CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de “Liderlerle Bayram sohbetleri” programında Suat Toktaş’ın sorularını yanıtladı.
Siyasete nasıl girdiği sorulan Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyaset hiç aklımda yoktu. Böyle bir merakım da yoktu. Yalnız genel müdürken yakın çevremin ısrarı üzerine siyasete girmek istedim olmadı o. Böyle bir merakım da olmadı aslında” yanıtını verdi.
Emekli olduktan sonra “Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği” başkanı seçildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “O zaman yolsuzluk dosyaları çok konuşuluyordu. 1999-2000’li yıllar. Sonra, bir gün dediler ki ‘CHP için bir yolsuzluk raporu hazırlayabilir misiniz?’. Hazırladım bu raporu. CHP’nin Bilim Yönetim Kültür Programı başında Bülent Tanlı vardı. Öneri ondan geldi. Bunu medyaya sunmamız istendi. ‘Bu raporu sunarken göğsünüze CHP rozeti takar mısınız?’ dediler. Ben kabul etmedim. Partili olmadığımı, sivil toplum örgütünün başkanı olduğumu söyledim” dedi.
CHP’ye üye olma teklifinin eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dan geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Deniz Bey bir gün telefon etti, ‘Bizimle birlikte çalışır mısınız?’ dedi. Kabul ettim ve partili oldum. Kurultaydan sonra da partinin MYK’sine girdim. O zaman CHP parlamentonun dışındaydı” diye konuştu.
“Devlet-siyaset ayrımı”na değinen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Devlet, uzun vadeli düşünür. Siyaset ise uzun vadeli düşünmez. Devlet 100 yıl sonra nereye gideceğini düşünür. Siyaset, onu yönetmek için gelir. Beş yıl boyunca bunu yönetir. Siyaset, devlet olmak için gelmez. Bir süreliğine gelir. Ahlaki kurallara göre yönetilmesi lazım, liyakatle yönetilmesi gerekir, adaletle yönetilmesi lazım. Devletin kurumlarının kendi kültürlerinin olması lazım” ifadelerini kullandı.
“Korona virüsü salgını sonrası neler değişmeli?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Dünya pandemi dolayısıyla ciddi bir travma geçiriyor. Herkesi doğrudan etkileyen bir olay. Biz bu süreçte sosyal devleti keşfetmeliyiz. Devlet dediğiniz kurum, her şey bittiğinde ve umutsuzluk doğduğunda, umut olarak ortaya çıkıp her vatandaşının sorununu çözebilecek güçte ve kapasitede bir organ olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bunu yapabilecek devlet türüne de biz sosyal devlet diyoruz” dedi.
“Biz aslında doğayı da keşfetmek zorundayız” diyen Kılıçdaroğlu, “Günlük yaşayış içinde doğayı çok tahrip ettik. Yollar yaptık, ormanı tahrip ettik. Gölleri kuruttuk, nehirleri kuruttuk. Evlere çekildik, evde yaşamanın ne kadar zor olduğunu keşfettik. Doğanın ne kadar değerli olduğunu keşfettik aslında. Dolayısıyla iki şeyi, doğayı ve sosyal devleti savunmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.