HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar tarafından açıklanacak belgede, demokratikleşme, yoksulluk, Kürt sorununun çözümüne ilişkin önerilerin yanı sıra, partinin seçim işbirliği ve seçimler sonrasında "parlamenter sisteme geçiş süreci"nin nasıl şekillenmesi gerektiği konusundaki ilkelere yer verilmesi bekleniyor.
HDP eş başkanlarının açıklayacağı tutum belgesi, partinin bir anlamda 2023 veya daha erken yapılabilecek genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "yol haritası" niteliğinde olacak.
HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, bir süre önce muhalefetle "ortak aday" fikrine açık olduklarını söylemişti. Tutum belgesinde, bu konudaki çağrının yineleneceği ve adayın niteliği konusunda da ilkelerin ortaya konulması planlanıyor.
Aday olacak kişinin demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, parlamenter sistem, Kürt sorunu konusundaki yaklaşımlarının önemine vurgu yapılması bekleniyor.
Seçimlerden sonra parlamenter sisteme geçilmesi için atılacak adımlar ve kurulacak yeni sistem ve kurumların tüm kesimleri kapsayacak şekilde inşa edilmesine dönük önerilere yer verileceği belirtiliyor.
HDP'nin 'Demokrasi Tutum Belgesi': 2023 seçimlerine dönük belgede hangi mesajlar öne çıkabilir?
Muhalefet partileri bir süredir, "parlamenter sistem" konusunda bir araya gelerek ortak çalışma yürütüyor ve seçimin kazanılması halinde "parlamenter sisteme geçiş sürecine" ilişkin planlamaları tartışıyor. HDP ise kendilerinin bu sürecin dışında tutulmasından ve "görmezden gelinmesinden" rahatsız.
HDP kulislerinde, tutum belgesinde partinin "mevcut ittifaklara mecbur olmadığı" ancak istenmesi halinde muhalefetle "demokrasi, özgürlükler, parlamenter sistem ve geçiş dönemi" sürecine ilişkin müzakerelere açık olunacağı ve bu müzakere koşullarına yer verileceğine dikkat çekiliyor:
"Biz hiçbir ittifak içinde olmak istemiyoruz, bizim zaten demokrasi güçleri ile ittifak yapma gücümüz var. Ama sanki HDP müzakerelere kapalı bir tutum içindeymiş gibi gösterilerek, tartışmanın dışında bırakılmak isteniyor.
"Biz seçim süreci ve sonrasına dönük her türlü müzakereye açık olacağımızı söylüyoruz ve her türlü sorumluluğu almaya da hazırız. Tutum belgemizde de bunun altını bir kez daha çizeceğiz. Çağrımız sadece iktidar veya muhalefet ittifakına değil, tüm Türkiye'yi kucaklayacak çözüm önerileri içerecek."
'2019'daki tutum sürmez'
2019 yerel seçimlerinde batıda aday çıkarmayarak ağırlıklı olarak CHP adaylarını destekleyen ve "AKP-MHP'ye kaybettirme" stratejisi izleyen HDP, İstanbul, Mersin, Adana gibi birçok ilde CHP'nin seçimi kazanmasında etkili olmuştu.
Ancak HDP, millet ittifakı bileşenlerinin, HDP'yi "görmezden gelen tutumunu" sürdürdüğünü ve "nasılsa HDP seçmeni AKP'ye oy vermez, muhalefete mahkum" anlayışıyla hareket ettiği görüşünde.
Bu konudaki en net çıkışı eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP'nin kapatma davası üzerinden "seçim hesabı yapılmasını" eleştirerek, "Kapatma davasının sonucu ne olursa olsun demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Ancak hiç kimse HDP'nin oylarını çantada keklik zannedip şu veya bu ittifakın altına otomatikman ekleyip toplama yaparak sonuç elde edeceğini düşünmesin. HDP, bu koşullarda hiçbir seçim ittifakının içinde olmadığını ve olmayacağını açıklarken son derece ciddi bir pozisyon almaktadır" açıklaması yapmıştı.
HDP yönetimi 2019'da, "Cumhur ittifakına kaybettirme" üzerine strateji kurduklarını ve bunu yaparken de hiçbir koşul ortaya koymadıklarını, ancak artık muhalefetin "hep birlikte kazanması" gerektiğini ifade ediyor.
Tutum belgesinde de "tüm demokrasi güçlerinin kazanacağı" bir seçim öncesi ve sonrası stratejisinin kurulması çağrısı yapılacağına dikkat çekiliyor.
Tutum belgesinde önemli başlıklardan birinin de HDP'ye yönelik kapatma davası olması bekleniyor. Bu konuda tüm kesimlere, kapatma davasına karşı tutum alma çağrısı yapılacağı ifade ediliyor.