İnsan Hakları Derneği (İHD) Kars Şubesi yönetimi, İHD'nin 33'üncü kuruluş yıldönümüne ilişkin basın açıklaması yaptı. Dernek binasında açıklama yapan şube başkanı Güldane Kılıç, Türkiye’de hak savunuculuğunun etkin bir mücadele alanı olduğunu ifade ederek, "17 Temmuz 1986'da 98 emekçi, bilim insanıyla Türkiye'nin demokratikleşmesi ve insan hakları ihlaline müdahale için kurulan İHD, 33 yıldır ‘İnsan haklarıyla insandır’ şiarıyla insan hakları mücadelesi veriyor ve Türkiye'nin demokratikleşmesine katkı sunarak tarihe not düşüyor" dedi.
İHD’nin hak ihlallerini tarihe not düştüğünün altını çizen Kılıç, “İHD’nin temel görevi; ülkede yaşanan insan hakları ihlallerini tarihe not düşmek ve yapabilirse müdahale etmek, kamuoyu oluşturmak ve bu anlamda Türkiye'nin demokratik, anayasal güvence altında olan insan haklarına saygılı, ötekilerin haklarını savunan bir yapı oluşturulmasına katkıda sunmaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin demokratikleşmesi ve hak ihlallerinin önüne geçilmesi için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Kılıç, “İHD olarak totaliterleşen tek bayrak, tek millet, tek devlet şiarıyla baskıcı bir yapı haline gelen ve ötekilerin kendini ifade etmesini engelleyen yapının ortadan kaldırılarak daha demokratik, hakların anayasal güvence altına alındığı insanların örgütlenme ve ifade hürriyetlerinin garanti altına alındığı bir ülke talep ediyoruz. Türkiye'de farklı yapıların oluşturduğu muhalefetin birleşik bir cephe olarak insan haklarına yönelik, topluma yönelik, kamu haklarına yönelik mücadelelerini yükseltmesiyle toplumun kendi sesini birleşik cephede daha güçlü kılacağına inanarak muhalefetin birleşmesini ve bu anlamda mücadelenin yükseltilmesi umuyoruz" dedi.
Kadın cinayetlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Kılıç,"Kadına yönelik şiddetin artık politik bir şiddet olduğunu ve sadece özel alanda değil kamusal alanda siyasal iktidarın politikalarının bir sonucu olduğunu belirtmek istiyoruz. Kadın haklarının yükseltilmesini, kadına yönelik şiddetin, istismarın ve cinayetlerin durdurulmasını yüksek sesle talep ediyoruz. Bizler devletin koruma altına alamadığı ve her gün çocuk istismarı haberlerine konu olan çocukların gelişimlerini sağlıklı yürütebildiği bir ülke olmasını talep ediyoruz. Çocuk haklarının anayasal güvence altına alınması çocuklar için yaşanılabilir bir ülke, yaşanılabilir bir gelecek oluşturulabilmesi için adım atılmasını istiyoruz. İnsanın yaşadığı doğa ile bir bütün olduğunu, inşaat ve toprak rantıyla talan edilen doğamızın korunmasını, insanın en temel hakkı olan yaşam ve çevre hakkının ihlal edilmesinin engellenmesini, doğa talanının durdurulmasını ve yaşama hakkının anayasal güvence altına alınmasını bir kez daha yineliyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin birçok kültür, etnisite ve inancın bir arada yaşadığı bir ülke olduğunu ifade eden Kılıç konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Fakat bu ülkede eşit yurttaşlık hakları anayasal güvence altında değil. Özellikle Kürt sorununun barışçıl ve kalıcı demokratik çözümünün yeniden inşa edilmesi, Kürt sorununa ilişkin tarafların tekrardan müzakere ortamına gelmesi, Kürt siyasal hareketine ilişkin yapılan engelleme ve baskıların ortadan kaldırılması, inanç hürriyetinin sağlanması ve eşit yurttaşlık haklarının oluşturulması, bu ülkedeki bütün yurttaşların ötekileştirmeden eşit ve adil yurttaşlık temelinde yerini alabilmesini istiyoruz. Anayasal güvencelerin sağlanabilmesi için var olan antidemokratik anayasanın değişmesi ve toplumun bütün kesimlerinin ve dinamiklerinin ortaklaştığı yeni bir anayasa yapılması ile mümkün olacağını biliyoruz."(MA)