Abdullah Öcalan’ın seçim değerlendirmesi sonrası, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, ortak açıklama yaptı. 9 maddelik yazılı açıklamada, “İki tarihsel blok (Cumhur ve Millet İttifakı) arasında taraf olmamaya ve Üçüncü Yol stratejisini kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeye dayalı olarak HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir” değerlendirmesi yer aldı. AA’nın haberi servis ediş şeklini ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tutumunu da eleştiren HDP, “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AA’ya etik dışı bir şekilde sızdırılan bu metin üzerinden partimizi ve Öcalan’ı karşı karşıya getirmeye çalışması, siyasette ne kadar pragmatist davrandığını ve çaresiz kaldığını da göstermektedir” açıklamasını yaptı.
HDP’den yapılan açıklama şöyle:
Dün itibariyle sürdürülen bir tartışmaya ilişkin HDP’nin görüş ve saptamalarını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:
1. HDP, demokratik siyasetin ve demokratik müzakerenin sembolü olan bir partidir. Türkiye’de yeni bir tarz-ı siyasetin temsilcisi olan HDP hakkında Öcalan’ın yaptığı açıklamalar, iktidar partisinin güncel siyasi hesaplarının ve seçim polemiklerinin çok üstünde tarihsel bir anlam ve derinliğe sahiptir.
2. HDP, bir bütün olarak demokratik uzlaşma kültürü üzerinden toplumun demokratik dönüşümünü hedefler. Demokratik ittifakın gerçekleşmesi, demokrasi ve barış mücadelesinin başarıya ulaşması için çabalar. Bu nedenlerle de Öcalan’ın aynı bağlamdaki açıklamalarını demokrasi ve barışın kazanılması mücadelesi için çok hayati ve kıymetli görür. İktidar ve muhalefeti ile tüm toplumsal kesimlerin de sorunların çözümü konusunda bu demokratik yaklaşıma sahip olmaları beklentisi içindeyiz.
3. İmralı ada hapishanesinde kendi görüş ve düşüncelerini çok sınırlı koşullarda açıklama imkanı olan ve halen tecrit ortamında tutulan Öcalan’ı ve tarihsel bir bağlam içinde söylediklerini taraflı-tarafsız, niyetli-niyetsiz güncel siyasal hesapların ve seçim polemiklerinin aracı haline getiren söylemler, başta Kürt sorununun demokratik çözümü olmak üzere toplumsal sorunlarımızın demokratik siyaset zeminindeki çözümünün imkanlarını zayıflatır, demokrasi ve barış mücadelesine zarar verir.
4. Öcalan’ın demokrasi ve barış mücadelesinde önemli bir politik konuma sahip olan HDP’nin de kurucu fikriyatının mimarlarından olduğu unutulmamalıdır. Kürt sorununun demokratik çözümünün ve toplumsal barışın en önemli muhataplarından birisi olan Öcalan’a yönelik güncel faydacı ve ahlaki olmayan tutum Türkiye’nin barış, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesini de akamete uğratır. Eşit yurttaşlık temelinde birarada yaşamın toplumsal sözleşmesini hedefleyecek demokratik bir anayasa ittifakının ve demokratik uzlaşı kültürünün kök salması için, tarafı ne olursa olsun hukuk, adalet, evrensel değerler ve özgür siyaset temelinde herkesin tavrını belirlemesi gereklidir.
5. İktidarın bir ajansı olarak çalışan AA’nın, sorumsuz tutumu basın ahlakının siyasal çıkarlar için nasıl ayaklar altına alındığını göstermek açısından ibretliktir. AA’nın tutumu İmralı’daki hukuk güvensizliğinin ve ihlalinin bir ispatıdır. Savcılığın ve idarenin sorumluluğundaki bir metin muhataplarına henüz ulaşmışken, AA’ya sızdırılmış olması 20 yıllık hukuk ve ahlak dışılığın da ispatıdır. Demokratik kamuoyu asıl bu keyfiliğe odaklanmalıdır. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AA’ya etik dışı bir şekilde sızdırılan bu metin üzerinden partimizi ve Öcalan’ı karşı karşıya getirmeye çalışması, siyasette ne kadar pragmatist davrandığını ve çaresiz kaldığını da göstermektedir.
6. Öcalan’ın ürettiği Üçüncü Yol Stratejisinde ve çağrısında da belirtildiği gibi HDP, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki kutuplaşma siyasetinde taraf değildir. Çatışmacı ve kutuplaştırıcı bir dille her şeyi ‘siyah-beyaz’ olarak tarif eden, karşıtlıklar üzerine inşa edilen, belli bir gerilim stratejisi eşliğinde sürdürülen, dikte edici bir siyaset tarzının Kürt sorunu dahil, bütün sorunları kronikleştirdiği ve demokratik çözüm imkanlarını tükettiği, giderek birlikte yaşama imkanlarını yok etmeye başladığı görmezden gelinemez. Seçim öncesi sürece damgasını vuran kibirli ve üstenci dil yerine, çatışmacı ve kutuplaştırıcı bir siyaset tarzı yerine, ikna edici bir dili ve demokratik siyaset tarzını egemen kılmak, sorunları demokratik müzakere yöntemleriyle çözmek, demokratik bir uzlaşma kültürünü geliştirmeye çalışmak yeni bir siyasi iklimin de başlangıç adımı olacaktır.
7. Öcalan’ın yaptığı açıklamanın geniş siyasal perspektifi son derece nettir ve “üçüncü yol sizsiniz” demiştir. HDP’nin ‘üçüncü yol’ diye ifade ettiği demokrasi yoludur, barış yoludur. Bütün toplumsal kesimlerin demokrasi ortak paydasında buluşması yoludur.
8. HDP nereden gelirse gelsin zulmün, haksızlığın ve zorbalığın karşısındadır. Bugüne kadar HDP olarak izlediğimiz politik strateji ve taktiklerle, güç kazandıkça oligarşik bir karaktere bürünen AKP iktidarını zayıflatarak demokratik değerlere dönmesine sağlamaya çalışmaktadır. Stratejimiz aynı zamanda toplumsal muhalif tüm güçleri de başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin tüm sorunlarına karşı demokratik duyarlılığa çekmeyi amaçlamaktadır. Bu bakımdan Sayın Öcalan’ın açıklaması ile HDP’nin şimdiye kadar yürüttüğü siyaset birbiri ile örtüşmektedir. Öcalan da, HDP de demokratik siyaset tarzında ısrarcıdır ve Türkiye’nin siyasi ve toplumsal sorunlarının çözümünü güncel bir gelişme olan sadece İstanbul seçimlerine indirgenmeyecek tarzda ele alınmasını önermektedir.
9. İki tarihsel blok arasında taraf olmamaya ve Üçüncü Yol stratejisini kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeye dayalı olarak HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir.