"Seçimlerde ortak aday çıkarılması fikrine açığız" açıklamasıyla Millet İttifakı’nın iki büyük ortağı CHP ile İYİ Parti’ye cumhurbaşkanlığı seçimlerini işaret eden HDP Eş Genel Başkanı Sancar, isimler üzerinde durup tartışmaktansa muhalefetin 2023 seçimine giderken hangi ilke ve strateji ile iktidar karşısında üstünlük kurabileceği üzerinde durması gerektiğine inandıklarını da açıkça söylemişti.
Sancar’ın bu açıklaması siyaset kulislerinde, "HDP, Millet İttifakı’na cumhurbaşkanı aday profilinin makul olması karşılığında destek verebileceğinin mesajını veriyor" şeklinde de yorumlanmıştı. HDP’li yetkililer de bu yöndeki değerlendirmeler için "Cumhurbaşkanı adayı mutlaka toplumdaki kutuplaşmaya çözüm üretebilecek, toplumun her kesimiyle barış yapacak bir profil olmalı" yorumu yapmaktan çekinmemişti.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Millet İttifakı içinde yer almasa da AKP ile MHP'den kurulu Cumhur İttifakı’nı zayıflatmak için özellikle büyükşehirlerde Millet İttifakı’na destek vererek Cumhur İttifakı’nı geride bırakmayı başaran HDP’nin oyları 2023 seçimleri için de kritik önemde.
2023 seçimlerinin "öylesine bir seçim olmadığı, tüm siyaset kurumunun Türkiye'deki temel sorunlara çözüm önerilerini açıkça ortaya koyması" gerektiğini düşünen HDP, seçimler öncesi özellikle muhalefet cephesinden beklentilerini yeni açıklayacağı tutum belgesi ile ortaya koymuş olacak.
TUTUM BELGESİNİN AMACI NE?
Tutum belgesinin temel amacı konusunda DW Türkçe'ye konuşan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak kişiden beklentiyi açıklayacağız. Bir de, ülkede cumhurbaşkanının ve parlamentonun değişmesi halinde bir geçiş dönemi yaşanacak. Biz, yerel demokrasisi güçlü bir parlamenter sistem diyoruz. Böyle bir rejimde hangi konularda adımlar atılması gerekiyor, onları anlatacağız" diyor.
Tutum belgesiyle tüm siyaset kurumuna bir çağrı yapmayı planladıklarını da anlatan Oluç, belgenin Türkiye için bir çeşit "yol haritası" olacağını söylüyor:
"Belgemiz herkese, tüm siyasi partilere açık olacak. Herkes; yargıdan, yerel yönetimlere kadar bugün yaşanılanlara nasıl baktığımızı bilmeli. Türkiye'deki hukuksuzluğun ortadan kaldırılması için geçiş sürecinde neler yapılması gerektiğini anlatacağız."
HDP seçmeninin herhangi bir şekilde desteklemediği bir kişinin seçim kazanmasının mümkün olmadığını savunan Oluç'un, muhalefete bakış açılarını "Muhalefet çok parçalı, ortak görüntü veremiyor ve ülkeyi yöneteceğine dair toplumda bir güven oluşturamadı. Evet, muhalefete bir ilgi var toplumda ama topluma güven verilmezse bu ilginin açık desteğe dönüşmesi çok zor" sözleriyle açıklaması dikkat çekiyor.
HDP'yle ilgili tartışmaların bile muhalefetin elini zayıflattığını dile getiren Oluç, tutum belgesiyle HDP'li seçmene de mesaj vereceklerini söylüyor: "Türkiye'nin demokratik değişimi için fikirlerimizi anlatıyoruz. Tartışabiliriz bunları. Seçmenlerimiz de kimin neyi tartıştığını görür."
KÜRT SORUNU, DEMOKRATİK ANAYASA
HDP'nin tutum belgesinin yazımı sürüyor. Belgede hangi konular üzerinde durulacağı konusunda DW Türkçe'ye bilgi veren HDP'li yetkililer, "Kürt sorununa demokratik çözüm, adalet, demokratik anayasa, kayyum politikasını reddeden, yerelin idaresine dayalı bir yönetim biçiminin güçlendirilmesi"” konularının belgede öne çıktığını söylüyor.
Belgede, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünü esas alan, diyalog ve müzakereyle bir toplumsal uzlaşıya ulaşılması fikri öne çıkıyor. Toplumda birliğin "eşit ve özgür yurttaşlık temelinde korunması ve güçlendirilmesi"nin istendiği belgede, temel hak ve özgürlüklere dayalı, tüm farklılıklara dayalı demokratik anayasa yapılması önerisinin de yer alması planlanıyor.
Belgede parlamenter sisteme dönüşün önemi vurgulanırken, "Güçlü bir yerel demokrasi, katılımcı ve demokratik, yerelden ile yerinden yönetim anlayışı, çoğulculuk üzerinde durulmalı. Demokratik parlamenter sistem inşa edilmeli" mesajı veriliyor. Belgede cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdığı ve bu nedenle denge ve denetim mekanizmalarının korunamadığı eleştirisi getiriliyor.
Belgede kadın ve çocuk haklarının korunup geliştirilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması, işsizlik ve yoksullukla mücadele için tüm halkın temel ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının kamu güvencesine alınması isteniyor. Gençlerin anadilinde, bilimsel bir eğitim almasının önünü açan yasal ve idari düzenlemelere gidilmesinin de anlatılacağı belgede, çevre ve hayvan haklarına da özel yer ayrılması planlanıyor.
2023 seçimleri ve HDP için önümüzdeki dönemde en kritik gelişme ise HDP hakkında açılan kapatma davasının nasıl sonuçlanacağı olacak. Davada savunma için Anayasa Mahkemesi'nden ek süre alan HDP, kapatma davası ve olası sonuçlarına ilişkin seçmenle diyaloğunu kesmemek için yaz boyu Türkiye'nin her yanında "HDP’liyiz, her yerdeyiz" sloganıyla toplantı düzenledi.
Bu toplantılarda seçmenin kafasındaki soruları aydınlattıklarını, seçmenle sorunsuz bir diyalog yaşadıklarını anlatan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, seçmenin demokratik siyasete devam konusunda HDP yönetimiyle hemfikir olduğunu söylüyor. Seçmenin "Parti ne derse onu yapacağız" görüşünde olduğunu dile getiren Oluç, "Partinin kapatılması ve 520 kişiye siyasi yasak getirilmesi en kötü ihtimal. Ama biz en kötü ihtimale göre de strateji belirledik. Bizim her durum için planımız var. Siyasi alanı boş bırakmayacağız. Seçmeni seçeneksiz bırakmayacağız" diyor.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın "terör eylemlerinin odağı olmak" suçlamasıyla hakkında Anayasa Mahkemesi’nde 7 Haziran’da kapatma davası açtığı HDP, davanın yeni yılla birlikte sonuçlandırılmasını bekliyor. "Belki daha erken ya da sonra sonuç gelecek ama biz partimizi kapattırmayacağız" diyen HDP yönetimi, partinin yoluna nasıl devam edeceğine ilişkin senaryolar üzerinde durmaktan öte partiyi "güçlü bir şekilde savunma"yı öncelik olarak belirlemiş durumda. Parti hukuk komisyonu, "İddianamedeki hukuksuzluklar açığa çıkacak ve partimizin kapatılma isteğinin ne kadar siyasi olduğu da görülmüş olacak" diyor.