öte herhangi bir algıları yok.  Bugün HDP Türkiye’nin üçüncü büyük partisidir. Son seçimde 6 milyon insanın oyunu almış bir partidir. Sayın Akşener’in ifadesi üzerine HDP’nin kapatılması meselesinin gündeme gelmesi, bu süreçte, demokratikleşme meselesinde insanlar, siyasi partiler bunu dikkate alıyor. Artık parti kapatma devrinin geride kaldığını Türkiye’nin gündeminde olmaması gerektiğini belirtmek istiyorum. Parti kapatmaları geçmişte yaşandı, bunlara tanıklık ettik. En fazla kapatılan partilerin başında da bizler vardık. Bir parti kapatılır yerine başkası çıkar. Bu, bir çözüm değildir. Burada önemli olan hep birlikte Türkiye’nin demokratikleşmesi ve barışa katkı sunmak adına bu gündemi yok etmemiz gerekiyor. Böylesi bir gündemi Türkiye’nin önüne getirmekten vazgeçmemiz gerekir.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Yapılan yorumlardan yazarları sorumludur. Kurumumuz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Siyaset Haberleri

'Yargıyı da gazetecileri de rahat bırakın'
Birinci parti değişiyor, fark 2 puan
Erdoğan'la Özel arasındaki fark açılıyor
İktidar bizi bekleme odasına aldı
Kürt sorunu Viking kafasıyla çözülmez