CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçiminde de referandumdan bu yana izlediği taktiğe uygun olarak geri planda kalarak Ekrem İmamoğlu’na destek vereceğini söyledi. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’ya konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından bir bölüm şöyle:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iki hafta önceki kararlılığından bir eksilme olmamış.
Hatta bir adım daha umut dolu hale gelmiş…
İstanbul seçimi konusunda oldukça kararlı ve konuşmasının bütününe bakıldığında adından en çok söz ettiği, umudunu arttıran kesim lümpenlikten uzak vicdan sahibi muhafazakarlar…
Bu kesimin seçim sonrası gelişmeleri içine sindiremediği inancı Kılıçdaroğlu’nda oldukça yüksek.
TBMM’deki makam odasında sohbetimizde ağırlıklı olarak propaganda modeli ve seçim süreci üzerinde durduk.
Şunu belirteyim ki Kılıçdaroğlu yasak kararını alan YSK’daki 7 hakime oldukça tepkili…
Kılıçdaroğlu muhafazakar kesimin de karara tepkili olduğu görüşünde.
RAHATSIZ ETMEYEN DİL
O nedenle YSK’nın iptal ettiği seçimde İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’na oy vermeyen kesimi rahatsız etmeyecek bir dil kullanacaklarını belirtti.
“Ekrem Bey’in (İmamoğlu) bu açıdan güzel bir dili var…” dedi.
Bu kesimin, iptal edilen seçimde AK Parti adayı Binali Yıldırım’a oy vermekle birlikte, gelişmelerden vicdan rahatsızlığı duyduğunu belirtip ekledi:
“Oy veren ama Binali Bey (Yıldırım) kazanamayınca seçimin iptal edilmesinden rahatsızlık duyan bir kesim de var AK Parti’de… Vicdan sahibi olan bir kesim var. ‘Bu kadar da olmaz’ diyorlar, ‘hakkı yenildi hakkın teslim edilmesi gerekir’ diyen bir kesim var. Bunlar daha çok inançlı bir kesim. Lümpen değil. İnançlı, belli bir dünya görüşü var. Bunlar bu durumdan müthiş bir rahatsızlık duyuyorlar. Bir hak yendiği kanaatindeler. Kanaat değil aslında bir gerçek, ama onlar o kanaatteler. Dolayısıyla bu hakkın teslim edilmesini istiyorlar.”
‘BÜYÜK YENİLGİ YAŞADI’
Bu aşamada partisinin grup konuşmasındaki sözlerinden alıntı yaparak, “Kurumlar ve hukuk kurallarının tamamen alt edildiğini söylüyorsunuz. YSK kararını da buna örnek veriyorsunuz. Kurumlar ve kuralların bu kadar alt edildiği yerde siz sandık yoluyla başarıya nasıl ulaşacaksınız?” diye sorduk.
Yanıtı aynen şöyle oldu:
“Ulaşacağız. Zaten bu başarıyı sağlamak için seçime gidiyoruz. Tek adam rejimleri ilk kez Türkiye’de sandıkta yenilmiştir. Bu dünya siyaset tarihinde çok önemli bir yerdedir. İlk kez en büyük yenilgiyi yaşadı. İstanbul’da yaşadı hem de… Devletin kurumlarını kullanarak iptal ettirmiştir seçimi. Bu seçimde de yeneceğiz. Dünya siyaset tarihine aslında büyük katkılarımız olacak bizim. Alacağımız önlemlerle sandıkta hile yapılmasını engelleyeceğiz ve sonucunu da alacağız.”
‘AVUKATLAR SADECE MÜŞAHİT’
Sandıklara müdahale olursa nasıl bir yol izleyeceklerini sorduğumuzda da şu yanıtı verdi:
“Orada görevliler var. Hemen tutanaklar tutulacaktır. Her sandıkta bir avukat olacak. Bir hukukçu olacak…”
Sandıklarda avukatların görevlendirilmesine CHP içinden gelen, “Tabanın ve teşkilatın sandığına sahip çıkmasını gevşetir” yaklaşımlarını anımsattık.
Kılıçdaroğlu, avukatların “müşahit olarak görev alacağını, sandık görevlilerinin de partililerden oluşacağını” bildirdi.
Bu aşamada seçimin iptaline neden olan sandık kurulu başkanları ile ilgili olarak “24 Haziran seçiminde de aynı sandık kurulu başkanları aynı yerde görev aldılar” iddiasını anımsattık.
Buna ilişkin ellerinde bir veri olup olmadığını sorduk.
Kendisinde değil ama İstanbul teşkilatında bulunduğunu belirtti, “Bu sır değil zaten sandık kurullarında görev almış başkanlar da 24 Haziran’da da aynı yerde görev aldıklarını görev alanlar da söylüyorlar” dedi.
‘SAHADA BEN DEĞİL, EKREM BEY OLACAK’
Sorumuz üzerine kampanya sürecinde nasıl bir yol izleyeceklerini de şu sözlerle açıkladı:
“Kampanyada sahada Ekrem Bey (İmamoğlu) önde olacak. Ben referandumdan itibaren izlediğim stratejiyi izleyeceğim. Geride kalıp desteğimi vereceğim. Mesela bu akşam (dün) İstanbul’a gidip iftarda ilahiyatçılarla konuşacağım. Daha sonra 20-25 kişilik muhafazakar Kürtlerle oturup konuşacağım.”
Bu aşamada İstanbul’daki Kürt seçmenle görüşmelerinin devam ettiğini de belirtti, “Kararlılar…” dedi.
***
CHP’nin propaganda diline AK Parti seçmeni model oldu
CHP lideri ile görüşmemiz sonrası İstanbul’daki propaganda sürecinde etkin olan parti yetkilileri ile de sohbet ettik.
Aktardıklarına göre İstanbul’un 39 ilçesine birer koordinatör milletvekili atanmış…
Aktardıklarına göre bunlar ilçe başkanları ile yan yana çalışacak.
Bunun haricinde bugün İstanbul’a gidecek 110 milletvekiline “propagandanın dili” konusunda da bir sunum yapılacak.
Milletvekilleri dağıtıldıkları bölgelerde sunum yapılan dilin kapsamı dışında söylem geliştirmemeye özen gösterecek, buna bağlı kalacak.
Bu aşamada, “Propagandanın dilini oluştururken hedef kitleniz kimlerdi?” diye sorunca, ilginç bilgilere ulaştım.
WAG THE DOG
İlginç bir çalışma yapmışlar ve referandumda evet oyu veren, ancak bu seçimde ilçesinde AK Parti adayına, Büyükşehirde ise CHP adayı İmamoğlu’na oy vermiş kişileri bulmuşlar.
Kampanyayı yürüten şirketteki propaganda yapıcılar (spin doctor) ayrıca bu seçimde sandığa gitmeyen AK Partili bazı seçmene de ulaşmış.
Kampanya şirketindekiler odak gruplarla sohbet ederek hangi söylemlerden etkilendikleri tespit edilmiş.
Buna göre bir “tip model” yaratılmış ve etkilendiği dile yönelik söylemler üretilmiş.
Bundan böyle de kampanya boyunca bu grubun söylemlerden etkilenme durumlarına göre kamuoyu oluşumuna yöneleceklerini belirttiler.
Dinlerken bir ara Türkiye’de “Başkanın Adamları” adıyla yayınlanan “Wag The Dog” filmini izler gibi hissettim…