DW Türkçe'de yer alan habere göre, şu an dünya genelinde koronavirüse karşı 68 ayrı aşı projesi yürütülüyor. Ancak uzmanlara göre bu yıl içinde aşının bulunup kitlelere uygulanması güç. Alman Farmakolojik Araştırmacılar Birliği (VfA) uzmanları Covid-19’a (SARS-CoV-2) karşı bu yıl içinde bir aşının bulunması durumunda dahi sağlık sistemi gelişmiş Almanya’da bile kitlesel aşılamaların mümkün olamayacağı görüşünde. Bu yüzden de geriye iki seçenek kalıyor: Ya aylarca sürecek izolasyona devam ya da mevcut ilaçların etken maddeleriyle uygun bir tedavi yöntemi geliştirmek.
Peki yeni bir ilaca gerek var mı, kullanımdaki mevcut ilaçlar yeni tip koronavirüse yakalanan hastalara çare olabilir mi?
Ruhsatlı ve halihazırda kullanımda olan ilaçların yeni bir hastalığın tedavisi için yeniden konumlandırılarak kullanılmasına tıp literatüründe "Repurposing" deniyor. Bu yeniden konumlandırma, sıfırdan bir etken madde geliştirmekten hem daha basit, hem de süreç daha hızlı işlemiş oluyor. Zira böylece yeni bir ilacın hastalara verilebilmesi için gerekli geniş kapsamlı; maliyetli ve uzun süren test süreci ortadan kalkıp klinik denemeler daha hızlı sonuçlandırılabiliyor.
Koronavirüs tedavisinde işe yarayacak en mantıklı ilacın ya da etken maddenin hangisi olacağı yapılacak testler ve ilaç ruhsatlandırmalarından sorumlu kurumların kararına bağlı. Bu yüzden de uzmanlar, oluşabilecek yan etkilere karşı kişilerin hekimlere danışmadan kendi başlarına ilaç kullanmamaları gerektiğini belirtiyor.
Üç farklı ilaç grubu
Halihazırda SARS-CoV-2’ye karşı üç ana ilaç grubunda denemeler yapılıyor.
Antviral ilaçlarla virüslerin çoğalmasının durdurulması ve akciğer hücrelerine tutunmaları engellenmeye çalışılıyor. Antiviral ilaçlar örneğin grip (influenza), Hepatit C (sarılık), HIV (AIDS) ve Ebola virüslerinin yol açtığı hastalıkların tedavisinde ayrıca yine korona grubundaki virüslerin yol açtığı SARS ve MERS hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Ayrıca kısa bir süre önce etkisinin olduğu ortaya çıkan malarya (sıtma) ilaçları da yenit tip koronavirüs tedavisi için araştırılan ilaçlar arasında yer alıyor.
İmmünomodülatörler ise vücudun bağışıklık sistemini sınırlandırarak, vücut direncinin aşırı tepki vererek insanın kendi vücuduna ölümcül bir zarar vermemesini amaçlıyor. Bu tarz immünomodülatörler örneğin eklemlerdeki artrit (eklem iltihabı) ve iltihabi böbrek hastalıklarının tedavisi için geliştirildi.
Akciğerin korunmasına yönelik ilaçlarla akciğerlerin kanı yeterli oksijenle besleyememesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bu tip ilaçlar örneğin çoğu zaman ölümcül olan idiopatik pulmoner fibrozis gibi hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Akciğer fonksiyonunun giderek azalmasıyla karakterize olmuş idiyopatik pulmoner fibrozda, bronş ve bronşçuklar ve onları çevreleyen damarlar arasındaki bağ dokunun aşırı gelişmesi sonucu akciğerler sertleşiyor ve hastanın nefes alması giderek zorlaşıyor. Nefes darlığı ve kuru öksürük baş gösteriyor.
