Sokaklarda insanlara ateş açan, stadyumlarda idam gerçekleştiren Taliban'ın vahşetini ortaya koyan yeni fotoğraflar yayınlandı. BM'ye sunulan gizli rapor örgüt ABD ve NATO ile çalışan herkesin peşine düştü,
Afganistan'da Taliban dönemi vahşetle başladı, hem Kabil Havalimanı çevresinden hem de diğer şehirlerden gelen görüntülerle dünyanın kanı çekildi. Taliban'a karşı gösteriler yayılıyor.
Afganistan'da Taliban bayrağına karşı ülke bayrağı bugün birçok şehrin sokaklarında dalgalanıyor. Afganistan’ın 102'nci Bağımsızlık Günü sebebiyle ülkede çeşitli şehirlerde insanlar sokağa çıktı.
Sokaklarda insanlara ateş açan, stadyumlarda idam gerçekleştiren Taliban'ın vahşetini ortaya koyan yeni fotoğraflar yayınlandı. Yerel medya, Taliban militanlarının toplu mezara atıp kurşuna dizdiği kurbanlar olduğunu bildiriyor.
Birleşmiş Milletler'e (BM) sunulan bir raporda ise, Taliban'ın NATO ve ABD askerleriyle çalışan ve işbirliği yapan herkesin yakalanması için çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. BM'ye istihbarat bilgisi sağlayan Norveç'teki Küresel Analiz Merkezi'nin düzenlediği gizli raporda, "Taliban, hedef alınan kişilerin teslim olmaması halinde, ailelerinin öldürüleceği veya tutuklanacağı tehdidinde bulunuyor" deniyor.
Belgede, Taliban militanlarının, Kabil havaalanına girişte denetleme yaptığı, bazı yabancı personelin çıkışına izin verilirken, "kaos" durumunun devam ettiği belirtiliyor. Rapora göre, Taliban, yeni rejim için çalışacak ajan ağları kuruyor.
KABİL HAVALİMANI'NDA YİNE UTANÇ GÖRÜNTÜLERİ
Çaresiz Afganlar, Amerikan askerleri kalabalığı geride tutmak için sersemletici bombalar atarken Kabil havaalanında bebeklerini dikenli tellerin üzerinden atarken görüntülendi.
10
İngiliz savunma bakanı Ben Wallace, Çarşamba günü İngiliz ve Alman pasaport sahiplerinin geçemediği ve uçakların yarı boş kalktığı yönündeki haberlerin ardından, batılıların Taliban'ın havaalanı çevresindeki çelik çemberinden geçmesine izin verildiğinde ısrar etti.
Wallace ayrıca, refakatsiz çocukların ülke dışındaki uçuşlara yüklenmeyeceğini söyleyerek, insanları bebeklerini havaalanı yerleşkesindeki İngiliz birliklerine vermemeye çağırdı.
Kaynaklar Bild'e, Alman Savunma Bakanlığı'nın Taliban'ın Doha'da yapılacak müzakereler için koz olarak rehine almasından korktuğunu söyledi. Dışişleri Bakanı Hieko Mass Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Alman hükümetinin militanlarla temas kurmak istediğini söylemişti.
Sivil halk ülkeyi terk etmeye çalışırken dört bir yandan kaotik görüntüler gelmeye devam ediyor. Ülkede kadınlar, Taliban'ın verdiği garantiye rağmen sokağa çıkmaya korkarken, CNN International muhabiri Clarissa Ward'un da bir günde değişen görüntüsü tüm dünyada gündem yaratmıştı.
Çaresiz Afganlar ve tahliye uçuşuyla kaçmayı uman ailelerin yanı sıra kalabalığı kontrol etmek için ateş açan Taliban savaşçıları ekibin etrafını sarmıştı.
CNN International ekibi ayrıca devasa derme çatma kırbaçı taşıyan bir adam gördü. Taşıdığı kırbaç aslında ikiye bölünmüş bir bisiklet kilidiydi, bu yüzden ağır metal asma kilit hala ortadaydı.
Bu görüntü karşısında CNN ekibi saniyeler içinde siper almak için koşmak zorunda kaldı. Taliban'ın CNN ekibiyle yüzleştiği anların görüntüleri ise deyim yerindeyse yürekleri ağza getirdi.
