Doğrusunu isterseniz söze nereden başlayacağımı da bilemiyorum. Öyle bir karamsar atmosfer yarattılar ki çıkış arıyoruz. Demokrasi içinde çıkış arıyoruz. Milleti rahatlatacak bir çıkış arıyoruz. Sevgiyi, kucaklaşmayı unuttu bu toplum. Sevgiyi ve kucaklaşmayı egemen kılmak istiyoruz. Karamsar tabloyu dağıtmak istiyoruz.
Demokrasi için çıkış arıyoruz. Bir sorsunlar nasıl geçiniyorsunuz? Gerçekten de mutfaklarda yangın var. Söz olarak söylenmiyor bu. İktidar sahipleri gitsinler herhangi bir eve, asgari ücretlinin evine gitsinler görsünler mutfaklardaki yangını.
Öyle bir noktaya taşıdılar ki bir taraftan mutfakta yangın öbür taraftan piyasalarda güvensizlik var. Güvensizliğn kaynağı şahsım hükümeti. Böyle bir tabloyu Türkiye'yi hiç yaşamadı.
Devlette liyakati yok ettiler. Devletin aklını likayatli memurlar oluşturur. Devleti çürüttüler. Devlet aklı denen kavram tümüyle bitti.
Fakir fukara açlığa mahkum edildi. İnsanlar çocuklarını doyuramayacaklar. Mamalara kelepçe getiriliyorsa sadece bir paket alabilirsiniz diye sınır getiriliyorsa o mamalar bittiğinde ne olacak?
Bu tablo kaldırılacak bir tablo değildir. Sorumlu "herşeyin sorumlusu benim" diyen kişi, sarayda oturan zattır. Her konuşmasıyla ekonomiyi allak bullak ediyor. Eskiden devlet liderleri kürsüye geldiği zaman çözüm üretirlerdi. Şimdi çözüm bırakılmış nasıl kavga ederiz onun arayışı içinde. Böyle bir arayışa giren şahsım hükümetinin, Türkiye Cumhuriyeti'ni akılla ve mantıkla yönetmesi mümkün değildir.
Liyakati yok ettiler, devleti çürüttüler. Devlet aklı denilen kavram tümüyle bitti. Şahsım hükümetinin aklı var başka kimsenin yok ülkede... 2018 Ağustos'undan beri uyarıyorum.
Ülkesini seven, ülkesine 27.5 yıl hizmet eden bir kişi olarak daha kriz kapıdayken sorumluluk hissederek uyardım. Neler yapması gerektiğini de madde madde açıklıyorum. En cahil insanın bile anlayabileceği dili kullanmaya özen gösterdim ama uyulmadı sonra kriz çıktı. 2020'de kriz buhrana dönüşmek üzereyken de açıkladım. Yanlış yapıyorsunuz dedim. Buhran olursa fatura millete çıkacak dedim ama yine dinlemedi.
Geldiğimiz nokta kritik nokta. Fakir fukaranın çocukları açlığa mahkum edilecek. Açlık fakir fukaranın kapısındadır. İnsanlar çocuklarını doyuramayacaklar. Ben size 21. yüzyılın Türkiye'sinden ve 20 yıldır Türkiye'yi yöneten bir iktidardan bahsediyorum. Devleti bir kişi teslim almış durumda. Bu tablo kaldırılacak bir tablo değildir. Sorumlu bellidir, açıktır sorumlu. 'Her şeyin sorumlusu benim' diyen Erdoğan'dır sorumlu. Sarayda oturan zattır sorumlu.
Defalarca uyardım. Kendi ülkende, kendi vatandaşına dolarla borçlanma dedim. 'Hayır ben borçlanacağım' dedi. Hani sen milli, yerliydin. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra'daki bir avuç tefeciye teslim etme dedim.
Ekonomide, mutfaklarda var yangın. Defalarca söyledim. Bir anayasal kurum var Ekonomik ve Sosyal Konsey bir çağır bunları, bu yangını nasıl söndürebiliriz bir çağır, konuş dedim. Yapmadı. Bir kibrin devlete maliyetidir bugün yaşadıklarımız. Kibirli insanın bir ülkeye hizmet etme şansı yoktur.
İsraf diz boyu devam ediyor. Bırakın engellemeyi bunları devletin en önemli kurumlarının başına getirdiler. Bütün bu tabloların tek sorumlusu kifatetsiz, kibirli Erdoğan'dır. Kibrini yenememiştir. Kibir şeytana özgü bir kavramdır. Kibrini yenememiştir teslim olmuştur. Toplumun başına bu belaları getiren kişi budur.
Açtığı belalardan nasıl kurtulabilir bunun arayışı içinde neymiş dış mihraklarmış... Neymiş efendim ekonomik modellermiş...
Ne dış mihrakı kardeşim? Dışardan kimliği belirsiz 13 milyar dolar para geldi, kimin parasıydı bu para? Sen dış mihraklar diye kimden söz ediyorsun? Dış mihraklar kim, çık söyle. Milleti kandıracağını zannediyor, millet artık yemiyor bunları cebindeki paraya, mutfağına, elektrik faturasına bakıyor.
Dış mihraklar sana bunu yaptırdıysa senin zaten orada olmaman lazım. Her gelenin kandırdığı bir adam Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetebilir mi? Dış mihraklar demek beni kandırdılar demektir. Çocuk musun sen?
Erdoğan ve şürekasının tek bir hedefi vardır Türkiye'yi, insanımızı fakirleştirmek. Dolar baronlarına hizmet edenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet edemezler. Türk Lirası'nın değerini koruyamayan kişiye milliyetçi denilemez zaten. Bunlar gayri millidir. Destekleyenler de gayri millidir.
Yaptığı tam bir delilik, saçmalık, zırvalıktır. Satmaktan bıkmadın mı sen? Bu ülkenin bir onuru, parası var. Onu bile sattın peşkeş çektin.