SARS, MERS, Ebola ve Influenza’ya karşı etken maddeler
Önceki koronavirüslere karşı kullanılan anti-viral ilaçların yen tip koronovirüsle mücadelede de işe yaraması olasılık dahilinde. ZiraSevere Acute Respiratory Syndrome (SARS) ve Middle East Respiratory Syndrome (MERS) de koronavirüslerin yol açtığı hastalıklardan. SARS-CoV-2 de 2002 yılına ait SARS’ın başka bir türü olarak görülüyor.
Laboratuvar araştırmaları Ebola enfeksiyonları için üretilen Remdesivir etken maddesinin SARS ve MERS-koronavirüslerine karşı etkili olduğunu ortaya koydu. Ancak Amerikan Gilead Sciences ilaç şirketi tarafından geliştirilen Remdesivir'e henüz dünya genelinde hiçbir ülkede ruhsat verilmiş değil. ABD’nin yanı sıra Çin’de de Remdesivir’le ilgili klinik araştırmalar sürüyor.
Bu virostatik ilaç, Remdesivir’in farklı RNA virüs türlerine etki etmesi gibi, aslında viral RNA polimerazını (RNA polimerazlar: bir DNA veya RNA molekülündeki bilgiyi RNA molekülü olarak kopyalayan enzimler ailesi) azalttığı için influenza tedavisinde kullanılıyor. 2014’ten itibaren başarılı bir biçimde Ebola tedavisinde kullanılıyor. Japon hükümeti 2016’da Gine’deki Ebola salgınıyla mücadele için Favipiravir yardımında bulundu. Çin yönetimi, yeni tip koronavirüs salgının çıkış merkezi Vuhan kentinde de Covid-19’a karşı Avigan konusunda umut verici bulgular elde edildiğini duyurdu.
Bunun üzerine başta Asya’da ve ardından dünya genelinde Avigan’a talep arttı. Berlin Charité Hastanesi'nde görevli virolog Christian Drosten de Avigan kullanımı konusunda İtalya’da yapılan testlerin “umut verici” sonuçlar ortaya koyduğunu söyledi. Japonya tedbir olarak iki milyon paket Avigan stokladı. 270 milyon nüfuslu Endonezya ya da Almanya da henüz testler sonuçlanmamış olmasına rağmen milyonlarca paket Avigan siparişinde bulundu.
Sıtmaya karşı etken maddeler
Geçen haftalarda yeni tip koronavirüsle mücadele için dillendirilen bir başka ilaç ise eskiden beri sıtma tedavisinde kullanılan; Resochin. Etken maddesi Chloroquin, eskiden sıtma önleyici olarak kullanılıyordu ancak son yıllarda kullanımı azaldı. Marseille'de hücre kültürü laboratuvarında yapılan testler, Chloroquin etken maddesinin koronavirüsün çoğalma hızını azalttığını ortaya koydu. Uzmanlar bu nedenle etken maddenin antiviral olarak da kullanabileceğini belirtiyor. 1930 yılında geliştirilen Resochin adlı ilaç halihazırda sadece Bayer şirketinin Pakistan’daki fabrikasında üretiliyor. Bayer şu sıralar Chloroquin etken içerikli ilaçların Avrupa genelinde üretilmesi için düğmeye bastı. Şirket ilacı üretip hükümetlere hibe etmek istiyor. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn da ülkesi için kapsamlı bir siparişte bulunduğunu açıkladı.
Şu an için test edilen sıtma ilaçları etken maddelerinden bir diğeri de Hydroxychloroquin.Testlerin olumlu sonuç vermesi halinde Novartis ve Sanofi şirketleri de koronavirüs tedavisi için dünya genelinde milyonlarca dozu hastalara sunacağını açıkladı.
Berlin Charité Hastanesi'nde görevli virolog Christian Drosten Marseille'deki araştırmanın uygulanış biçimi ve elde ettiği sonuçlar konusunda çekincelerini dile getirdi. ABD'de Başkan Donald Trump’ın Covid-19 hastalarının tedavisinde Chloroquin kullanımına destek vermesinin ardından Amerikan Sağlık ve Sosyal Hizmet birimleri de Marseille’deki araştırmayla ilgili çekinceleri olduğunu açıkladı.
