Birleşik Devletler Uluslararası Kalkınma Kurumu’nun (USAID) Entegre Koruma Alanı İşbirliği Projesi (IPAC) ve halefi İklim Değişikliği Eko-Sistemleri ve Geçim Projesi ile Bangladeş’teki dört yıl boyunca bana çok şey öğretti. Geriye dönüp baktığımda, bunların en önemlisi, topluluğun gücüne olan güçlü inancım, özellikle de birbiriyle ortaklaşan ve birbirinden öğrenmeye inanan bir topluluk olduğuydu.
Yukarıda bahsettiğim projeler, doğaya bağımlı bireylerden ve hükümetten (özellikle Çevre ve Orman Bakanlığı, Balıkçılık ve Hayvancılık Bakanlığı ile Toprak Bakanlığı) oluşan ortak platformlar vasıtasıyla, doğal kaynakların işbirliğine dayalı yönetimle çalışıyor ve bunlar üzerinde çalışıyorlar. Projeler, Bangladeş’in koruma altındaki ve sulak alanlarında yaşayan orman ve suya bağımlı toplulukları ilgilendiriyor. Genelde bu insanlar son derece fakirdir ve birçok kez doğal afetlerin ilk kurbanları olmuşlardır. Bu USAID projeleri, davranış değişikliği, güçlendirme, alternatif geçim kaynakları oluşturma (doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltma) ve Bangladeş ormanlık alanlarında korunması gereken yeşil alanların % 17’sini korumak için topluluklarla birlikte çalışıyor.
DOĞAL YAŞAM ALANLARINI SAVUNMAK İÇİN ÖRGÜTLENDİLER
Sahil boyunca ya da muson sezonunda tahsis edilen ve sezonun ötesine geçen bu güzel alanlara girdiğim birçok gezi sırasında, orada doğmuş ve evlerini korumak için ellerinden gelen her şeyi yapan bazı sıra dışı insanlarla tanıştım… Bunların arasında Hurşida Begum, Kerontali’deki Teknaf ormanlarının yakınında yaşayan 30 yaşındaki bir dul ve iki anne vardı. Doğduğundan beri bölgede yaşıyordu ve muhafazakar bir geçmişe sahipti. Babası ve kardeşleri, ormanları devriye gezmek, kaçak avlanma ve yasadışı kesimden korumak için USAID projeleri tarafından oluşturulan topluluk devriye gruplarının (CPG) bir parçasıydı. Hurşida da katılmak istiyordu; ancak bu örgütlenmenin içerisinde kadınlar yoktu, en azından o zamanlar olamazdı.
Birkaç gün boyunca düşünerek ve USAID projesi üyeleriyle tartıştıktan sonra, Hurişa mahallesinde dolaşarak diğer kadınlarla konuşmaya başladı. Düşüncelerinin bazı kişilerce olumlu karşılandığını gördü. Ormanları devriye gezmek, kötü niyetli insanlara karşı korumak ve çocukları için bu alanı korumaya yardımcı olmak isteyen kadınları buldu. 2006’da Hurşida, USAID’in Nishorgo projesinin yardımıyla ilk kadın devriye grubunu kurdu. Teknaf bölgesindeki kadınların çoğunun son derece muhafazakâr olduğu göz önüne alındığında, bu olağanüstü bir başarıydı. Hurşida ve grubu başlarını açmadılar; ellerine basit sopalar aldılar ve kendilerini yeşil sari üniforma ile süslediler. Uzun yolculuklarını, yetiştikleri çevrenin koruyucuları olarak bu şekilde başlattılar.
Birkaç yıl içinde, haberler, Hurşida’nın grubunun yolunu tuttu. Projemiz, Hurşida’nın ülkenin farklı yerlerinde hayat bulmaya başladı ve ortak yönetim konferansları düzenlendi. Konferansın ardından, Sylhet ve Chittagong’tan gelen bu kadınlar evlerine döndüklerinde kendi devriye gruplarını başlattılar. Günümüzde Bangladeş’in tüm ormanları ve sulak alanlarda, kadınlar ülke çapındaki bütün çevre koruma alanlarında erkeklerle güç birliği yapıyorlar. Bangladeş’teki (2010-2013) IPAC projesinde görev yaparken, haberler uluslararası medyaya ulaştı ve Khurshida ve grubunun çalışmalarını, Sari Squad adlı harika bir eser üreten CNN’e gösterme fırsatı buldum. 2012’de Hurşida Wangari Mathai ödülünü de kazandı ve bu ödülü almak için İtalya’ya gitti.
Şimdi Washington DC’ye geri dönün ve USAID ve onun işbirliğine dayalı öğrenme ve uyum sağlama programı (CLA) çerçevesindeki çalışmalara daha derinden bir göz atın. Çalışmaların neler ürettiğine bir bakın. Bölgede yaşıyorlar ve bu çalışmalar için gönüllü oldular. Öte yandan erkekler de daha önceki çalışma tarzlarını değiştirdiler ve oryantasyonlarını, kadın meslektaşlarını gruba dahil edecek şekilde geliştirdiler. Hurşida ya da diğer cesur CPG kadın üyeleri için kolay bir yolculuk değildi, ancak yıllık toplantılar boyunca deneyimlerini paylaştılar, birbirlerinden öğrendiler, öğrendiklerini uyguladılar ve zaman geçtikçe yeni stilleri benimsedi.
İşbirliğinin neler yaratabileceğini ve iyi bir modelin çoğaltılmasının dünyanın bir ucundan diğerine kadar güçlü bir dalga oluşturabileceğini görmek, gerçekten büyüleyici. Bangladeş’ten dönmem ve kendimi bu ilham veren insanlardan ayırmam kolay olmadı. Bununla birlikte, CLA’ya olan inancın ve bu dünyanın tüm Hurşida’ları için CLA’nın gücünün, bu deneyimi okuduğunuz anda olduğu gibi hepimizi daha da yakınlaştıracağına inanıyorum.