Abdulkadir Selvi'nin "Kılıçdaroğlu’ndan ilkeler ittifakına yeşil ışık" başlıklı yazısından bir bölüm.
Meclis’te hareketli bir gündü.
Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya, Milliyet’ten Serpil Çevikcan, Cumhuriyet’ten Ayşe Sayın ve Hürriyet’ten Deniz Zeyrek ile birlikte önce Başbakan Binali Yıldırım’la sohbet ettik, sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldik.
Başbakan’a BMGK’nın Suriye’yle ilgili ateşkes kararının Afrin operasyonunu kapsayıp kapsamadığını sorduk. “Hayır kapsamıyor” karşılığını verdi. Rusya ve Fransa yetkililerinin Afrin’i kapsadığı yönündeki sözlerini hatırlattık. Başbakan, “Herkes her şeyi söyleyebilir. Önemli olan bizim ne söylediğimizdir. Biz başkasının söylediğiyle hareket etmeyiz” dedi. “Kapsamıyor”diye kestirip attı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Meclis’teki makam odasında bir araya geldik. Söz doğrudan sağlık durumuna geldi. Kemal Bey, “Aynı rahatsızlık pederde de var, abimde de var” dedi. Ancak araya kurultay girince operasyonu geciktirmiş.
Dinlenme imkânı bulup bulmadığını sorduk. “Belki de genel başkan olduktan sonra en çok dinlendiğim dönem” diye karşılık verdi. Dinlenirken, kitap okuduğunu söyledi. Soner Yalçın’ın yeni çıkan kitabı, ”Saklı Seçilmişleri” okumuş.
Kemal Bey, önümüzdeki hafta askerlik görevini yapan oğlu Kerem’e kavuşacak. Kerem Kılıçdaroğlu 6 Mart günü tezkere alıyor. “Gelecek evlilik hazırlıkları yapacak” derken Kılıçdaroğlu’nun gözlerinin içi gülüyordu.
Hâl hatır kısmından sonra CHP Lideri’ne birbiri ardına sorularımızı sıraladık.
Türkiye'nin ihtiyacı var
İlk soru ittifakla ilgiliydi. İYİ Parti lideri Meral Akşener ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ilkeler ittifakı önerisine nasıl baktığını sorduk.
“Ben olumlu bakıyorum. Tabii olabilir ilkeler belirlenir, o ilkeler doğrultusunda eğer bir birliktelik sağlanacaksa o ilkelerden yola çıkılarak yapılır. Zaten Türkiye’de uzlaşma ile yeniden bir Anayasa yapılmasını istiyoruz dedim. Daha önce de bunu deklare ettik biliyorsunuz. Buna ihtiyacı var Türkiye’nin” karşılığını verdi. AK parti ile MHP, ‘Cumhur ittifakı’ yaptı. Ancak CHP lideri, İYİ Parti ve Saadet Partisi’yle ittifaka ‘yeşil ışık’ yaktı.
Kılıçdaroğlu, ilkeler ittifakı dedi, biz ayrıntılarını sorduk. Örneğin, milletvekili seçiminde ittifak düşünüyor mu? CHP lideri, “Buna bugünden karar vermek için çok erken” karşılığını vermekle yetindi. Netleştirmek için ayrıntılı sorular yönelttik. “Cumhurbaşkanlığı seçiminde herkes kendisi girecek seçime ancak milletvekilliğinde bakacağız” mı diyorsunuz diye sorduk. “Öyle deniyor. Herkes kendisi girecek Cumhurbaşkanlığı seçimine” dedi.
Peki CHP-HDP ittifakı olacak mı? Onu da sorduk, sormaz olur muyuz? Kılıçdaroğlu, “Bizim duruşumuz çok açık ve net belli. Biz seçim yasasını değiştirip barajın sıfıra indirilmesini, %1-2’ye indirilmesini her partinin de bağımsız seçime girmesini arzuluyoruz” diye karşılık verdi. Yani, HDP ile ittifaka sarı ışık dahi yakmadı.
Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ve Saadet Partisi’yle ittifaka göz kırptı ama AK Parti ile MHP’nin hazırladığı ittifak yasasına sert eleştiriler yöneltti. “Bu yasa eşitlik ilkesine aykırı. Şimdi %9,90 oy alan kişi parlamentoya milletvekili sokamayacak, %1 oy alan milletvekili sokacak ittifak dolayısıyla. Sonra seçim güvenliği konusunda ciddi endişelerimiz var. Yasadan, yani tekliften kaynaklanan ciddi endişelerimiz var. Onların da giderilmesi lazım... Yasa, teklif bir anlamda halkın iradesinin gasp edilmesine yol açan 12 Eylül darbe hukukunun bir devamı. %10 seçim barajını getirdiler, bir de %50 ve üstü barajını getirdiler. İki barajlı bir sistem oldu ki bunun demokrasi ile bağdaşır bir yanı yok” dedi.
Bahçeli'ye yanıt
Bu noktada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Biz Cumhur ittifakı yaptık CHP de gitsin Cümbüş ittifakı yapsın” sözünü sorduk. “Bahçeli bizi hedef almak istiyor. AKP sözcüsü gibi... Yani AKP’nin söylemesi gerekeni Bahçeli söylüyor. O nedenle doğrudan muhatap almıyoruz” diye karşılık verdi.
Bunun üzerine, ‘İttifak yasası bu şekliyle Meclis’ten geçerse Anayasa Mahkemesi’ne götürecek misiniz’ diye sorduk. CHP lideri, “Elbette. Şimdi hukukçular inceliyor, üzerinde duruyorlar. Belki komisyonlarda pürüzlü yönleri büyük ölçüde giderilmiş de olabilir. Yani sonuçta siz seçimi güvenlikli bir ortamda yapmak zorundasınız. O kadar çarpık hükümler var ki sanki açık oy gizli sayım gibi bir anlayış üzerine inşa edilmiş bu teklif. Dolayısıyla bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Yani parlamentoda mücadelemizi yapacağız. Eğer bu haliyle geçerse de Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz tabii ki” karşılığını verdi.
Bu noktada Cumhurbaşkanı adayını halkın belirlemesiyle ilgili CHP tüzüğünde yapılması düşünülen değişiklik gündeme geldi.
Kılıçdaroğlu, “Seçeneklerden birisi yani halk belirliyor diye bir şey yok ortada. Üç seçenek vardı, bir de dördüncü seçenek olarak eklenecek oraya” dedi.