Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uyarıları sonrası beklendiği gibi politika faizini yüzde 16'dan 15'e indirmesimuhalefeti harekete geçirdi. Muhalefet cephesi, ekonomide iyi yönetim ilkelerini birlikte belirleme kararı aldı.
Merkez Bankası'nın faiz kararından önce bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için yürütülen çalışmada olduğu gibi altı muhalefet partisinin ortak bir ekonomi masası kurması gerektiği görüşünde anlaştığı öğrenildi.
DW Türkçe'ye bilgi veren CHP ve İYİ Parti kurmayları altılı ekonomi masasında CHP ve İYİ Parti'nin yanı sıra DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti'nin olacağını ve bu partilere davetin yapıldığını aktardı. Bu dört partinin de CHP ve İYİ Parti'nin davetine olumlu yaklaştığı öğrenildi. Muhalefet partileri, ekonomideki sorunları belli başlıklar altında toplayıp çözüm önerileriyle toplumun karşısına çıkmayı planlıyor.
Bunun ekonomik kriz nedeniyle AKP ile MHP'den kurulu Cumhur İttifakı dışında seçenek arayan kesimleri rahatlatacağını düşünen muhalefet cephesi, halkla buluşmalarını kesintisiz sürdürmeyi ve bu buluşmalarda ekonomiye çözüm önerilerini tek tek anlatmayı hedefliyor.
Öncelikli gündem asgari ücret ve EYT
CHP ve İYİ Parti'nin öncelikli gündeminde, vergi ve sigorta kesintilerinin ardından asgari ücretlinin eline geçen 2 bin 825 liralık ücretin 4 bin lira seviyesine yükseltilmesi ve emeklilikte yaşa takılanların (EYT) sorunlarına dönük iktidar üzerindeki baskının artırılması yer alıyor. CHP ve İYİ Parti'de yapılan çalışmaya göre gelir vergisi, SGK işçi payı, işsizlik sigortası primi payı ve damga vergisi kesintilerinden sonra asgari ücretlinin eline bugün 2 bin 825 TL geçiyor. Kesintilerin 752 TL'yi bulduğunu, bu kesintinin yapılmadığı durumda asgari ücretlinin eline 3 bin 577 lira geçeceğini hesaplayan CHP ile İYİ Parti, asgari ücretin bugün 4 bin lira seviyesine çıkarılmasında ısrar ediyor.
İki partinin asgari ücretin artırılması talebine Saadet, DEVA, Gelecek ve Demokrat Parti de destek veriyor.
"Ülkenin ortak akla ihtiyacı var"
Altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişle ilgili toplantılarını sürdürürken DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ekonomi başta olmak üzere muhalefetin her alanda bir araya gelip topluma çözüm önerileri ve seçenekler sunması gerektiği mesajını vermişti.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, CHP ve İYİ Parti'nin kendileri de dahil dört partiye yaptıkları davet için DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada "Biz, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş çalışması yürüten altı parti olarak Türkiye'nin ortak akla, uzlaşıya ihtiyacı olduğu konusunda başından beri hemfikiriz. Bugün ülkeyi, kendi Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan'ı bile dinlemeyen bir şahıs yönetiyor. Bu ülkenin sağlam kurallara, güçlü kurumlara, liyakatlı kadrolara ihtiyacı var. Biz, bu zihniyetin değişmesi için ne gerekiyorsa yapacağız" dedi.
Revizyon mu, sorumluluk mu?
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin grup toplantısında AKP'lilere "Faiz sebep, enflasyon sonuç. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sürdüreceğim. Bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımız, kusura bakmasınlar" diye seslenmesinin ardından Ankara'da dikkatler, olası bir kabine revizyonuna çevrildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın "en kısa sürede" görevden alınacağının konuşulduğu siyaset kulislerinde Erdoğan'ın böyle bir revizyon için meclisteki bütçe görüşmelerinin bitmesini de bekleyebileceği tahminleri yapılıyor. Ancak AKP'liler ise kulislerde "Cumhurbaşkanı Erdoğan revizyon olup olmayacağı yönündeki sorularımıza herkesin sorumluluğunu bilmesi gerektiği yönünde yanıt verdi. Elvan'la ilgili rahatsızlığını dile getirdi, ama aksiyon alır mı hep beraber göreceğiz" diye konşuyor.
Bakan Elvan'ın, İstanbul'da 5.Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nin açılışındaki konuşmasında "Enflasyonda maalesef arzuladığımız seviyede değiliz" derken meclis plan ve bütçe komisyonunda yaptığı konuşmada da "Küresel konjonktür ve yurtiçi enflasyonun seyri temkinli olmayı gerektiriyor" ifadesini kullanması AKP içinde üstü kapalı olarak hükümetin para politikalarını eleştiri olarak algılanmıştı.