Ward, "Onu tabancayla dövmeye hazırlardı" dedi. Ancak başka bir Taliban savaşçısı araya girip diğerlerine Ward'ın ekibinin haber verme izni olan gazeteciler olduğunu söylediğinde, geçmelerine izin verildi.
Ward, "Her türlü çılgın durumu haber yaptım. Bu tam bir kargaşaydı. Çılgıncaydı. Sıradan bir sivil için dayanılmaz bir durumdu." ifadelerini kullandı.
Ward, "Bu çok üzücü," dedi ve ekledi: "Herkes kağıtları ve pasaportlarıyla yanımıza gelip "Lütfen, Ben tercümandım. İçeri girmeme yardım et, Amerika'ya gitmeme yardım et."
Reuters’ın paylaştığı verilere göre, Türkiye 552 vatandaşını ülke dışına çıkardı. ABD ise, 2000'i son 24 saatte olmak üzere bugüne kadar 5200'den fazla kişiyi tahliye etti. Washington, 22.000 savunmasız Afgan'ı ve hâlâ ülkede bulunan yaklaşık 15.000 Amerikalı'nın tamamını tahliye etme sözü verdi.
"Afganistan'dan ayrılma sürecinin daha iyi yönetilebileceğine inanmıyor musunuz?" şeklindeki soruya yanıt veren Biden, "Sanmıyorum. Bu süreç, ardından kaosun ortaya çıkmadığı bir şekilde ele alınabilirdi, bunun bir yolu olduğu fikri var ama bunun nasıl olacağını bilmiyorum." şeklinde konuştu. Biden ayrıca, söz konusu kararı alırken "kaos olabilir" durumunu da karar alma sürecinde değerlendirdiklerini belirtti. Amerikalıların ülkeden ayrılmasına izin verip vermeyeceği konusunda Taliban'ın ne yapacağından emin olmadıklarını anlatan Biden, "Peki şu an ne yapıyorlar, iş birliği yapıyorlar. Amerikan vatandaşlarının ayrılmasına izin veriyorlar." dedi.
"Basit bir karar verebilirdim. Eğer kalıyoruz deseydim o zaman çok daha fazla askeri oraya göndermeye hazırlanmamız gerekirdi." ifadesini kullanan Biden, verdiği kararlarla çok sayıda Amerikan askerinin Afganistan'da ölmesini engellediğini belirtti.
Peki, resmen evrim geçirdiğini dünyaya ilan eden, değiştiğini söyleyen Taliban ne yapmak istiyor? BBC İzleme Servisi'nden Mina al-Lami, örgütün Afganistan halkını kazanmak için kampanya yürüttüğünü bildiriyor:
Kadınlar ve kız çocuklarının geleceğine dair kaygıların farkında olan örgüt, dün Twitter'dan paylaştıkları ve 'okula gitmekte olan' kız çocuklarını gösteren bir resimle kızların eğitimden koparılmayacağı mesajını vermeye çalıştı. Aynı gün paylaştıkları bir başka videoda ise burka takmayan ve başörtüsü ile örtünen kadın doktor ve hemşirelerin çalışmaya devam ettiği görülüyordu.
Ancak başarmaları esnek ve pragmatik davranmalarına bağlı - ki onların vermeye çalıştıkları imaj da bu. Öte yandan siyasi kazanımlar elde etme çabaları sonucu Taliban daha geniş anlamda radikal hareketin gözünde kolayca meşruiyetini kaybedebilir."
Peştunlar, Tacikler, Hazaralar, Aymaklar (Aimaq), Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar ve Beluçilerin de aralarında bulunduğu birçok etnik grubun yaşadığı Afganistan'da, 20 ile 40 arası farklı dil ve lehçe konuşuluyor.
Sovyetlerin 1989'da Afganistan'dan çekilmesinin ardından bu kez iç savaşa savrulan ülkede, Cumhurbaşkanı Muhammed Necibullah'ın 1992'de devrilmesiyle Afgan nüfusunun yarısını oluşturan Peştun grupların Kabil'deki hakimiyeti de sarsıldı.
ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarından Afganistan'da üslenmiş El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin'i sorumlu tuttu. Afganistan'ı yöneten Taliban'dan El Kaide üslerini kapatmasını ve liderlerini ABD'ye teslim etmesini istedi. Taliban reddetti.