HIV, kanser, multiple skleroz ve astıma karşı etkin maddeler
Lopinavir/ritonavir etken madde kombinasyonu içeren HIV ilaçlarının yeni tip koronavirüse karşı da etkili olabileceği konusunda umutlar yüksek. Amerikan AbbVie ilaç şirketinin ürettiği ve söz konusu etken maddeli Kaletra halihazırda Çin, Tayland ve Singapur’da Covid-19 tedavisinde deneme amaçlı kullanıldı. Ancak somut sonuçların elde edilebilmesi için daha fazla teste ihtiyaç duyuluyor. Alman Farmakolojik Araştırma Birliği (VfA) temsilcileri ayrıca halihazırda farklı pek çok antikor ve bağışıklık terapisi ilaçlarının koronavirüse karşı etkisinin incelendiğini duyurdu. Bunlar arasında HIV ve meme kanseri tedavisinde kullanılan Leronlimab antikor içerikli CytoDyn, ve MERS’e karşı geliştirilen iki antikor içerikli Regeneron ve Innovation Pharmaceutials’ın ağıziçi ve bağırsak enfeksiyonları tedavisi için geliştirdiği Brilacidin yer alıyor.
Bunun yanı sıra grip, multiple skleroz (MS hastalığı), meme kanseri, artrit, astım, pankreas iltihabı ya da hepatit tedavisi için halihazırda geliştirme aşamasında olan ya da ruhsat verilmiş pek çok ilacın yeni tip koronavirüs tedavisinde de etkili olup olamayacağı test ediliyor. Bu kapsamda MS tedavisinde kullanılan Novartis’in ürettiği Fingolimod ve kanser tedavisinde kullanılan Bevacizumab, Çin’de akciğerlerinde şikâyet olan Covid-19 hastalarına veriliyor. Aynı şekilde atrit tedavisinde kullanılan Roche firmasına ait Tocilizumab antikorunun da SARS -CoV-2’nin yol açtığı akciğer hasarında yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Göttingen kentindeki Alman Primat Merkezi'nin yönetiminde oluşturulan bir konsorsiyum da Camostat Mesilat üzerine klinik deneyler yapmayı planlıyor. Japonya’da pankreas iltihabı tedavisinde kullanılan bu etken madde bir akciğer hücre enzimini baskılıyor; bu da SARS-Cov-2 virüslerinin hücre geçişi için hayati önemde.
SARS-CoV-2’ye karşı ortak mücadele
Avrupa İlaç Kurumu (EMA), ilaç üreticisi şirketlere ve araştırma kurumlarına bir çağrıda bulunarak mevcut ilaçların yeni tip koronavirüs tedavisine uygunluğunun hızlı bir biçimde sonuçlandırılabilmesi için, hastalar üzerinde, birbiriyle uyumlu uluslararası araştırmaların yapılmasını istedi.
Dünya Sağlık Örgütü de kısa bir süre önce SOLIDARTY (dayanışma) adlı bir araştırma başlatıldığını duyurdu. Bu proje kapsamında koronavirüse karşı dört ayrı ilaç, farklı ülkelerce incelenecek. İlaç sektöründeki yoğun rekabete rağmen sektörün öncüleri, yeni tip koronavirüs teşhis ve tedavisi için uygun ilaçlar geliştirmek amacıyla birlikte hareket edecek. Bunun ilk adımı olarak şirketler elde ettikleri güvenli ve etkin moleküllere dair bulguları diğer şirketlerin erişimine sunmayı amaçlıyor. Bunların sonucunda en çok umut vadeden içeriklerse iki ay içerisinde hayvanlar üzerinde test edilmeye başlanacak.