CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile birlikte THK Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı'yı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından THK Üniversitesi Türkkuşu Yerleşkesine geçerek burada incelemede bulundu.
İncelemelerin ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, THK'nın önemli bir kurumu olduğunu ve yanlış yönetim yüzünden bazı sorunlar yaşandığını söyledi. Şu andaki yönetimin, THK'yı toparlamaya çalıştığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gezdik, yöneticilerden bilgi aldık. THK gibi bir kurumun, geçmişte orman yangınları ile mücadele eden ve bu mücadelede başarı ile çıkan bir kurumun bugün atıl pozisyonda olması hepimizin yüreğini yaralıyor. Hepimiz böyle bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı son derece rahatsızız" dedi.
Dün yaptığı basın toplantısında THK'ya sahip çıkılması için iş dünyasına, iş insanlarına ve belediyelere çağrıda bulunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "11 büyükşehir belediye başkanımız da bu konuda bir açıklama yaptılar, 'Biz THK'nın yeniden ayağa kalkması için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz, her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız' diye. Ve o açıklamayı THK'ya da gönderdiler. Tabii bunların yapılması için THK yetkilileri ile bizim 11 büyükşehir belediye başkanlarımızdan belirlenen bir heyetin belirli bir zaman dilimi içinde bir araya gelmeleri, oturmaları, konuşmaları; finans ihtiyaçları nedir ve nasıl karşılanacağı konusunda çalışmaları gerekiyor. Bu yazı THK yetkililerine iletildi. Biz de THK'nın bir an önce ayağa kalkmasını istiyoruz. Geçmişte yapılan çok ciddi yolsuzluklar var. Bu yolsuzluklar şu anda yargıda. Bu yargıdaki davaları da yakından izleyeceğiz. Çünkü bu kurum Türkiye'de yaşayan herkesin kurumudur. Biz çocukluğumuzdan beri bu kuruma her türlü desteği verirdik. İlkokula giderken yardım kampanyalarında bulunurken her türlü desteği gönüllü olarak verirdik. Bütün vatandaşlarımızdan istirham ediyorum, THK'ya güvensinler, THK cumhuriyetin kurumudur, bu kurumu ayağa kaldırmak, bu kurumu eski görkemli günlerine ulaştırmak için herkesin çaba göstermesi gerekiyor" diye konuştu.
THK yetkililerine sorduğunu ve genel bütçeden bu kuruma bir katkı yapılmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Ben hükumet yetkililerine seslenmek isterim. THK'ya 11 büyükşehir belediyemiz katkı verecek ama genel bütçeden de katkı verilmesi gerekiyor. Yine THK'nın tüzüğünde yazılı görevler dolayısıyla bir ihaleye girmemesi lazım. THK, bir yıllık-üç yıllık ihalelere girmemeli. Ayrıca THK bütün bu ihalelerden müstesna tutulmalı. THK'nin tüzüğündeki görevi, örneğin orman yangınları söndürmekse verirsiniz bu yetkiyi ve bu yetkiyi aldığı için de THK her türlü hesabı verir. Topluma ve insanlara yıllık raporlarını yayınlar, medya olarak sizler izlersiniz, siyaset kurumu olarak biz izleriz, işlerin doğru yapılıp yapılmadığını kontrol ederiz. Bu konuda da eğer bir yasa teklifi getirirse iktidar kanadı, biz buna destek vereceğiz. Her türlü desteği vermeye hazırız. Ama hayır biz bunu vermeyelim de siz verin derlerse de kanun teklifini biz veririz. Bizim amacımız şu; cumhuriyetle yaşıt olan bu kurumun tarihine yakışır şekilde ayağa kaldırılması hepimizin ortak görevidir. Burada A partisi, B partisi, C partisi olmamalıdır. Bu cumhuriyetin kurumudur. Cumhuriyetin kurumu cumhuriyetin ormanlarına sahip çıkmak zorundadır. Elimizden gelen her türlü çabayı ve gayreti göstermeye hazırız. Umarım iktidar sahipleri de aynı çabayı gösterirler. Bunu günlük siyasi polemiklerin dışında tutarak bu kurumu ayağa kaldırmalıyız" ifadelerini kullandı.
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, uçakların durumuna ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
"Uçakların yedek parça sorunu var, onların giderilmesi gerekiyor. 'Biz bir uçağı en hızlı 3 ayda kaldırabiliriz çünkü sivil havacılığın kuralları var. Biz bir kamu kuruluşuyuz ve o kuralların dışında kalamayız' diyorlar. Haklılar. 3 ay mı olur, 5 ay mı olur bilmiyorum ama önemli olan bu kurumu ayağa kaldırmak. Çünkü bu orman yangınları bir yıla özgü bir felaket değil. Hemen hemen her yıl tekrarlanır. Bu yıl mevsim dolayısıyla iklim değişikliği dolayısıyla yoğunlaştı. Ama önümüzdeki yıl da yine iklim sorunu çıkacak karşımıza. Dolayısıyla THK'nın ve uçaklarının hazır olması lazım. Bugünden başlanırsa, kurumu ayağa kaldırırsak seneye inşallah orman yangını çıktığında gidecekler ve orman yangını bitirecekler. Ağaçlar bizim ağaçlarımız. Orada yaşayan canlılar da bizim canlılarımız. Dolayısıyla bir devletin her türlü felakete karşı tedbirli olması lazım. Cumhuriyeti kuranlar bunu düşünmüşler, THK'yı kurmuşlar. Kurmuşlarsa biz niye batırdık? Yeniden ayağa kaldırmamız lazım bu kurumu. Gezdiğimiz yerde pırıl pırıl ustalar var, pilotlar var. Bunlar bu kurumun uzun süredir atıl vaziyette kalmasından son derece rahatsızlar. Ormanlar yanarken bu uçakların uçmamasından ötürü son derece rahatsızlar. Yöneticileri de rahatsız. Biz onları anlıyoruz. THK'ya sahip çıkalım ve ayağa kaldıralım.THK bir partinin kurumu değil, Türkiye'nin bir kurumudur."
Kılıçdaroğlu, destek önerisine kurum tarafından nasıl bir tepki aldığının sorulması üzerine de, "Onlar çok memnunlar. 11 büyükşehir belediye başkanımızın aldığı karar kendilerine gönderildi. Onlar bundan son derece memnunlar. Tabii desteğin yapılabilmesi için uzmanlarla beraber bir masanın etrafında oturup belirli kararların alınması lazım. Eğer bize engel olmazlarsa, biz bu yardım kampanyasını da açarız. Değil 4 milyon, biz 14 milyon dolar para da toplarız. Yeter ki toplanan para yerinde kullanılsın, israf edilmesin. Biz oturup THK yetkilileriyle bütün bu sorunları aşarız. Ve harcanan her kuruşun hesabını da milletimize veririz" dedi.
Hangarda çalışabilir durumda uçak olup olmadığının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Hayır, şu anda yok" diye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun televizyon kanalı yöneticilerine mektup göndermesiyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine de, "Sizler gazeteci olarak kamu görevi yapıyorsunuz. Sizin yaptığınız haberlere bir başka otoritenin sınırlama getirmesi asla doğru değil ve kabul edilemez. Bu demokrasiye ve ülkenin itibarına gölge düşürür. Bir televizyon baskıyla karşılaşıyorsa artık biz ağzımızla kuş tutsak dahi 'Türkiye'de demokrasi vardır'ı anlatamayız. Son derece yanlıştır, medya özgürce haberini yapar eğer yanlış bir yer varsa da mahkemeler var, tekzip edersiniz. Veya ilgililer çıkar açıklama yapar."